Ozturkce

Turkiye Turu Dugun Gelenekleri Plajlar Medya ik-eposta Web Sayfasi Yapilir Ankara Tanitim Evlilik Programlari Nostalji ve Anilar Ankara Havuzlar Ankara Tanitim 2 Fenerbahce  ilginc Oteller Burclar istanbul plajlar Otel ilesitim 2 Kpss Testler Kpss Testler 2 Gezici Rehber Gezici Rehber 2 Tuz Golu-Kaybolan Meslekler VOLKSWAGEN 1303 Antik Kentler ik Adresleri Alocular dikkat Memur Haber Firma ik Adresler Anadol STC Ana Sayfa Siyaset Ek Gelir Gezelim Gorelim Bodrum-izmir Antalya-Karisik iller Dini Sozluk 1 Dini Sozluk 2 Ozturkce  Firma listesi Turk Starlar Marka Hikayeleri Kangal  Cesitli Konular TROLEYBUS Gida Teroru Soykirimlar Yerli Araba iletisim Bilgilerim Twitter Takipci israil Boykot Teror Edebsizlik Derin Haber Yolsuzluk Aile  Askerlik-Sehitlik Hz Muhammed Cesitli konular e-bilet Asti Jigolo Servisi



A harfi ile baslayan isimler
ABA: Saygıdeğer, saygıya layık kisi. Bazı Turk boylarında “ana’’,’’abla’’ , bazılarında ise baba anlamında
da kullanılmaktadır.
ABADAN: 1- Comert, verici 2- Bağıslayıcı, gonul yapıcı
ABAK: Temiz, iffetli, namuslu kisi
ABAKA: Yakın akraba, amca cocuğu
ABAKAN: Alicenap
ABAKAY: 1- Yakın akraba, yeğen, amca cocuğu 2- Sibirya’da saygın ve sozu gecen hanımlara verilen bir
unvan
ABALA: Abla
ABAR: (Avar): 1- Gosteris, heybetlilik 2- Bas eğmez, direncli
ABAS: Hanım yuruyusu (Kucuk narin adım)
ABAY: 1- Aydınlık, aydınlık verici 2- Hayret uyandıran, hayret verici
ABAKIYMIS: Gonul kırıcı, can yakıcı
ABCAR-(Avsar): 1- Isin ehli kisi, is bitirici 2- Uyumlu, itaatkar
ABI: 1- Can, ruh 2- Soyluluk
ABIC: Gonullu
ABIDAN: Icli, gonul insanı
ABIK: Icli, gonullu
ABIKAN: Mec.Soylu
ABIL: Gonullu, Istekli
ABINAK: Sakinlesmis gonul rahatlığı icinde olan
ABINC(Avunc): Avunc, teselli
ABIS(Apıs): Bacağın diz kapağından yukarısı
ABISKA : Icten, ictenlikle calısan
ABIZ: Ruhsal, ruhlarla ilgili
ABIKE: Alicenap, yuksek gonullu
ABIN: Mutlu, memnun, hosnut
ACAR: 1-Gayretli,Hareketli 2- Gozu pek, yırtıcı
ACLAN: Acık,Acılan
ACU-(Acı,Acığ): 1- Acık 2-Keskin, sert 3- Acı,aralık
ACUN: Dunya, yeryuzu
ACUNAL: birl. Acun/Al (Almak’tan)
ACUNAY: birl. Acun/Ay/Mec.”Dunya guzeli”
ACUNLUK: Dunya malı,dunyalık
ACUNSUZ: Dunya malında gozu olmayan
ACA: 1- Toplum icinde saygınlığı olan kisi 2-Analık derecesinde saygıya layık hanım
ACAN: Acma eylemi icinde olan (Cicek gibi)
ACIĞ: 1-Acık,durust 2- Bahsis bey yada hanların verdiği bahsis
ACIK: (Acığ) Buyuk kardes
ACIL: Acık, acılmıs
ACUK: (Acık) Iyi huylu,mulayim
ADAK: 1-Soz,nisan 2-Bağıs,sungu
ADAL: Sadık, guvenilir
ADALAN: Unlu, sohretli
ADALDI: Unlu
ADALIR: Unlu
ADALMIS: Unlu
ADAN: Uygunluk, liyakat
ADANIR: Unlu
ADANMIS: Adaklı,adak olmus
ADAR: Adama eyleminde bulunan
ADAY: Memnunluk,hosnutluk
ABDAN: Unlu
ADBERILGEN: Adına layık ve ununu hak etmis kisi
ADIKTI: Unlu
ADIN: Unlu,adı anılan
ADINCIĞ: 1-Seckin,mumtaz 2- Olağanustu, fevkalade, bambaska
ADIOTE: birl. Adı/Ote Mec. Temiz bir une sahip
ADIVAR: Unlu,tanınmıs
ADIYAKSI: birl. Adı/Yaksı(Adı guzel)
ADIYAMAN: birl. Adı/Yaman Mec. Urkutucu bir une sahip kisi
ADIYEKE: birl. Adı/Yeke(yeğ) Mec. Saygıyla anılan kisi, adı yeğlenen kisi
ADKIR: Aygır,erkek at
ADMIS: Un almıs, tanınmıs
ADSAY: birl. Ad/Say Mec. Adına saygı duyulan kisi
ADSIZ: 1- Fakir,kimsesiz
AFSAR (Abcar)
AFSIN: Apcın,(Opcın) Zırh,demir orgulu savas giysisi
AFTABA: Su ibriği
AGA (Ağa,Aka): 1-Saygıdeğer, ulu kisi 2- Comert,koruyucu 3-Buyuk erkek kardes,ağabey
AGOLA: Yonetici,amir
AGUN: Tatmin,avuntu
AGUNMUS: Avunmus,sakin
AĞACA: Akca, beyazca, alımlı
AĞALAK: Oğlak
AĞALBAY: Muhterem,saygıdeğer
AĞAN: 1-Yuksek,yukarıda,yukarılara cıkan 2- Geceleri gokten hızla gecen, ısıklı nokta
AĞAR: 1- Ağı ağırbaslı, oturaklı 2- Gonul ferahlığı 3- Goğe yukselis
AĞARTMIS: 1- Namuslu,durust 2- Alcak gonullu, mutevazı
AĞAT (Akat): Namuslu, gonullu, iffetli
AĞAYA: Makul,gecerli,uygun
AĞDUK: Kutsal,muhterem
AĞICI: Ağcı, Akcı, Akıcı, Hazinedar, Hazine sorumlusu
AĞIC: Varlık, hazine,servet
AĞILGAT: 1-Saygıdeğer 2- Yıldız,gezegen
AĞIM: Yukselis
AĞIR: 1- Ağırbaslı,olgun 2- Unlu,saygın
AĞIRBAS: birl. Ağır/bas, olgun, alcak gonullu
AĞIS: (Ağıc) Hazine, servet
AĞIT: Mersiye,olum Turkusu,goğe yukselen feryat
AĞLAMIS: Cileli,cile ceken
AĞMIK: 1- Unlu,tanınmıs 2- Yuksek rutbeli
AĞRAK: Yukselen,ilerleyen
AĞRITMIS: Mec. Acı kuvvete sahip kisi
AĞUL: 1- Ay’ın halesi 2- Oba, koy
AĞUTUR: Yukselten,yukarı cıkaran
AĞZUKARA: birl. Ağzı/Kara. Mec. Sert konusan, acımasız ve hukmedici konusan kisi
AK: 1- Beyaz 2- Doğus, doğum 3- Yukselis 4-Parlaklık 5-Devinim,hareketlilik 6-Mec.Namusluluk,iffet ve
guvenirliğin sembolu
AKA: Buyuk,ulu kisi,saygıdeğer kisi
AKABA: Yokus,meyil
AKAC: Akıcı
AKALIN: bir. Ak/Alın mec. Durust,namuslu
AKAN: 1- Akıcı 2- Yukselen
AKARCA: Dere,ırmak
AKAR: Dere,akarsu
AKARSU: Dere,ırmak
AKAS: birl. Ak/As mec.Helal rızk
AKAY: birl. Ak/Ay 1- Ayın en guzel anı 2- Yenisey Turklerinde “hanımefendi” anlamında kullanılır.
AKBAS: birl. Ak/Bas mec. Durust,namuslu
AKBEL: Durust,sozune guvenilir kisi
AKBERGU: birl. Ak/Vergi fıtrat,huy mec.iyi huylu
AKCA: 1-Beyaza kacan 2-Ipekli dokuma 3-Para,maliye,hazine
AKCALAR: birl.Ak/calar mec.Ak tenli hanım
AKCALI: Zengin,mal sahibi
AKCALMAZ: birl. Ak/Calmaz mec.Yanık tenli hanım
AKCIL: 1-Ak tenli, akca yuzlu 2- Ağarmıs, aklasmıs
AKCIN: Sozune guvenilen,sağlam kisilikli
AKCORA: birl. Ak/Cura 1- Samanist gelenekte iyi ruh ve iyilik perisi
AKEL: birl. Ak/El mec.Durust,namuslu
AKGUN: birl. Ak/Gun mec. Gelecek,istikbal
AKHAN: birl. Ak/Han Samanist gelenekte “Iyilik Tanrısı”
AKI: Eli acık,comert,zengin gonullu
AKIM: 1-Yonelim,yukselis 2- Akmaktan, akıcı,yayılıcı
AKIN: 1-Saldırı,hucum 2-Kazak ve Kırgızlarda, ozan ve muzisyenlere verilen ad
AKINAY: birl. Akın/Ay Turkistan’da hanım ozanlara verilen ad
AKINCI: 1- Akın eden,saldıran 2- Osmanlılar donemindeki, oncu birliklere ve bu birliklere dahil olan
kisilere verilen unvan
AKIS: 1-Yukselis 2-Akmaktan akıs 3-Servet,hazine
AKKARA: birl. Ak/Kara mec.Zıtların butunluğu
AKMAN: birl. 1-Temiz,iffetli 2-Apak,bembeyaz
AKOBA: birl. Ak/Oba mec.soylu
AKSAK: 1-Aksayan,seken 2-Yukselen,cıkan
AKSOY: birl. Ak/Soy mec.Soylu
AKSAMAN: birl. Ak/Saman Samanist gelenekte,iyi ruhlarla ilgilenen ve iliskiye giren kam
AKSIT: Yurekli,gozukara
AKTAN: birl. Ak/Tan seher vakti,safak
AKUZ: birl. Ak/Uz (Uzman,usta)
AKUN: birl. Ak/Un mec.Temiz,sohretli
AKYOL: birl. Ak/Yol mec.Durust,namuslu
AKYON: birl. Ak/Yon mec.Durust,namuslu
AKYUZ: birl. Ak/yuz mec.Durust
AL: 1-Bayrak kuması 2-Kızarmıs,kızarık 3-El,kolun bilekten asağı kısmı 4- Ala,alaca 5-Almaktan al
ALA: Karısık renkli,benekli
ALABAN (Alban)Timsah
ALACA: Karısık renkli
ALACUK: Kulube,baraka,Altay Turklerinde,oda,(Cadırın ic bolmesi)
ALAGAN: (Algan)Fatih
ALAGAS: Ender rastlanan,nadir
ALAGUN: birl. Ala/Gun Gun ortası
ALAK: Yok edici,oldurucu,alıcı,avlayıcı
ALAN: 1-Isık,nur 2-Orman icindeki acık ve duzluk bolge 3- algan
ALANCA: Bahcelerdeki ağac aralarında bulunan cimenlik bolge
ALANGUVA: birl. Ala/Geyik
Cengiz Kaan’ın onuncu gobekten buyuk anası 2- Ergenekon destanında adı gecen Uldız Han’ın kızı
3-Turk mitolojisinde yer alan unlu kadın ki, efsaneye gore, bir nevi Turklerin ’’Meryem Ana” sı gibidir.
ALAR: Yalancı karanlık(Gunduz vaktinde)
ALAS (Alaz) Samanist gelenekte “Ates Tanrısı’’
ALASAYVAN: Safak vakti,Gunesin doğusu
ALASI: Erek,amac,sahip olunması istenen nesne
ALATAS: birl. Ala/Tas Koz,ates parcası
ALAYUNT: birl. Ala/Yunt Altay Turklerinde “kısrak” anlamında kullanılmaktadır.
ALBA: Yukumluluk,hizmet yukumluluğu
ALBAGA: Hasılat,savas yada av ganimeti
ALBAN: Harac,ganimet
ALBATU: Burokrat, hizmetle yukumlu kisi
ALBENI: Cekim,cazibe,sempati
ALCU (Alcu)Alıcı,avcı
ALCICEK: birl. Al/Cicek (Gul’un Turkce karsılığı)
ALCIN: Kızıl renkli bir calı kusu
ALCU (Alcu)1-Algan,Fatih,2-Alcı,Avcı
ALDI: 1-Oncu,ondeki,selef 2-Algan,Fatih
ALDUR: Ok atısı,oklayıs
ALEV (Yalav...Yal kokunden)Atesten cıkan ısık
ALGAN: Fatih,Fetheden
ALGAZIN: Yabani vahsi hayvan
ALGI: 1-Fetih,Almaktan... alım 2- Fehim,algılama
ALGIN: 1- Serap 2-Yuksek yer 3- Bitiricilik,bitiris
ALGIS (Alkıs): Dua,yakarıs,niyaz
ALGU: 1-Tum,hepsi 2-Toplum,topluluk 3-Silah 4-Alıcı,avcı
ALGUR: Sakin,kendi halinde,kendinden emin
ALGUN: birl. Al/Gun”...Kazak ve Kırgızlarda,doğum sırasında yasanan dikkat cekici,unutulmaz gunleri
mecz eder.
ALICI: Alcu,Avcı
ALIK: Alıngan,Kırgın
ALIM: 1-Cekim,Cazibe 2-Vergi,Harac
ALIMGA: Yazıcı,(Han ve Kaanların buyruk ve fermanlarını yazan gorevli kisi)
ALIMLI: Cekici,Cazibeli
ALINAK: birl. Alın/Ak mec.durust,namuslu
ALINCAHAN (Alıncak Han) Oğuzname’ye gore,Turk’un oğullarından
ALINCAK: 1-Cekici,cazip 2- Alıngan,nazik
ALINGAN: Alınan,incinen,gucenen
ALK: Bitirmek,yok etmek,sona erdirmek,bitiricilik
ALKA: 1-Bitirici,yok edici 2-Ileri,ilerici
ALKABOLUK: birl. Alka/Boluk..Vurucu Tim
ALKAN: Alkan,Fatih
ALKAR: Bitirici,yok edici
ALKAS: Bitirici,yok edici
ALKI: Pervasız,vurdumduymaz
ALKIM: 1-Gokkusağı 2-Gerdan
ALKIR: Tamamlayıcı,bitirici
ALKIS: Algıs,dua,ovme,yuceltme
ALMA: Elma
ALMAKAY: Elma yanaklı
ALMALUK: 1-Alınması gerekli olan 2-Elma bahcesi
ALMAS: Almaz,nazlı
ALMILA: Elma
ALMIS: Algan,Fatih
ALP: Bu sozcuk bircok erdemi icinde barındırır. Bilgelik, yiğitlik, fedakarlık, kahramanlık,
gozukaralık, toplumculuk, vb. ile birlikte tum bunlar arasındaki uyumu da icerir.
ALPAGU: Dusmanına tek basına saldıran kisi
ALPAGUT: 1-Alplik gosteren kisi 2-Kurt soyundan 3- Seckin ve saygın kisi
ALPEREN: birl.Alp/Eren (Gazi, Dervis) Toplumun sayıp sevdiği, ornek aldığı savascı kisilerin genel adı
ALPMAN: Alp gibi Alpce yasayan
ALTACU (Altac): Aldatıcı taktik sahibi
ALTAMIS: Aldatıcı,hileci
ALTAN: 1-Altın 2-Gunesin doğus anı,Safak
ALTANURUG: (Altın Uruk) Cengiz Kagan ve oğullarının soyuna verilen unvanlardan
ALTAY: 1-Al/Ala/Tay 2-Altın 3-Ormanlarla kaplı yuksek dağ
ALTINDAĞ: birl. Altın/Dağ/Altay dağlarının,diğer adı.
ALTU (Aldu): 1-Ilk,Birinci 2-Algan,Fatih
ALTUN: Altın
ALTUNSABAK: birl. Altun/Sabak(sopa,değnek)
ALUC: 1-Alıcı(Alcu) 2-Kayın cinsi bir ağac
ALUNGAN: Alıngan,nazlı
ALUNUR: Nazlı
ALYU: (Algu)
T..Cağatay Han’ın torunu
AMAC: (Umac)Gaye, hedef, beklenti
AMAN: (YAMAN) Sertlik
AMGAK: Emek/Zahmet
ANAC: 1-Anacık 2-Analık duygusu cok gelismis 3-Anaya ceken 4-Doğurgan, uretken
ANAGAY: Anaya cekmis, anaya benzer
ANASIOĞLU: birl. Anası(nın)Oğlu (Babası erken olmus ve ozellikle anası tarafından bin bir gucluklerle
yetistirilip buyutulmus, yetim cocuklar icin kullanılmıs olduğu anlasılan Turk adlarından)
ANAT: 1-Anı,Anılan 2- Yakın,hısım
ANAZ: Yeğrek, evla, eftal
AND (ANT) 1-Yemin,soz 2- Yakın akraba
ANDA: Birlikte ant icmis(kan kardesi) (Anda’lık Turklerin en eski geleneklerinden biridir. Andalar
birbirlerini kardeslerinden daha ileride korur, sayar ve kayırmaya calısırlar.)
ANDAC: Hatıra, anı olsun diye verilip,alınan hediye
ANDARIMAN: Anılara değer veren ve saygı gosteren kisi
ANDIR: Anısı ola hatıra
ANGAY: Anılarına bağlı olan kisi
ANGI: 1-Anı,hatıra,2-Yetki, yeterlilik
ANGIM: Mamur, hakim
ANGIN: Unlu, anılan, adı duyulan
ANGIS: Unlu, meshur
ANGIT: Yaban ordeği
ANIK: 1-Anlayıs, yetenek, fehim 2- Hafıza, bellek 3- Hazır, mevcutlu
ANLI: 1-Sakin, ağırbaslı 2- Bellek, hafıza
ANIT: Anı olsun diye yapılan yapı
ANITGAN: Anıt yapan
ANLI: Unlu, tanınan
ANNAK: Yadigar, hatıra
ANT: And, Yemin
ANTLIĞ: And icmis, Yeminli
ANUCUR: Ovulmus, ovulmeye layık
ANUK: Yadigar, hatıra
ANUS: Anıs, anma eylemi, anı
APA: Ulu, buyuk, saygıyı ve hurmeti hak etmis kisi (Bazı Turk bolgelerinde “baba” anlamına da
kullanılmaktadır.
APAĞ: Apak, temiz
APAK: Temiz, namuslu,iffetli
APATEG: (Apatek)birl. Apa/Tegtek(gibi,benzer)
ARA: Orta yer, ortalık, bosluk, orta
ARAL: 1-Ada 2- Aralık,orta, ortalık
ARAS: 1- At kılı 2- Kalın yun 3- Talih,baht
ARASLAN: Arslan (Cuvaslarca soylenisi)
ARAT: Cesaret, yureklilik
ARBIS: Buyu,efsun
ARBUZ: Buyu, sihir
ARCA: 1-Arıca, saf, temiz 2- Cam ağacı, camdan yapılmıs kutu
ARDA: 1-Uzun değnek 2- Artcı, halife, ardı sıra giden
ARDALI: (Ardalu) Yonetici, amir
ARDIC: 1- Halife, artcı 2- Bir ağac turu
ARGA: Zeki, akıllı
ARGAN : (Arkan) Kement, kement bağı
ARGATU: Yaban koyunu
ARGIC: 1- Kır, mera 2- Gurur
ARGIN: 1-Yavas, sakin 2- Gelecek yıl
ARGUN: Pars cinsinden avcı bir hayvan
ARGUS: (Arkus)1- Edepli, terbiyeli 2- Haberci, haber veren
ARGUDEN: birl. Ar/Guden, Arlı, edepli
ARI: (Arık) 1- Saf, arı, arınmıs 2- Irmak, dere
ARICA: Soylu, temiz, iyi huylu
ARIC: Barıs, sulh
ARIĞ (Arı, Arık)
ARIK: 1- Arı, arınmıs, temiz 2- Narin, ince yapılı
ARIL: Arınmıs, temiz, pak
ARIN: Saf, arınmıs
ARINC: 1-Barıs, kurtulus 2- Temizlik, saflık, gunahsızlık
ARINIK: Saf, seffaf, billur
ARINMIS: Temiz, gonullu
ARKIN: 1-Argın, yavas, sakin 2- Halef, ardıc
ARKIS: 1-Ulak, haberci 2- Kervan, kafile
ARKUN: Halef, geriden gelen, takipci
ARKUY: Siper, mevzi
ARKUZ: (Arguz) Edepli, iyi huylu
ARLAĞ: Arlı, edepli
ARLAT: Biricik oğul, anaların en cok ustune dustukleri oğul
ARMAGUN: Armağan, hediye
ARMAĞAN (Yarmagun-Yarmagan)- Hediye
ARMAN: 1- Onurlu, arlı, edepli 2- Dilek, istek 3- Hayal, fantezi
ARPA: 1- Buyu, tılsım, Samanist gelenekte, Kamların okuduğu dua 2- Tahıl
ARPAD (Arpa)
ARSIN: (Ersin) Kurtulus, istiklal
ARSALAN: Arslan
ARSLAN: Yırtıcı hayvan Mec. Cesaret, atılganlık ve gozu pekliği sembolize eder.
ARSLANBALA: birl. Arslan/Bala..Arslan yavrusu
ARSLANCIK: Kucuk arslan..Arslan yavrusu
ARSLANCA: Arslan gibi, arslan ozelliklerine sahip
ARSU: birl. Ar/Su mec. Namuslu, durust
ARSUN: 1- Efendi, ağırbaslı 2- Rahata ermis, huzurlu
ARTAGAN: Bereket, artuk, fazlalık, bolluk
ARTAM (Erdem)
ARTIM: Bereket, bolluk
ARTUC: Mızrak, mızrak ucu
ARTUK: Fazlalık, ustunluk, bereket mec. Varlık, zenginlik
ARTUKDOĞAN: birl. Artuk/Doğan
Kırgızlarda, olağanustu vasıflara sahip kisilere verilen bir unvan
ARTUN: Vakarlı, olculu
ARTUR: Cazibeli, cekici, isveli, fettan
ARTURU: 1- Ekstrem, uc noktalarda 2- Bereket, bolluk
ARTUT: Armağan, hediye
ARVIS: Sihir, buyu, tılsım
ARZIK: Fanatik, bağnaz, sofu
ASAN: 1- Sağlıklı, zinde 2- Asma eyleminde olan
ASENA: Efsanevi disi kurtun adı. Yakın, Yakınlık duyulan
ASIGLI: Faydalı,Gerekli
ASIĞ (Ası,Asık) 1- Fayda, Cıkar 2-Kar,temettu
ASPAR (Asbar) Faydalı, ise yarayan
ASRAK: Himaye, Koruma
ASAN: Asmak’dan ...mec. Azimli, engel tanımaz
ASIT: 1- Asılacak, asılması gerekli olan 2- Isitmekten...Isit, kulak ver
ASKAR: 1- Savas atı 2- Kuyruk ve yelesi kara, vucudu kula renginde olan at
ASKIN: 1- Asmıs, ustun, faik,akranlarından ileride olan 2- Melodi,nağme
ASUK: 1-Asık,asmıs, gecmis 2- Tolga
ASULA: Yılmaz irade sahibi
ASUR: Asırmaktan... mec. Yılmaz, gayretli
ATA: 1- Ulu, saygıdeğer kisi 2- Baba, dede, ced 3- Adın ve soyun bağlı olduğu kok
ATABAY: birl. Ata/Bay lala, beybaba. Han, Kağan ve padisah cocuklarını eğitip yetistiren kisilere verilen
bir unvan
ATAC: 1- Atasına bağlı, Atasının yolunda 2- Atadan intikal eden 3- Buyukluk gosteren cocuk
ATADAN: Miras, manevi miras
ATAERI: birl. Ata/Eri mec.Atalarına ve gecmisine saygılı
ATAGUC: birl. Ata/Guc mec. Gucunu atalarından almıs
ATAĞ: (Atak) 1- Un, nam, sohret 2- Atılgan 3- Dağ yolu 4- Cağlayan 5- Bir sahin turu
ATAHAN: birl. Ata/Han mec. Devletin ilk kurucu buyuğu, devlete ad veren kisi
ATALA: Tanınmıs, unlu ve zengin
ATALAN: Unlu, Meshur
ATALAY: Ad almıs, un almıs, meshur kisi (Atila’nın asıl adının bu ve bundan bozulup cevrilmis hali
olduğunu soyleyen bazı tarihcilerimiz de var.)
ATALIK: Miras
ATALMIS: Unlu, meshur
ATAMAN: Ulu, Saygıdeğer kisi
Bir kısım tarihcilere gore, Osmanlının, kurucusu olan Osman bey’in asıl adı budur. Bir kısmı
Atman, bir kısmı Otman der.
ATASAGUN: birl. Ata/Sagun Hekimlerin en ulusu bashekim Samanist gelenekte de aynı ad, en iyi kamlar
icin kullanılmaktadır.
ATAY: 1- Unlu, tanınmıs 2- Akın, hucum
ATIGAY: Unlu, tanınmıs
ATIĞ: Adı sanı belli, ununu arttırmıs kisi
ATIL: Unlu, meshur
ATILGAN: Atak, gozupek,cesur
ATILMIS: Atılgan, gozupek
ATIS: Unlu, meshur
ATILAY: Turk tarihinin en onemli kisilerinden,Batı Hun imparatoru, Bu kisinin adı uzerinde tarihci ve
dilciler pek de anlasamamıslardır. Benim gorusum de goc sırasında Itil ırmağı kıyısında doğmus
olmasından dolayı “Itil/Ay”dır. Ancak bununla birlikte bu kisi icin bazı adlar soylenmekte
(Atila,Atilla,Atılay,Atilay,Atalay,Atlıhan vb.) Anlamlar:1- Atacık,babacık 2- Itil ırmağı kenarında
doğduğundan ve Turklerdeki eski bir gelenekten dolayı “Itil” cocuğu anlamında verilen Itilay’ın zamanla
Atilay’a donusumu 3- Atlı/Ay 4- Atlı/Han 5- Macar dilinde celik anlamına gelen “Atzel” den
ATLIĞ: Unlu,zengin
ATMACA: Yırtıcı bir avcı kus
ATMAN: Unlu, saygın
ATMIS: Atma eyleminde bulunmus (ok,kargı vb.)
ATSAK: Unlu, adı duyulan
ATUK: Bolluk, bereket
AVAR (Abar) 1- Heybet, buyukluk(Abartı) 2- Direnclilik, dayanıklılık
AVAZ: Nara, yuksek perdeli ses, cığlık
AVCI: Av yapan, avlayan
AVCIL: Avlayıcı, av isinin uzmanı
AVGAN: Avuntu
AVINC: Avuntu, teselli
AVINCA: Avunc
AVINGU: Avunc,teselli
AVLAK: Av yeri, av olanı
AVKAR: Bozkır bıldırcını
AVUNC: Teselli, avuntu
AVUCU: Avunc
AVUNDUK: Avuntu, teselli
AVUTMUS: Teselli eden
AY: Dunyamızın uydusu olan gezegen. Ancak Turk kulturunde bu ad guzellik, temizlik, ahlaklılık vb.
değerleri de iceren bircok oğeyi icinde barındıran bir sembol ve mecaz olarak kullanılmıstır. Cok onceleri
erkeklerde kullanılmasına karsın, zamanla kız cocuklarına ad olarak verilmis, gerek basta, gerekse de son
da, birlesik ad olarak değerlendirilmistir. Bununla birlikte bazen gecmis orneklerde de goruleceği gibi hem
erkeklerde hem de kızlarda kullanılmıstır. Ancak yine de ağırlık kız adlarındadır.Ve kız adlarında onemli
bir konumdadır.
AYAĞ (Ayak) 1-Uğur, seref, san 2- Devinim, hareket (ayaklanma sozu) buradan gelir.
AYANA: birl. Ay/Ana Altay Turklerinin eski tanrıcalarından
AYAS: Ay ısığı, mehtap, gece aydınlığı
Altay, Tuva, Cuvas Turklerinde Tanrı sıfatı olarak kullanılan bir ad
AYATA: birl. Ay/Ata Samanist gelenekte, goğun altıncı katına bakan Tanrı
AYAZ: 1- Ay ısığı 2- saf, berrak hava 3- Kuru soğuk
AYBAKIM: birl. Ay/Bakım, bakmaktan, bakıs
AYBAN: birl. Ay/Ban mec. Debdebe, sasa
AYBANDI: birl. Ay/Bandı (Banmak)
AYBAR: 1-Ay gibi parlak 2- Heybet,heybetlilik
AYBI: Imdat, medet
AYBIN: Onur,seref
AYCIL: Ay ısığı, ay pırıltısı
AYDA: 1- Ay’a es değer guzellikte 2- Dere kenarlarında yetisen hos kokulu bir cicek
AYDABOLDI: birl. Ayda/Oldu mec. Ay parcası
AYDAN: Ay parcası
AYDAR: (Aydar Han) sac percemi, kakul
AYDIN: 1- Aydınlık, ısık yoğunluğu 2- Acık, asikar 3- Entelektuel , munevver
AYGAN: Icten, samimi, yaren
AYGAY: Nara, bağırtı
AYGIN: Sınırsız, ucsuz, genis
AYGIR: Erkek at
AYGIRAG : 1-Dağ kecisi 2- Bir geyik turu
AYGUCI: Yonetici, devlet gorevlisi, danısman, yarıcı
AYIM: Cekicilik, sempati
AYIMCA: Ay parcası
AYINTAP: Mehtap, ay ısığı
AYIR: Değisik, farklı, baska, fark
AYIRBAS: birl. Ayır/Bas..Değisim, mubadele
AYIRT: Fark, farklılık, ayırım
AYITGU: Temyiz
AYISIG: birl. Ay/Isıg..Ay ısısı, sıcaklığı
AYIT: Soylemek, anlatmak
AYITMIS: Soyleyen, bildiren, uyaran
AYKAC: Konuskan, Konusmacı, Hatip
AYKIN: Genis, ferah, aydınlık
AYKOYUN: birl. Ay/Koyun
Yakut destanlarında adı gecen, eski donem guc tanrısı
AYLA: 1-Ayın cevresindeki ısık halesi 2- Devir, donusum
AYLU (Aylı): Aydan
AYMA: Duyarsız, basıbos vurdum duymaz
AYMAN: Aya es değerde
AYMAZ: Vurdumduymaz, basına buyruk
AYRAL: Kuraldısı, istisna
AYRI: Baska, değisik, farklı
AYRIC: Bolusum, taksimat
AYRIKCA (Ayıksa): Dervis, mecnun
AYRUK: 1- Farklı, değisik 2- Varlıklı, zengin
AYSELIG (Aysiliğ) birl. Ay/Silig, durust, namuslu
AYTAK: Konusmacı, hatip
AYTAR: Haberci, muhbir
AYTEK: Konusmacı, hatip
AYTIN: Aydın, aydınlık
AYTIS: Nutuk, anlatım, hitabet
AYTISAN: Hatip, konusmacı
AYTUK: Hatip, konusmacı
AYUK: Soz soylenebilen ve sozun değer gorduğu yer
AYUR: Konu, bahis, bahse konu olan
AYUN: birl. Ay/Un Karahanlılar ve Uygurlar doneminde, han ve kağanların analarına verilen bir unvan
AYZIT: Samanist gelenekte “ Ay Tanrıcası”
AZBOY: Heyecan
AZGIN: Zapt edilmesi zor, sınırı asmıs, tahrik olmus
AZLAĞ. Nadir, az rastlanır.
AZRAK: Nadir, az rastlanır.
AZUK: (Azuka, Azık): Gecimlik, yiyecek
B harfi ile baslayan isimler
BABAT:Cins, Tur
BABRAK: Hızlı, cevik, atletik
BABUR: Kaplan cinsi, yırtıcı bir hayvan
BACI: Kız kardes
BACAK: Bir cesit zırh (Dize gecirilen bir zırh)
BACMAN: Baslık, Tolga
BADAN: Batan (Batmaktan...Gunesin batısı)
BADUR: Batur, bagatur, kahraman
BADURUK: (Badruk) 1- Sadık, guvenilir 2- Batur, kahraman
BAGA: 1- Alt, kucuk, kucuk rutbeli yonetici 2- Boğa
BAGATUR: Kahraman, Batur, Bahadır
BAGAY: Afacan, yaramaz, ele avuca sığmaz
BAGRI: Kararlılık, azim
BAĞAM: Destek,arka, kuvvet
BAĞAN: Anıt, abide
BAĞATUR: Bagatur, batur, bahadır, kahraman
BAĞDASUK: Uyumlu, ahenkli, uzlasmacı
BAĞDU: Isık, sua, ısın
BAĞI: Buyu, efsun, bağlılık
BAĞIM: Bağlı, bağlılık
BAĞIMSIZ: Bağlı olmayan, ozgur
BAĞIR: 1- Sine, goğus, kucak 2- Kalp, gonul
BAĞIRLAK: Iri bir kırlangıc turu
BAĞIS: 1- Veris, ikram 2- Af, af edis,3- Nezaret
BAĞLAN: 1- Demet, deste 2- Bağlılık 3- Kızıl renkli bir su kusu
BAĞRI: Kararlı, azimli
BAĞSI: (Baksı) Kam, doktor
BAHADIR: Bagatur, Batur, kahraman
BAHSI: Baksı, doktor, bilgin, buyucu, hoca
BAKAC: Bakıcı, bakan, nazır
BAKAN (Bağan): 1- Anıt, abide 2- Bağlayıcı, birlestirici 3- Hasarı, afacan
BAKAY: Hasarı, ele avuca sığmayan
BAKIM: Bakma eylemi, nazar, bakıs
BAKIR: Bakır madeni
BAKIRSOKUM:birl. Bakır/Sokum (Kuzey Turklerinde, Merih yıldızı
anlamına kullanılmaktadır.)
BAKIS:1- Bakıs, nazar 2- Ikram 3- af
BAKSI (Baksı): Bahsı,doktor, bilgin, buyucu
BAKTI: Bakan, nazır
BAKUY: Ulu, saygıdeğer kisi, tecrubeli, bilge kisi
BAL: 1- Yapıskan sıvı 2- Arı balı 3- Camur, balcık
BALA: Yavru, cocuk
BALABAN (Balıban): 1-Bala bandırılmıs 2- Iri baslı bir doğan turu
Ayrıca mecaz olarak “ mahzun ve baygın bakıs” anlamını icerir.
BALACA: Yavrucak, ufaklık
BALAK (Balak): manda yavrusu
BALAMAN: Cusseli, iri kıyım
BALAMIR: (Balabir) Biricik yavru
BALANDI: Iri yarı, gosterisli
BALASAGUN: birl. Bala/Sagun Ozlenen, beklenen yavru (cocuk)
BALBAL: 1- Heykel, anıt 2- Mezar tası (Eskiden mezarlara dikilen ve
uzerlerine oldurulen dusman sayılarının ve kimliklerinin yazıldığı mezar tası)
BALCAK: Kabza, kılıc kabzasındaki siperlik
BALDU: Balta
BALDUK: Balta
BALGAY: Unlu, meshur
BALI: Değerli, yuksek, ulu kisi
BALKAN: Ormanlarla kaplı, dağlık bolge
BALKIN: Parlak, gozalıcı
BALKIR: 1- Yağmur arasında cıkan gunes 2- Yağmurun hemen ardından
cıkan gunes
BALTA: Ağac ve odun kesmek icin kullanılan alet
BALTEG: Camur, camurlu
BALUG (Balık) 1- Balcık camur 2- Ev, koy 3- Suda yasayan balık
BAMSI: 1- Yuksek, ulu, ulasılmaz 2- Baksı, kam
BANAR: Demet, tutam, deste
BANGU: (Mengu, Bengu) Sonsuz, sonsuzluk, ebedi
BANICICEK: birl. Banı/Cicek...ciceğe bandırılmıs
BANLAK: Cağrı, davet, ezan
BARADAN: 1- Boradan, bora parcası 2- Nara, yuksek ses, bağırtı
BARAK: Turk mitolojisinde adı gecen cok tuylu, iri baslı kopek
BARBOL: Varol
BARCA: 1- Parca 2- Tum, tamam, eksiksiz
BARCIN: Ipekli kumas, kadife
BARCUK (Barcık) Tahta ve keceden yapılan kucuk heykel
BARCUK ART TIGIN: birl. Barcuk/Art/Tigin (Art,ardcı,halef)
BARDAM: Varlık, ganimet, bolluk
BARGAN: Varan
BARDI: Vardı (Varmak...dan)
BARGAN: Varan, ulasan
BARGI: Kadife
BARGIT: Kadife
BARGU: Nimet, ganimet
BARGUS: Ganimet
BARIK(Barı) : Esas, esas olan, mahfuz
BARIM: Varım, servet, varlık
BARIN: 1- Guc, kuvvet 2- Barınak
BARUNDUK: Sığınılacak yer, barınak
BARIS: 1-Varıs, gidis, gidisat 2- Sukunet, sulh 3- Servet, hazine
BARK: (Barka) baraka, ev cok onceleri saray anlamına kullanılan
bu sozcuk, Uygurların kentlesmeye ağırlık vermesinden sonra,
“tastan yapılan ev” anlamında kullanılmıstır.
BARKAN:Oynak toprak, bataklık
BARKAT: Heykel, bust
BARKIN: 1- Gezgin, seyyah 2- Kararlı, azimli
BARKUK: Servet, varlık
BARLA: Parlak, goz alıcı
BARLAK: Parlak
BARLAS: 1- Cekici, cazip 2- Varlık, servet 3- Temiz, temizlik
BARLI: Varlıklı, zengin
BARLIK: Varlık
BARMAK : (Varmak)
BARMAKLAK: 1- Varıcı, ulasıcı 2- Eldiven 3- Varlık
BARMAN: Varlıklılık, mevcudiyet
BARS: Pars, leopar
BARSUK: Porsuk
BARTIK: Heykel, bust
BARTU:1- Varlık, servet 2- Menzil, varılacak yer
BARUG: Mesned, dayanak
BASAGAR: Ağırbaslı, mutevazi
BASAK(Basa)1- Cesur, gozukara 2- Baskın 3- Farklılık, ayırım
BASAN: 1- Baskın yapan 2- Olunun ardından verilen yemek 3- Yayan, yayıcı
BASAR: Baskın, baskıncı
BASAT:1- Muhur, 2- Yardım, muavenet 3- Busat, pusat,silah 4- basat
BASGAN: Basan, baskıncı
BASIK: 1- Gece baskını 2- Basınc, tazyik, baskı
BASILGAN: Baskıncı
BASIM: Enerji, guc
BASIR: Basar
BASKAK: Basak, cesur, farklı, Cengiz Kaan doneminde askeri valiler icin
kullanılan unvanlardan
BASKIN:1- Galp, muzaffer 2- Ani yapılan saldırı 3- Basık, yaygın genislemis
BASMIL:1- Baskıncı 2- yardımcı, muavin
BASRUK: Baskı, tazyik
BASSIZ: Bassız, basına buyruk
BASTI: Bastıran, baskın yapan
BASTIK: Basdı, Baskıncı
BASU (Basut) Tokmak
BASUC: Baskı, tazyik
BASUT: 1-Yardım, yardımcı 2- Demir tokmak 3- Baskın yapan
BAS: Olus, doğus, ortaya cıkıs, uc nokta, doruk, birinci sıra gibi anlamların
hepsini iceren bir soz
BASACI: Reis, lider, oncu
BASAD(Basat)
BASAGUT:Onde gelen, onde bulunan, sevilen
BASAK:1- Buğday bası 2- Ok ucu...okun ucuna takılan sivri demir 3- Sumbul ciceği
BASALMIS:1- Oncu,onder 2- Dusmanını yenip, yoketmis
BASAR: Basarı, kazanc
BASARAN: Basarılı, muvaffak
BASARI: Muvaffakıyet
BASAT:1- Emsalleri arasında en ustun ve en onde gelen 2- Hanlık yapan
bir soya mensup kisi
BASA: (Pasa) Bazı tarihcilerimize gore ..Bas-ağa, bazılarına gore
ise Bas-sad sozcuklerinin değisime uğramasıyla bu bicime gelmis ve sozcuk,
bugunku anlamıyla General ordu komutanı
BASBAĞ:1- Bası bağlı, ozgurluğu kısıtlı 2- Gozde, sevgili, en değerli
BASBUĞ: Ordu komutanı, orgeneral
BASCIL: Sef, lider, onde gelen
BASDAS: Denk, akran
BASDU: Basta olan, onde giden
BASEL: birl. Bas/Il..yol gosterici,mihmandar
BASGAK: 1- Baskan,sef 2- Bir tatlı su balığı
BASGOZ: birl. Bas/Goz 1-Birlesik, ayrılmaz 2- Mec. Evlilik
BASGU: Alnında beyaz lekesi olan at
BASIL: Onde giden, sef
BASKAL: Emir, ferman
BASKAN: Yonetici, sef, basta giden
BASKARA: birl. Bas/Kara...mec. Sert, acımasız,bir kisiliğe sahip olan kisi
BASKIR: Basarı, muvaffakıyet
BASLADACU: Baslatıcı, yonetici, hakem
BASLAG: Baslangıc, ilk
BASLAK:1- Basıbos, salınmıs 2- Baslangıc
BASLAMIS: 1- Kararlı, calıskan 2-Lider, lider olmus
BASLIĞ: Bası dik gururlu
BASLIK: Yonetici, sef
BASNAK: Baslıksız, tulgasız
BASSAD: (Pasa) Ordu komutanı, general
BASTIN: Selef, onceki
BASTINKI: Bastaki, ondeki, onder
BASVEREN: Fedai
BASVERMIS: Kurban, fedai
BATAK:1- Camur, bataklık 2- Gizli, gomulu
BATISAD: birl. Batı/Sad
T...Gokturk ve Uygur ordularında, batı kanadının komutanlarına verilen unvan
BATIM:1- Batma boyu, boy, derinlik 2- Sivri bir aletin saplanması
BATIR: Batur’un sive farkıyla soylenmis bicimi
BATMAZ: 1-Diri, mucadeleci 2- Vucuduna sivri ve kesici aletler islemez
BATRAK: (Batırak) Mızrak, kargı
BATSIK: 1- Bastıran, yanastıran 2- Gun batısı, batı
BATU: 1-Guclu, yenilmez, gucune dayanılmaz 2- Dayanıklı, metin 3- Gun batısı
BATUGA: 1- Batu, kahraman 2- Gizli, gizlenmis
BATUR: Bagatur, Kahraman
BATURGAN: 1- Saklayan, gizleyen, gizli 2- Batıran,saplayan
BATUT: Gizli, saklı
BAVIRGAN: 1- Sefkatli, koruyucu 2- Bağıran, nara atan
BAY: Varlık, zenginlik, egemenlik, erklik, ustunluk, bolluk sozcuklerinin tumunu
iceren onemli bir ad. Turk adlarının onemli birlesiklerinden baska sozcuklerle
kullanılabilen, kullanılan sozcuğu butunleyip, guclendiren, hem basa gelerek hem de
sona gelerek kullanılabilen bir ad.
BAYA: Bay,baylanmıs, zenginlesmis
BAYAK: Selef, daha onceki
BAYAN: (Muyan, buyan) 1- Kalıcılık,sonsuzluk 2- Baht, mutluluk 3- Zenginlik,
gucluluk,erklik 4- eski donem Tanrı sıfatlarından 5- Uygur kağanlarının unvanlarından
BAYAR: Ulu, yuce, kudretli, celil...Tanrı sıfatlarından
Bulgar hanlığı donemi,soyluluk ve ustun vasıflı yoneticiler icin verilen bir unvan
BAYAT: Tanrı sıfatlarından ,..1- Devletli, kısmetli 2- Kadim, ezeli
BAYATLI: Devletli, bahtı acık, muktedir
BAYATLUĞ: (Bayatlı)
BAYAVUT (Bayagut) Varlıklı, muktedir
BAYCA: Varlıklı, muktedir
BAYCU (Baycu): Varlıklı, devletli
BAYDAK: 1- Bağımsız, hur 2- Bekar
BAYDAN: 1- Comert, eli acık 2- Sık, yakısıklı
BAYDAR: Varlıklı, muktedir, egemen
BAYGIN: Kendinden gecmis
BAYIK: 1- Varlıklı, egemen 2- Usta, eli yatkın 3- Doğru sozlu, saygılı, guvenilir
BAYIN: Cekici, guzel, yakısıklı
BAYINDIR: Guclu,varlıklı, egemen
BAYIR: Yamac
BAYITMIS: Zengin, kudret sahibi
BAYLA: Varlıklı, refah icinde olan
BAYLAK: Rahat, refah icinde
BAYLAM: 1- Azim, kararlılık 2- Demet, bağ
BAYLAMIS: Varlıklı, guclu olmus
BAYLAN: Nazlı, sımarık
BAYLANIS: Iliski, munasebet
BAYLIK: 1- Varlık, Varlıklılık, gucluluk 2- Ganimet
BAYMAZ: Mala mulke ilgi duymayan kisi
BAYRAC: Varlıklı, zengin
BAYRAK: Varlık, varolus, erklik, guc, ve bağımsızlık
BAYRAM: Guzellik, mutluluk, sevinc, bolluk
BAYRI: 1- Ezeli, kadim 2- Emektar, tecrube sahibi 3- Sonradan zapt edilip, yurda dahil edilen toprak
BAYRIN: Kadim, ezeli, eskiye dayalı
BAYSA: Madalya
BAYSAL:1- birl.Bay/Sal 2- Bolluk, rahatlık 3- Asayis, sukunet
BAYSAN: Yakısıklı, levent, gosterisli
BAYSIN: Zengillik, kudret
BAYTAG: Bolluk, cokluk, kalabalık
BAYUK: Hazır, amade
BAYUR: Cesur, gozukara
BAYUTMUS: birl. Bay/Utmus (yenmis, muzaffer)
BAYULGEN: birl. Bay/Ulgen
Samanist gelenekte insanlar arası iliskilerle ilgilenen “mukafat tanrısı”
BAYULKEN: (Bayulgen)
BAZ: 1- Emin, guvenilir 2- Merkeze bağlanmıs, sonradan katılmıs
BAZDA: Hos, latif, cekici
BAZIR: Basar, baskıncı
BAZMAN: Tabi, bağlı, muti
BECERI: (Beceriklik) Huner, marifet, yeterlilik
BECET: Sus, makyaj, tezniyat
BECIRIK: Becerik, beceri, marifet
BECKAN: Ipekten yapılmıs sancak
BEDER: Ziynet, mucevher
BEDIZ: 1- Resim, heykel, nakıs, bezek 2- Taslara yontularak yapılan susleme
BEDIZCI: Ressam , heykeltıras, nakıscı
BEDUK: Buyuk, iri, cesim, ulu
BEGEC: Beyliğe uygun olan
BEGEN: 1- Beğeni, hosluk 2- Sehzade, prens
BEGENCE: Sehzade, prens
BEGESIN: Doğruluk, sevap, hayr
BEGI: 1- Yiğit, guclu, 2- Es- koca
BEGISI:1- Doğru, sevap 2- Beğenilen, imrenilen
BEGUM: Hanımefendi, bayan, saygı duyulan hanım, eski Turkce’de “beğ”’in
tam olarak disi karsılığı
BEĞ: Bey, varlık, erklik, guc, yoneticili toparlayıcılık, liderlik, soyluluk vb. anlamları icerir
BEĞCEĞIZ: Beycik, Kucuk bey
BEĞCE: Kucuk bey
BEĞCEK: Kucuk bey
BEĞDAS: Akran,es,denk
BEĞDE:1- Aziz, saygıdeğer 2- Adil, adaletli
BEĞDES: Nazir,benzer
BEĞDI: Aziz,muterem, saygıdeğer
BEĞDUZ EMEN: birl. Beğduz/Emen (ruh,can)
BEĞEC:1- Beğliğe layık 2- Beğ cocuğu, kucuk bey
BEĞENDIK: Beğenilen
BEĞENI: Hosa giden, beğenilen
BEĞENMIS: Hosuna gitmis
BEĞER: Beyoğlu, prens, sehzade
BEĞLEN: Bey soyundan olan
BEĞLIK: Beylik, beyliğe uygun olan
BEĞREK: Beyrek, bey cocuğu, kucuk bey
BEK: 1- Bey, beğ 2- Pek, sıkı
BEKEM: Bey, beyim
BEKEN: Dayanıklı, metin
BEKET: Kuvvet, dayanıklılık
BEKI: 1- Yiğit,guclu 2- Es, koca 3- Saman, bas saman
BEKIK: Guvenli, iyi korunan
BEKIM: Azimli, kararlılık
BEL: 1- Bilgi, bilim 2- Belirti,iz, damga 3- Tarlanın orta yeri 4- Iki dağın arasındaki gecit
BELCIN: Belirti, iz, damga
BELDEK: Iz, isaret, emare
BELEK:1- Kılavuz, rehber 2- hediye, 3-Kundak bezi
BELEN:1- Bilen, alim 2- Gecit 3- Sırt, tepe, dağ yolu
BELET: Belge, delil
BELGE: Belge, dokuman, delil
BELGI:1- Belge 2- Bilgi 3- Fark, farklılık, ayırt, alamet
BELGIN: Belirgin, net, acık
BELGU:1- Belge 2- Sınır tası, sınır toprağı 3- Yuzuk tası, nisane
BELIK:1- Doruk, zirve, sahika 2- Sac orgusu
BELLEK: Hafıza
BENEK: 1- Armağan, hediye 2- Bakır para 3- Islemeli kumas
BENGI: Bengu, mengu sonsuz, sonsuzluk, ebediyet, ebedi
BENGILIK: Sonsuzluk
BENGU: Bengi, mengu
BENICE: Sonsuzluk, sonsuzluğa giden
BENK: Muhkem, iyi korunan
BENLI: Yuzunde ben olan
BERDI: Verdi,Kutsal gucler tarafından yollanan
BEREGEN: Eli acık, comert, verici
BERGE: 1- Vergi 2- Berke, kamcı, değnek
BERGI: 1- Vergi 2- Eli acık, comert
BERGILIK: Doğal, tabi
BERIK: 1-Berk, sağlam, gurbuz, dayanıklı 2- Comert, eli acık
BERIL: Verici, comert, eli acık, fedakar
BERIN: Veren, comert
BERIS: Veris, hibe
BERK: 1- Katı, sıkı, sağlam, dayanıklı 2- Siddet, siddetlilik 3- Korunan, muhkem 4- Yıldırım
BERKANT: birl. Berk/Ant Altay dağları cıvarında bir baska dağın adı
BERKE:1- Kamcı, değnek 2- Dovme 3- Naz, isve
BERKEM: Dusmana karsı iyi korunan yer, mustahkem mevki
BERKIN: Guclu, guclendirilmis
BERKIT: Guclu, guclendirilmis, muhkem
BERKLIĞ: Berkli, guclu, dayanıklı
BERKUK: Sert,cesur, dayanıklı
BERMEK: Vermek, veris
BERSE: Odun komuru, kul
BESEN: Bezen,sus, makyaj, gosteris
BETIK: (Bitiğ, bitik) Yazılı kağıt, mektup
BEYBUT: Barıs, sulh
BEYGE: Bike, kucuk hanım
BEYGU: Bir sahin turu
BEYLEM: Buket, demet, cicek demeti
BEYLEN: Beyli, beye bağlı
BEYNEN: Beğenen
BEYREK: 1- Tim, mufreze 2- Merkez ordu, ordugah
BEYRU (Bayrı) 1- Ezeli, baslangıcsız 2- Emektar, tecrubeli
BEZEK: Sus, takı, piraye
BEZEN: Sus, makyaj
BEZENMIS: Suslu
BEZGIN: Bez...mekden. Sarsılmıs, bıkmıs
BICAK: Bicme aracı
BICGIN: Kesen, bicen
BICKAS: Kağan ve Hanlara yapılan bağlılık andı
BICKI: Bıcak bileme aracı
BIBI: Kibar, eğitimli, sayıdeğer hanım
(Anadolu’da bircok bolgemizde “hala” anlamında da kullanılır)
BICEK: Bıcak, bicici
BICIK: Bicilmis, bicimlenmis
BICIM: Sekil, format, ornek, bicilmis gibi
BICIN: 1- Bicilmis,bicime girmis 2- Ekin, tahıl 3- Bicen, doğrayan
BIGE: 1- Bakire, temiz kız 2- Bey kız saygıdeğer kız
BIGEM: Sevilen, el ustunde tutulan kız
BIGEN: Beğenilen
BIGENDIK: Beğenilen, ilgi duyulan
BIKE: Bige
BIKET: Beylik, beyliğe uygun
BIL: Bilgi, bilim
BILDIK: Bilinen, tanınan, unlu
BILECEN: Bilgic,cok bilmis
BILEDA: Balta
BILGE: Bilgili, filozof, alim, bilgin, ulu kisi
BILGEKAĞAN: Bilge/Kağan (Aslı, Turk Bilge Kağan’dır)
T...Turk tarihinin, bir cok nedenlerle en onde gelen kisilerinden. Turk Milliyetciliğini devlet siyasetine
sokan, ona sosyal, ve siyasal bir kimlik vererek, devlet-millet butunlesmesini sağlayan, milliyetciliğe
“zaman boyutu”nu kazandırıp, onu cağlar otesine goturebilmeyi amaclayan ve ilk defa “ Birlesik Turk
Devletleri” fikrini ortaya cıkarıp bunu milli politika bicimine getiren,yonetimi doneminde sık sık kurultaylar
toplayarak milletine “hesap veren” ve tum bunları kardesi Kul Tigin’in olumunden sonra yazdırttığı
“mengutas’larda(Orkun anıtları) da bizzat anlatan ve son olarak da gerek Turk dili, gerek de edebiyatı ve
iceriği acısından, dunyada bir esi daha bulunmayan yazıları yazdırtan ulu kisi...Ilteris Kutluk Kağan’ın
buyuk oğlu, Kul Tigin’in ağabeyi.
BILGE TAMGACU: birl. Bilge/Tamgacı
T...Gokturkler ve Uygurlar doneminde yuksek dereceli memurlara verilen bir unvan
BILGE TONYUKUK: birl. Bilge/Tonyukuk
T...Gokturkler donemi, unlu, devlet adamı, siyaset bilimci ve tarihcisi...II Gokturk kağanlığının
kurulusunda onemli rolu olan, hem Ilteris Kutluğ Kağan’ın yakın yoldası ve baskanlığını, hem de Bilge
Kağan’ın basbakanlığını yapan ve kendi adına da yazıtlara yazı yazdıran ulu kisi
BILGEN: Bilen, bilgin, alim
BILGIN: Bilim adamı
BILGU: Bilgi
BILIG: Bilgiler, bilim, bilim dalı (orj)
BILIK: Bilen, bilgili
BILUN: Esir, tutsak, (gonul ve akıl esiri, asık)
BINIT: Binilecek nitelikteki, soylu at
BIRBEN: birl. Bir/Ben Ben mec. Kendini beğenmis
BIRCE: Biricik, yegane
BIRCEK: 1- Biricik 2- Sacın ortadan ayrılıp yana dokulmus hali
BIREBIN: Yegane, tek, biricik
BIRGE: 1- Beraber, birlikte 2- Biricik 3-Berke
BIRGEN: Icine kapanık, munzevi
BIRICIK: Tek, yegane, bir tane
BIRICIM: birl. Bir/Icim mec. Imrenilecek guzellik ve cekicilik
BIRIDIN: Guneyli, guney bolgesinden
BIRKIT: Birlesik, birlesmis
BISUK: Nesil,soy-sop, kavim, kardes
BITERGE: Gerek, hacet, ihtiyac
BITEV: (Bidev) 1- Soylu, soylu at 2- El değmemis bakir
BITIG: Yazı, yazıt
BITIGCI: Katip, yazıcı
BITIGEN: Anıt, yazıt, yazılı tas
BITIM: Gaye, hedef, ulku
BITKI (Butku) yerden biten
BIYAN: (Bayan) (Buyan) Varlıklı, comert ,Eski Tanrı sıfatlarından
BIYUM: Comert, eli acık
BOD: Boy,uruk
BOGA: Boğa
BOĞ: Hediye, armağan
BOĞA: Boğa
BOĞACA: Boğa gibi guclu
BOĞACI: Boğa deviren
BOĞACUK: Kucuk boğa, genc boğa
BOĞAR: Boğucu, guclu, kuvvetli
BOĞARCIK: Guclu, boğucu
BOĞTAG: Sapka, baslık, hanım baslığı
BOLCAL: Vade, muddet
BOLCAK: Gurz, topuz
BOLDUCAĞ: Uygun zaman, olan cağ
BOLGAN: 1- Soylu at 2-Kessaf, mucit 3- Olgun, olmus, ermis
BOLGU (Bolgi): Orijinal, ozgun
BONCUK: Mucevher, takı
BOR: Bora, fırtına
BORA: Fırtına
BORDAK: Semiz, sisman, balık etli
BORDU: Uzum, asma
BORKA: Baraka,ev
BORLA: Burla, uzum, uzum salkımı
BOSUM: Endam, zerafet
BOSUT (Basat) anlayıs, izan, hidayet
BOSGUR: Eğitmen, oğretmen, talimci
BOSGUT: Oğrenci, sakirt
BOY: 1- Uruk, uyruk, oymaklar birliği 2- Eda, endam
BOYDA(Ğ): Soyut, mucerred
BOYDAS: Aynı boyun mensubu
BOYLA: Unvan veren kisi
BOYLA BAĞA TARKAN: birl. Boyla/Bağa/Tarkan
Bilge Tonyukuk’un oteki adı
BOYLAN: Adına ve soyuna layık
BOYLUĞ: 1- Soylu 2- Yakısıklı
BOYSAN: Yakısıklı, heybetli
BOZ:1- Sert, siddetli2- Alaca renk,fume rengi3- Toprak rengi
BOZAN: Bozmak...dan dusmanı yenip dağıtan
BOZCA:1- Cesur, gozukara 2- Boz rengine kacan
BOZCAK: Cesur
BOZCIN: Durust, guvenilir
BOZDOĞAN: birl. Boz/Doğan Bir doğan turu
BOZKIR: Step, col, vaha
BOZKURT: birl. Boz/Kurt
T...Oğuz Kağan destanında, Oğuz’a yol gosteren efsane kurt. Genel olarak Turk boylarının hemen
tamamında, Turklerin karakteristik ozelliklerini uzerinde tasıdığına inanılan “Milli sembol” pozisyonundaki
hayvan (Onceleri “Gokboru” olarak kullanılan bu ad, Selcuklular doneminden sonra, daha yaygın olarak
“Bozkurt” olmustur.)
BOZLAK: 1- Boz ve kul renginde olan 2- Otlak, mera
BOBULUK: Koca, gul
BOCKE:1- Canavar 2- Bocek
BODGE: Cağ, zaman
BOG(Bok): Kısmet, nasip
BOGU:1- Filozof, hikmet sahibi kisi 2- Buyu, sihir 3- Ejderha, canavar 4- Zehirli bir bocek
BOGUR: 1- Ordunun kanatlarından her biri, cenah 2-Kaburga ile kalca arasındaki bolge
BOĞDUN: Burokrat, yuksek dereceli memur
BOĞREK: Ordugah, merkez ordu, merkez ordunun savas pozisyonu
BOĞURMUS: Samatacı, gurultucu
BOĞUS: Zeka
BOKEN: Ahu, ceylan
BOKEVUL: Ascı, iyi yemek yapan
BOKLI: Yakısıklı,Sık, iyi giyimli
BOKLICE: Sık giyimli
BOLE: Pay, nasip, kısmet
BOLEN: Bolum, pay
BOLEK: Hediye, armağan
BOLUK: 1- Kısım, ekip, bolum 2- Pay, nasip
BOLUN: Yonetici, sef
BONGE: Tekme
BONGER: Tekmeleyici, iyi tekme atan
BORCE: Zuluf
BORCEK: Zuluf
BORI: Kurt
Gokturkler ve Uygurlar donemlerinde Kağan muhafızlarına verilen genel bir ad.
BORITECINE (Bortecine) Benekli bozkurt
Ergenekon destanlarının cesitli versiyonlarından birinde, Ergenekon’dan cıkısı gosteren disi kurt,bir
diğerinde ise bu addaki demirci ustası olarak gecer.
BORK: Baslık, tuylu hayvan derilerinden yapılan baslık
BORKLU(Ğ) Saygıdeğer
BORKLUCE: Saygıdeğer, saygı gosterilen
BORTE: Benek
BORU: (Bori) Kurt
BUBIK: Konca,gul
BUCAK: 1-Gizli bolge 2- Uzak yer
BUCUGA: (Buğucu, ceylan avcısı)
BUDAK: Sert dal parcası mec. Guc, sertlik, dayanıklılığı sembolize eder.
BUDAN: (budun)
BUDAY: Buğday
BUDRAC: Gozu pek, cesur
BUDULGAN: Yurekli,cesur
BUDUN: Butun, Ulu, millet “ Siyasi ve dini yapıları ne olursa olsun soy,dil, tore, kultur, tarihsel yapıları bir
olup, psikolojik olarak birbirine bağlı insan topluluğu.Turkce’de kullanılan millet ve ulus sozcukleri tam
olarak bu anlamı icermektedir. Millet, din ortaklıklarını daha on planda tutan bir anlam icerirken Ulus ise,
daha cok boy ve uruk anlamlarını icerir.Buna rağmen yakın zamana kadar millet, son zamanlarda ise ulus
sozcukleri dilimize yer etmistir. Oysa gerek gunluk dilimizde gerek yazı dilimizde bu sozcuğun bir an once
kullanıma girmesi gerekmektedir.”
BUDUNCAR (Buduncu-Yir) Sozcuğunun tam anlamıyla” Uluscu”, “milletci”
“Oğuz Toresi”’ni yeniden gundeme getirip, yururluğe koyan kisi
BUDUNCI: Buduncu, Uluscu
BUDUNCIYIR: birl. Buduncu/Yir,yer toprak
BUGA: Boğa
BUGAN: 1- Boğan 2- Alamet, isaret, iz
BUGATEG: Boğa gibi guclu
BUGAY: 1-Afacan, ele avuca sığmayan 2- Buğu, ceylan
BUGU: 1- Buğu, ceylan 2- Bocek, orumcek 3- Canavar
BUGUR: Surekli,devamlı, devamlılığı olan
BUGA: Boğa
BUĞRA: 1- Genc aygır 2- Genc erkek deve
BUĞU:1- Ceylan, 2- Yavru geyik 3- Buhar
BUĞUCAN: Boğucu, boğac
BUKA: Boğa
BUKAĞI: Kelepce, atların ayağına takılan bir cesit kostek
BURAK: Guclu, yenilmez
BUKAN: (Mokan, Buken) Guclu, yenilmez
BUKUK: Tomurcuk, filiz
BULAC: Bulucu, kessaf, mucit
BULAGAN: 1- Olgun, kamil 2- Bulan, bulucu
BULAK: Goze, kaynak, pınar
BULAR: Bulur, mucit
BULASI: Ulku, bulunması istenen
BULCA: 1- Bolluk, ganimet, bereket 2- Bulucu, mucit
BULCU: Bulucu, mucit
BULCUM: Kesif, bulus
BULDAN: Bolluk, refah
BULDU: Onemli, değerli, az rastlanan
BULDUR: 1-Iri su damlası 2- Gozyası
BULDAK: 1- Bulanık, karısık, karma 2- Kıyı, sahil
BULGAN: 1- Olgun,kamil 2- Bulucu, mucit
BULGANC: Karma, kırma, karısık
BULGAR: Karısık, bulanık, karısmıs, icice girmis
BULGAS: Karısıklık, karmasa
BULMAZ: 1- olgunlasmamıs 2- Sakin, tembel
BULMUS: 1- Olgun, erdemli, oturaklı 2- Kessaf, mucit
BULU: Anlayıs, idrak, izan
BULUC: 1-Bulucu 2- anlayıs, fehim
BULUG: 1- Kesif bolgesi, kesfedilen yer, bolge 2- Fidye, harac
BULUGAN: Bulan, bulucu
BULUM: Irfan
BULUNG: Bulunulan yer, yon, taraf
BULUS: 1-Feraset, buluculuk 2- Manevi destek
BULUSGAN: Maharetli, becerikli
BUMIN: 1- Merkez ordu, cekirdek ordu 2- Puhu kusu
BUN: Uzuntu, keder, bunalım, kendinden gecis
BUNAK: Bunlu, uzuntulu, kendinden gecmis
BUNALMIS: Uzgun, mahzun
BUNG: Bun, keder
BUNLUĞ: Bunlu, kederli
BUNSUZ: Mutlu, huzurlu
BURAN: Burmaktan...Burucu
BURCU: 1- Buruk, burucu 2- Guzel ve keskin koku 3- Biber
BURCAK: 1- Nohutgillerden bir tahıl 2- Irmiklik buğday
BURCIGEN: Bou/Tigin Moğol ağzındaki soylenisi (Turk ağızlarında Kuzey’e cıkıldıkca T ”ler C’ ye donusur.
Cigin, Tigin, Cengiz Tengiz vb.)
Cengiz Kagan’ın aile adı. Uygur kokenli olup, sonraları kuzeye goc ederek,Moğol oymaklarının
arasına karısmıs bir oymak
BURCIN: Disi geyik
BURCUGIN: Ozu sozu bir, guvenilir
BURCUK: 1- Tahta veya keceden yapılmıs kucuk heykel 2- Varlık, servet 3- Cicek, gul
BURKA: Yuz ortusu, fular (Tozdan ve fırtınadan korunmak icin yuze takılan ortu)
BURKAN: 1- Totem, heykelcilik 2- Huzun, ic burkuntusu
BURKE: 1-Burka 2- Berke, kamcı
BURLA(Hatun): Uzum, uzum salkımı
BURTA: 1- Benek, ben 2- Altın tozu
BURTAG: Burtak cakıllı, taslı toprak
BURUK: Kırgın, alıngan, mahzun
BURUL: Icli, icten, samimi
BURUNCUK: Burulmus, burusuk
BURUNDU: Atların terbiyesi icin burunlarına takılan kıskac
BURUNGU: Gecmis, mazi, hatıra
BUSKU:Telas, heyecan
BUYAN: (Bayan, Muyan) 1- Kut, baht, mutluluk 2- Sevap,hayır 3- Dayanıklılık, mukavemet
BUYANDI: Kutlu, bahtı acık
BUYRA: Kıvırcık, kıvrılmıs, burulmus
BUYRAC: Amir, buyuran
BUYRAT: Engebe, engel
BUYRUK: 1- Emir, buyruk, buyurma 2- Gokturkler doneminde vezir, (bakan) anlamına da
kullanılmıstır.
BUYURUK: Buyruk, emir
BUZAC: Bozucu, bozguna uğratan
BUZAN: Bozan, dusman birliğini dağıtan
BUBULUK: Gul, konca
BUDENE: Bir bıldırcın turu
BUGU : 1- Buyu, sihir 2- Felsefe 3- ejderha
BUK: Kıyı, sahil
BUKE: 1- Genc kız, kucuk hanım (Bike) 2- Buku, ejderha
BUKE BADRAC: birl. Buke/Badrac Mitolojideki, yedi baslı ejderha
BUKEC: Guclu, bukucu
BUKEY: Buken, bukucu, guclu
BUKIN: Hanımcık, kucuk hanım
BUKLUM: Kıvrım, bukuntu, sacak
BUKU: Ejderha
BUKUS: Bukme eylemi, bukmek
BULEK: Bilek
T...Kırgızların, Murti oymağı beylerinden
BULTE: Demet, deste, top
BUNGU: Tos atmak, kafa vurmak
BUR: Gonca; gonca gul
BURCE: Kurt yavrusu
BURCEK: 1- Kurt yavrusu 2- Sac kıvrımı
BURGE: 1- Kellik 2- Bahsis, hediye
BURKEV: Himaye,vesayet
BURKUT: 1- Bahsis, hediye 2-Bir kartal turu
BURUM: Burulmus, katlanmıs
BURUNCUK: Ipekten yapılmıs, sal, fular
BUTE: 1- Fidan 2- Butunluk
BUVET: Baraj, set, su seti
BUYU: Sihir, gizliyi bilme isi, bilgelik
BUYUK: 1- Olgun, saygıdeğer 2- Bilge 3- Buyu, buyucu
C harfi ile baslayan isimler
CABADAK: Hayret, sasma
CABALAK: Yabalak, yaygın
CAĞIMDA: Yaratıcı, uretken
CAĞIMDI: Lutufkar, iltifat eden
CAĞLI: Namuslu, durust
CAKSI: Yaksı, yakısıklı, guzel
CALMAN: Yalman
CAMAN: 1- Yaman, 2- Kam, buyucu
CAMANBAY: birl. Caman/Bay..Samanist gelenekte, obanın buyucusu,doktoru, kotu ruhları kovan kisi
CAMUGA (Camuka) Kızgın, asabi
CANIK: Tuccar, ticaret erbabı
CANKU: Mesveret
CARIP: Yakın, dost, cok yakın arkadas
CARLIK: Yarlık, emir, ferman
CARTI: Sık, alımlı
CARUZ: Heyecan
CATUK: Halim, haluk
CAV: Gosteris, afi, fiyaka
CAVANKUL: Uygurlar doneminde ordunun sol cenahını ve oradaki askerlerin tumune verilen ad
CAVILDAK: Neseli, sen sakrak
CAVLI: Gosterisli, cafcaflı
CAYMAZ: Cesur, kararlı
CAYNAK: Pence, Doğan pencesi
CEBE: 1- Silah,ok, cephane 2- Zırh
CEBEN: Gayretli, calıskan
CEBENOYAN: Cebe/Noyan
Cengiz Kagan’ın dunyaca unlu komutanı ve yakın arkadası.(Cengiz’in butun Turkleri bir bayrak altında
toplama fikrinin mimarı bu ulu kisidir.)
CELASUN: (Calasun) 1- Delikanlı 2- Cesur, savascı 3- Becerikli, eli tez.
CELAYIR: (Calayır) 1- Bilgin, gun gormus, tecrubeli 2- savascı
CELDEN: Yel, yel parcası
CELME: Calım, fiyaka, gosteris
CENGEL: Hafif, ince
CENGIZ: Cengiz, Tengiz, Deniz
CEREN: Ceylan, ahu, gazel
CERKIN: Hısım, yakın
CERKUDAY: birl. Yer/Kutay Eski donem yer tanrısı
CETIK: Yetkin, uzman, olgun
CETIZ: Yetkin, becerikli
CEYRAN: Ceren
CIDA: Mızrak, kısa saplı mızrak
CIGI: Samanist gelenekte ,iyi ruh. Boy ve oymakları kotuluklerden koruduğuna inanılan ruh
CILDUZ: Yıldız
CILIMGA: Kağan ve Han’ların mektuplarını yazmakla gorevli kisi
CIBELIK: Sonsuz, sonsuzluk
CICI: (Cicik, cicek) 1- Cicek, gul 2- Konuk 3- Sevim, sevimlilik
CIDAGU: Yetkin, yetenekli, becerikli
CIDE: Iri, uzun bir ağac turu
CIGA: Tac, gelin bası
CIĞIL: Hafif, yeğni, kolay
CILMAYA: Turk mitolojisindeki efsanevi kanatlı at
CINGIL: 1- Galip, utkan 2- Guvenilir,sadık
CINGU: Zafer, utku
CIVIL: Iyi ruh, temiz , arınmıs ruh
COLAY: (Yolay) birl. Yol/Ay...Kazaklarda “ayağı uğurlu” kisiler icin kullanılır.
COLDA: Yolcu, yola cıkan
CUCI: 1- Cici, cici, cicik, cicek, cucu, cuci 2- Konuk..Bu ad daha cok, beklenmeyen doğumlar sonrası
kullanılır ve bu yuzden “konuk” anlamını icerir
CULUM: Narin, nazik, hassas
CUMUK: Yumuk, yumulmus
CUPAR: Parfum, guzel koku
Ç harfi ile baslayan isimler
CABA: Gayret, enerji
CABACI: Gayretli, enerjik
CABAK (Caba)1-Cabuk,cevik 2- Kucuk bir gol balığı turu
CABAR: 1- Capar, davranır 2- Ulak, kurye, elci
CABUK: (Capuk) Capan, caba gosteren, cabalayan
CACA: 1- Savas baltası 2- Gemici 3- Cici, cicik
CAGAVUN: Bal arısı
CAĞ: 1- Zaman, vakit 2- devir, devran 3- su sesi, sırıltı
CAĞA: Yavru cocuk
CAĞAN: 1- Bayram, eğlence 2- Simsek 3- gurz, cakan 4- Beyaza kacan beyazımsı
CAĞANAK: Calgı, enstruman
CAĞAS: Kırlangıc
CAĞATAY: birl. Cağ/Atay
1-Cağının en unlusu 2- cağdas, cağının ilerisinde
CAĞDAS: Cağın insanı, aynı cağda yasayan kisiler
CAĞIL: 1- Su sesi 2- Cakıl tası
CAĞILDAK: Cağlayan, selale
CAĞILTI: 1- Su sesi, suyun tas ve kayalara carparken cıkarttığı ses
CAĞIN: 1- Simsek , cakın 2- Gurz, topuz
CAĞIR: Cağırı, cağrı
CAĞIRGAN: Cağıran, davetkar
CAĞLA: 1- Namuslu, durust 2- Erik turlerinden bir yemis
CAĞLAK: 1- Namuslu, durust 2- Cağlayan, selale
CAĞLAR: Selale, cağlayan
CAĞLASUN: Durust
CAĞLAV: Durust
CAĞLAYAN: Selale
CAĞLAYIK: Selale
CAĞLI: 1- Durust 2- Yakısıklı, guzel
CAĞLIN: Meshur ve liyakat sahibi
CAĞRI:1- Mesaj, davet 2- Doğan kusu, doğanın bir cesidi
CAĞRUK: Katı, sert
CAKA: 1- Savas baltası 2- Cakı 3- Fiyaka, calım, gosteris
CAKALOZ: 1- Fener 2- Ilkel bir top silahı (Top mermisi yerine cakıl tası atan)
CAKAN: 1- Gurz,topuz 2- Simsek
CAKAR: 1-Deniz feneri 2- gurz
CAKI: Kesici, yontucu kucuk bıcak
CAKICI: 1- Cakma eyleminde bulunan 2- Cakı ustası
CAKIL: Cakıl tası
CAKIN: 1- Simsek 2- Kıvılcım
CAKIR:1- Doğan turu bir avcı kus 2- Gurz 3- Sarap, icki
CAKIRCA: Doğan turu bir avcı kus
CAKIRCI: Eskiden saraylarda, ozel olarak doğan terbiyeciliği yapanlara verilen bir sıfat
CAKMAK:..Cak kokunden tureyen, vurmak, kesmek, bolmek eylemi icin kullanılan bir sozcuk
CAKMUR: Tutumlu, eli sıkı
CAKTU: Iri yapılı, gosterisli
CAL: Kılıc darbesi, darbe, vurus
CALAP: Ulu ruh, Kadiri mutlak (Eski donem Tanrı sıfatlarından)
CALGAR: Calıcı, vurucu
CALGICAY: Tastan yapılmıs el değirmeni
CALIK:1- Silahsor, iyi kılıc kullanan 2- Celik 3- Mesaj, haber 4- Hasarı, yaramaz
CALIM: 1- Gosteris, fiyaka, kurum 2- Kılıcın keskin tarafı
CALIMLU: Gosterisli, cekici
CALIN: Ciğ, jale
CALIS: Azim, ceht
CALISGAN: Calıskan, isguzar
CALKARA: Doğan turu bir avcı kus
CALKIN: Darbeci, hamleci, vurucu
CALMA: Maden uzerine yapılmıs oyma, isleme
CALMAN: Calıcı, vurucu
CALUK: Calık
CAM: Bir ağac turu
CAMUR: Sazlık, bataklık
CANAYAZ: Berrak, billur
CANDAR: Karısık, karma
CANDIR: Karısık
CANGA: 1- Soylu 2- Pence
CANGAL: 1- Cok sık ağaclı bolge 2- Budaklı ağac
CAPAN: 1- Ulak, haberci 2- Enerjik,- calıskan 3- is elbisesi, eski giysi
CAPAR: 1- Enerjik, calıskan 2- Giysi 3- Saldırgan 4- ulak, haberci
CAPGIN: Enerjik, kosan, ardından giden
CAPGUR: Tufan, afet, deprem
CAPIN: Atak, hucum, savlet
CAPITGAN: Saldıran, saldırgan
CAPLAN: Bir sahin turu
CAPLI: Sahin turu bir avcı kus
CAPTI: Kosan, seğirten
CAPTUĞ: Unlu, cok tanınan
CAPUL: Cap...mak kokunden, vuran, saldıran, alıp goturen vb. eylemlerin tumu
CARDU: Cinli, perili
CARMAGUN: Gorevli, gorevlendirilmis , emir almıs
CASKA: Sabi,bebek, yavru
CASUT: Haberci, muhbir, ajan
CAT: Yansıma, yayılma, un
CATAK: Catal, catallı, iki kollu değnek
CATAL: Iki kollu, iki kola ayrılmıs nesne
CATGAL: 1-Yuksek dağlık bolge 2- Catal
CATIK: Catılmıs, terslesmis
CATLI(ğ): 1-Unlu, tanınmıs 2- Gozu kara, cesur
CATUK: Bıcak sapı yapılan bir ağac turu
CAV: Un, sohret, yansıma, duyuru, bildiri
CAVA: Unlu, tanınmıs
CAVAS: Unlu, tanınmıs
CAVLAK: Cağlayan, selale
CAVLAN: Cağlayan
CAVLI: 1- Unlu,meshur 2- Doğan yavrusu
CAVUDUR: Iyi une ve sohrete sahip olan
CAVUNT: Un, sohret
CAVUS: Bilgi veren, bilgi goturen, bilgi dağıtan (Cav...kokunden)
CAVUT: Duvar, sutun
CAY: Dere, ırmak
CAYAN: 1- Dovulmemis, dokme demir 2- Islenmemis ham demir
CAYLAK: Kuyruğu uzun ve catallı bir avcı kus
CAYLAN: 1-Dere kenarı 2- Cağlayan
CEBER: 1- Usta, mahir 2- Hos, latif
CEBI : (Cepi,cepni) 1- Sert bakıslı 2- Usta eli yatkın, yetenekli 3- Cebe, cebe, silah
CEKEN: Cazip, cazibe, cekicilik
CEKIM: Cazibe, cekicilik
CEKIMLU: Cekimli, cazibeli
CEKLI: Armağan, hediye, duğun hediyesi
CEKMERGEN: Nisancı, iyi vurus yapan, silahsor
CELEK: Bulbul, guzel oten bir kus
CELEN: 1- Becerikli, calıskan 2- Fettan, yanıltıcı
CELIK: (Celuk,culuk) Gucu arttırılmıs sert demir
CELIKTEN: Celik parcası
CELIM: Beden, endam, gosteris
CELME: 1- Calma 2- Basa ortulen bez (Bandana)
CENGIN: Gosterisli, dikkat cekici
CENGIZ: Deniz
CENGSI: Mucize, olağanustuluk
CEPEN: Hatip, iyi konusan, guzel soz soyleyen
CERCI: Ulak, haber, bildiri ulastıran kisi
CERI(Ğ): Asker, savascı, toplanarak bir araya gelmis erat
CEVEN: Cevre, muhit
CEVGEN: Cirit, değnek
CEVRI: Ceviri,girdap, anafor
CEVRIM: 1- Girdap, anafor 2- Cevre, muhit
CIDAM: Dayanıklılık, metanet
CIDAMLI: Metin, dayanıklı
CIDIK: Guc, dayanıklılık
CIGAY (Cığay): 1- Fakir, varlıksız 2- Kurt yuzlu, kurt bakıslı
CIĞ:1- su damlası, kırağı 2- kar yığını, kar topu
CIĞAL: Omuz, omuz bası
CIĞIN: Cıkın, bohca
CIĞIR: 1- Cağ, devir 2- cığın actığı yol 3- Dar yol, patika
CIĞLA: Saf, halis
CIĞLAN: Saf, halis
CIĞRI: 1- felek 2- melodi
CIKAN: 1- kaynak, kaynarca 2- yeğen, hala cocuğu
CIKMAK: 1- cıkma eylemi 2- Kaynak 3- cakmak
CILDIM: Seri- hızlı, enerjik
CIMRIN: Aktif, faal
CIN: (cin, cine) sağlam, dayanıklı, guvenilir
CINAK: 1- sevap, hayr 2- guvenilir,sadık
CINDAN: sandal ağacı
CINGAY: Ozu, sozu bir, sozune guvenilir
CINGILIC: birl. Cın(sağlam, dayanıklı) Kılıc
CINGIR:1- Kopuza benzeyen bir saz 2- Cıngırak
CINTAY: Soylu, guvenilir
CIRAY: Yuz, eda, cehre
CIRGANIS: Zevk, haz, tat
CITIRKI: Isık, nur, ziya
CIBEK: Atmaca turu bir avcı kus
CICEK: 1- Gul, gul ciceği 2- Cici, cicik
CICIKAĞAN: birl. Cici/Kağan
Hun Kaganı (Ulusculuğu, devlet siyasetine sokan ve bunun savasını veren kisi)
CIGAN: Yoksul, fakir
CIGEN: Gayretli
CIGENDIK: Gayretli, calıskan
CIGER: 1- Gayret,azim 2- Cokertis,cokertme
CIGERMIS: Cokertmis, dusmanı bozguna uğratmıs
CIGIL: Olgun,gelismis, olmus
CIGILVAR: Kısa ve kucuk ok, ozel ok
CIĞDEM: Yaban ciceği, (Itır ciceğinin Turkcesi)
CIL: Dağ tavuğu
CILDE: Kıs mevsiminin en soğuk donemi
CILDU: Hızlı, seri, cabuk
CILEN: 1- Cığ 2- Jale 3- Bir dağ ciceği
CILENTI: Cığ, jale
CIMCIK: Saf, masum
CINE: (Cin) 1- Sadık, guvenilir 2- Oz, soy 3- Kurt, kurt yavrusu
CINKAY: Sozune guvenilir, ozu sozu bir
CIPLI: Narin, ince yapılı
CIRAY: Yuz, cehre, eda
CIT: Cizgi, sınır, limit
CITER: birl. Cit/Er (sınır muhafızı)
CIZGEN: Saban izi, karasabanın tarlada actığı yol
CIZIM: Resim figuru
COBAN: 1- Elinde cop (değnek, sopa) olan 2- Muhtar, oba beyi
COBAR: Değnekli, değnek tasıyan
COBAYIKMIS: Gonul kırıcı, hasin
COGA: Vahsi hayvan
COGAY: Yoğun, kesif
COĞAS: 1- Debdebe, sasa 2- Vahsi hayvan yavrusu
COKAN: 1- Gurz, topuz 2- Hayvan yavrusu
COKU: 1- Debdebe, sasa 2- Bolluk, bereket
COLAK (Calak) Silahsor, iyi kılıc calan
COLBANAK: 1- Uzak goruslu 2- Torenin dısında kalan 3- Nikahsız iliskiden doğan cocuk (Hakas
Turklerinde)
COLDU: 1- Bahsis, mukafat 2- Ganimet
COLPAN: 1-Kuzey yıldızı 2- Uzak goruslu 3- Tanıdık, bildik, asina
COMAK: 1- Iri ve yuvarlak değnek 2- Bir ucunda topuz bulunan sopa, silah 3- Inanmıs, inanclı
CONGAR: Gurultu, samata, nara
COPUR: Geyik ve karaca yavrusu
CORA: (cura, cur) 1- Yer tanrısı 2- Cin, peri 3- Ruh
CORAMAN: Cinli, perili
CORLU: Cinli kotu ruhların etkisinde kalan kisi. Bu ad Samanist gelenekten gelen bir ad dır.Eskiden
bunalımlı ve toplum tarafından hos karsılanmayan kisiler icin bu ad verilirdi ve bu kisiler Kam ve Baksılar
tarafından tedavi edilmeye calısılırdı)
COTAK: Kabza, kılıc kabzası
COTUR: Kabza, kılıc kabzası
COKERMIS: Cokertmis, dusmanı bozmus
COKLU: Soylu, asil
COKUL: Irmakların tasarak vadilere bıraktığı tortu
COMCE: Ağactan oyulmus su kabı
COZELI: Kıpcak, merkezden uzakta olan
COZELTI: Ayrılıs, kopus, firak
CUBAN: Coban, muhtar, obabası
CUCU: Sair, sairane konusan
CUĞA: (cuka) 1- Yurekli, cesur 2- Arınmıs, duru 3- narin
CUĞAY: Narin ve alımlı kız
CULCU: Serce, Turgay kusu
CULUK: 1-Celik 2- calık, kılıc calan 3- aceleci, heyecanlı
CURAN: Ruhlarla ilgilenen
CUTUR: Kılıc kabzası
CUVAS: 1-Sakin, rahat 2- dindar, dunyaya değer vermez
CUCEN: Akıllı, aklını kullanan
CUNUK: Cınar ağacı
D harfi ile baslayan isimler
DADAK:Değme, dokunma, tatma
DADAL: Tat alan, sezen, farkına varan
DAĞ: (Tağ,tağ,tak,tav) Dağ...mec. genislik, buyukluk, ululuk,heybet
DAĞACA: Dağ gibi heybetli
DAKAK: Ucu atasli ok
DAL: 1-Ayrı, bolunmus 2- saldırı, buyume, yayılma 3- batma, cıkma 4- yalınlık, cıplaklık
DALAN: koridor, dehliz
DALAS: Doğus, karsılıklı saldırı
DALAY: (Talay) Genislik, ululuk, sonsuzluk mecaz eden, asıl anlamı , buyuk deniz, okyanus
DALBAY: 1- Vasi, ardına sığınılan kisi 2- Cuhadan yapılmıs sapka
Kırgızlarda- 3- avcı kusları yakalamak icin, tuzaklara bağlanarak bırakılan kucuk kus
DALBOY: Vasi, ardına sığınılan kisi
DALKILIC: birl. Dal/Kılıc mec. Zırhsız ve korunmasız
DALKIRAN: Kırıcı, ayırıcı
DAMLA: Su damlası , tane
DANA: Inek yavrusu, iki yasındaki genc inek
DANISMAN: Musavir, bilgi ve tecrubesine danısılan kisi
DANSIK: (Tansık) Olağanustu, fevkalade
DARGA: Vali, ust duzey, burokrat
DARGUN: Alıngan, kırılan, narin
DARI : 1- Bir tahıl turu 2- sıkı, sıkıntı, zorluk
DARICA: 1- Darı gibi, darı niteliğinde mec. Bereketli 2- sıkı, sıkıcı, zorlu
DARSIK: Ofkeli, hiddetli
DARUKA : (Darga) Vali, yonetici, burokrat
DARULGAN: alıngan, nazlı
DASKI: Taskı, tasmıs, dısarı cıkmıs, dısarıda olan
DAYAK: Değnek, baston, dayanılan nesne
DAYANC: 1- Dayanak, destek, guven 2- Dayanma gucu tahammul
DAYANGAN: Dayanıklı, metin
DAYANGI: Kose minderi
DAYAR: Hazır, hazırlıklı
DEBRET: Kımıldayıs, devinim
DAĞER: Kıymet, para, nafız
DEĞERBILIR: birl. Değer/Bilir Kadirsinas, vefalı
DEĞERLU: Değerli, kıymetli
DEĞIRMI: Cevreli, yuvarlak, toparlak
DEĞNEK: Dayanak, dayanılacak nesne
DELI: Usu gitmis, azmıs, dellenen, mec.gozu kara, yiğit
DEMIR: Demir madeni
DEMIRAĞ: Zırh, orgulu goğusluk birl. Demir/Ağ
DEMIRDEN: Demir parcası
DEMIRDOĞEN: birl. Demir/Doğen mec. Acı kuvvet sahibi
DEMIRGEN: 1- Demir, ham demir 2- temren, okun ucundaki demir parcası
DEMIRHAN: birl. Demir/Han
Samanist gelenekte “ Maden Tanrısı”
DENERI. Dikkat, itina
DENGIZIK: Denizcik, kucuk deniz, gol
DENIZ: Deniz, buyuk gol
DENLI: Edepli, terbiyeli
DEPEGEN: Tekmeleyen, iyi tekme atan
DEPREM: Zelzele, sarsılma, kımıldama (Kisisel gorusume gore bu ad cocuklara deprem sırasında yada
deprem felaketi sonrası yasanan, cileli gunler sırasında doğan ve o gunlerin anısına verilen bir addır.)
DERIN: Derinlik...den mec. Olgunluk, bilgelik
DERMEK: Dirilik, canlılık, bir arada tutmak
DERNEK: Eğlence, toy, birliktelik
DEVIN: Hareket, kımıldanıs, davranıs
DEVRIM: Devirme, yıkma, devirip yerine gecme,..ihtilal
DEYIM: Soylenis, darbımesel
DEYIS: Soyleyis, siirsel anlatım, ozan dili
DIVRAK: Yakısıklı, alımlı, civan
DIBEK: 1- Ağactan oyulmus buyuk havan 2- Yayık ağac
DIK: 1-Yukseklik, yukselis 2- kararlılık, yıkılmazlık, caymazlık 3- inat
DIKEC: Sutun, dikil, dikilmis
DIKMEN: Inatcı, kararlı
DILEK: Dil ile istenen, dile getirilen istek, arzu, murat, dilek
DILER: Dileyen, dileyici
DILIM: kesik, bolum, bolunmus, bicimlenmis
DINC: Zinde, sağlam, direncli
DINLER: Terbiyeli, munis, muti
DIP. Baht, talih
DIPCIN: 1- Bahtı acık 2- Sağlam, dayanıklı
DIREK: 1- Dirilik, sağlamlık, ayakta kalmak 2- Temel, dayanak 3- Vezir,bakan
DIREN: Direnc, karsı koyus, dirilik
DIRENC: Direnme gucu
DIRENGEC: Destek, dayanak
DIRGEN: 1-Dirilik,2- harmanda kullanılan demir catal
DIRI: (diri, dirik, Tiri, tirik) Can, ruh, canlılık, canlı
DIRIL: Can, ruh, tin
DIRIM: Yasam, sağlık, canlılık
DIRLIG: Yasam, hayat
DIRSE: Derse, soylerse, konuskan
DIZIK: (dizi) Kolye, takı
DIZLEK: Hazır cevap, konuskan
DODURGA: 1- Dolgun, doyumlu 2- doyuran, doyurucu 3- acık, net, berrak
DOĞA: 1- Tabiat,doğallık, ortaya cıkıs 2- Huy, yaradılıs, fıtrat
DOĞAN: 1- Soylu bir av kusu 2- Doğmus, olmus, ortaya cıkan
DOĞRU: Durust, yalansız, sozune guvenilen
DOĞRUL: 1-Doğruluk, durustluk 2- Ayakta duran, direncli
DOĞU: Gunesin doğus yonu
DOĞUC: Doğus,doğma, ortaya cıkıs
DOĞUDAN: Doğulu, doğu yonunden gelen
DOĞUS: Doğma, ortaya cıkıs
DOKUNAK: Dokunus, değis, mec. Ağır, mahsun,yurek sızlatan, yureğe dokunan
DOKUNC: Dokunak, huzun
DOKUZ: Dokuz sayısı, Turklerin en cok eskilerden beri uğurlu sayılarındandır
DOKUZ ARKA: Dokuz/Arka (...Eski donemlerde soyluluk gosterme ve belli etmesi acısından, bir kisinin
babasından itibaren geriye doğru dokuz atasının sayılıp acıklanması..)
DOLANDI: Dolanan, gezgin
DOLU: 1-Bilgin, tecrubeli, oğretmen 2- Butun, tam, eksiksiz 3, Samanist gelenekte ve Alevi_Bektasi
gelenekte, icki, sarap 4- kısa suren, iri taneli yağmur
DOLUN: Tam, butun, eksiksiz
Yakut Turklerinin eski bereket Tanrılarından
DOLUNAY: Ayın on dordu, ayın en guzel hali
DOMANIC: 1-Dumanlı bolge 2- Tumsek, engebeli arazi
DONAT: Giyim, kusam, zenginlik, comertlik
DOMURCUK: Gul, tomurcuk
DONATMIS: Giydirip, kusatmıs, sevindirmis, comertlik gostermis
DONATUR: Comert, eli acık, bağıslayıcı
DONSUZ: Cıplak, fakir, varlıksız
DORA: Doruk, zirve, sahika
DORAN: (Duran) Diri, canlı, yasayan
DORU: 1- Doruk, zirve 2- Kara ile kızıl arası renk (At rengi)
DORUK: Zirve, uc, sahika
DOYMADUK: Doyumsuz, sevilmeye doymayan, doyulmayan
DOYUM: 1- Doymak, tatmin 2- Ganimet, bereket
DOYURAN: mec. Comert, hayr sahibi, iyilik sever
DOĞEN: 1- Dovuscu,doven 2- Ekin saplarını ezmeye yarayan, altında cakmaktası bulunan genis tahta
DOĞER: 1- Dover 2- değer, kıymet 3- Kalın, enli bir ağac
DOĞERLI: Değerli
DOĞUS: Dovus, savas, kavga
DOĞUSGEN: Kavgacı, savascı
DOKUMHAN: birl. Bokum/Han 1- Dokmekten dokum 2- Duğum, bağ
DOLEK: 1- Cok dol veren 2- Koyunun kuzuladığı yer 3- Itibarlı, saygıdeğer, maharetli
DOLEN: Muti, sevgi gosteren
DONDER: (Done, dondu gibi “donmek” fiilinden turetilmis, cocukları olen ailelerin, yeni
cocukları olduğunda kullandıkları adlardan)
DONDU: Donus yapan (Reenkarnasyon) cocukları olen ailelerin verdiği adlardan
DONGEL: Saat
DONGU: Donusum, basa donus
DONGUN: Dargın, gonlu kırık
DONMEZ: Kararlı, cesur, azimli
DULAK: Dolu, olgun, tecrubeli
DUMAN: 1- Sis, kırağı 2- atesten cıkan gaz
DUMLU: 1- dumanlı, sisli bolge 2- Soğuk ve ayaz alan yer
DUMRUL : 1- Okun sivri ucu 2- Bası dumanlı, efkarlı
DURA: (Durak) 1- yasam, hayat 2- Sağlamlık, dayanıklılık, kalıcılık 3- ev, yasanılan yer, barınak (Bu ad,
cocukları olmus ailelerin yeni cocukları olduğunda yasamda kalıp uzun yasaması ve sağlıklı olması dileğini
iceren adlardandır ve cok eskilere dayanan bir gelenekle bu gun de surdurulmektedir.Durak, Dursun,
Durmus, Durdu, Yasar, Tokta, Tok, Toka, Toktamıs, Turan vb. adlar da hep aynı psikoloji ve geleneğin
urunudur.
DURAK: (Dura) Yasam, hayat
DURAN: (Turan) Durucu, kalıcı, yasayan, canlı
DURCU: Durucu, kalıcı canlı
DURDU: 1- Duran, kalıcı, canlı, yasayan 2- Yasam, hayat
DURGAC: Durak, durulan, yasanılan yer
DURGUN: 1- Durulmus, suzulmus, arınmıs 2- Sakin, sukuna ermis, kendi halinde
DURMUS: 1- Duran, yasayan, canlı 2- Yasam, hayat
DURSUN: Durması, yasaması istenen
DURU: 1- saf, sade, berrak 2- Duran, durgun
DURUK: Duru, durucu
DURUL: 1- Sukun bulmak, huzura kavusmak 2- Gunahsızlık, arınmıslık
DURULCA: Masum, gunahsız
DURULMAZ: Afacan, yaramaz
DURULMUS: Tatminkar, sakin
DURUM: Yasam, hayat, sureğenlik, durus
DUVA: (Duve)
DUVAK: Ortul kapanmıs, gelin bası
DUVAN: (Doğan)
DUYAN: Duyucu, hissedici
DUYAR: Duyarlı, hisli, duygulu
DUYARI: Duyarlılık, hislilik
DUYGU: His, duyum
DUYUS: Duyum, hissedis, duyarlılık
DUYUSAN: Duyan, hisseden
DUĞUN: (Toğun, Toygun) Toy gunu, yemekli eğlence
DUS: Ruya, aniden ortaya cıkıs
DUSELGE: Pay, hisse
DUSERGE: Miras, pay
DUSUNGU: Dusunerek uzulme, kafaya takma, uzulme, teessur
DUVE:1- Genc inek, dananın buyuğu 2- Doven, dovuscu
DUVECI: Dovucu, dovuscu
DUVEHAN: birl. Duve/Han
DUVEN: (Doven)
DUYECI: Dovuscu, doğuscu
DUZ: (Tuz) 1- Doğru, doğruluk, gercek 2- Soy, kok, dol 3- Kural,kaide
DUZE: Duzen, uslup, tarz
DUZEN: Kural, kurallar butunu
DUZGE: Sus, makyaj
DUZGUN: 1- Duzulu, duzenli, muntazam 2- Gidisat, teamul
E harfi ile baslayan isimler
EBIN:(Evin) Tane, oz
EBINC: Refah, huzur
EBIRI: Erim, erdem, fazilet
EBREK: Dayanıklı, sebatkar
EBREN: 1- Evren, kainat 2- Felek, talih
EBRET: Ayrılım, ihtilaf
EBRUK: Dayanıklı, sebatkar
ECE: (Ece)
ECEVIT: 1- Calıskan ,, aktif 2- hasarı, yaramaz
ECE: 1- Dahi, cok akıllı, cok zeki 2- Saygıdeğer, gorgulu hanım
ECINE: Doğru sozlu, sozune guvenilir
EDE: (Edi, Ata) Atalık, hatırı sayılan, sozu dinlenen kisi
EDERKON: birl. Ede/Kon (Konmaktan can, ruh)
EDGU: 1- Iyi, guzel, hos 2- Adil, adaletli 3- Eğitmen, oğretmen
EDGUDI: 1- Eğitici, oğretici 2- Iyi, ala
EDI: Eda, ata, saygıdeğer ulu kisi
EDIGE: 1- Iyi, iyi kalpli 2- oğretmen
EDIK: Kısa konclu cizme
EDIL: (Idil,etil, atil) iyilik, guzellik
EDIZ: 1- Kıymet, kıymetli 2- Yuksek, Yukselmis
EGE: (Eke,Oke)1- Dahi, cok akıllı 2- Egemen, sahip 3- Bakıcı, eğitici
EGEMEN: 1- Hakim, sahip, kendinden baskasını dinlemeyen, buyrukcu 2- bilge kisi, dahi
3- ağa, ağabey
EGIT: Goz değmesi ve nazara karsı goz kenarlarına surulen bir ot
EĞBER: Eğri, eğrilmis
EĞILMEZ: Gururlu, mağrur, dik baslı
EĞIN: Eğirilmis
EĞIR: 1- Sarıs, ceviris, kusatma 2- bukme, kıvırma
EĞNEZ: Narin, zayıf, ince
EĞREK: Sık, bol
EĞRI: Eğik, bukuk mec. Saygılı, alcak gonullu
EĞRIM: Pınar, goze, kucuk cağlayan
EKE:1- Dahi, cok akıllı 2- Sahip, egemen 3- bakıcı, eğitici
EKEC: Cana yakın ve cekici kız
EKELIK: Deha, kıymet
EKIM: 1- Ekin ekme eylemi 2- Yarım, ziraat
EKIN: 1- Mahsul, tarla urunu 2- tarlaya ekilip olması beklenen her turlu bitki
EKINCI: 1-Ikinci (erkek, ya da kız) 2- Rencber, ciftci
EKSUK: Azlık, yokluk, yoksulluk
EKSI: Eksi,eksik, azlık, yokluk
EL: 1- Il, Ulke, Memleket 2- Ilgi, bağlantı 3- Barıs, Sukunet 4- Kolun, bilekten asağısı
ELA: (Ala) Renkli alacalı
ELBAN: (Ilban) Devletci, devletine bağlı, sadık
ELBIR: birl. El/Bir mec. Elbirliği, isbirliği, imece
ELCEK: 1- Ekin bicme aracı 2- Munis, sessiz
ELCIK: Eldiven
ELCI: 1- Devletine bağlı, devletci 2- Devleti adına aracılık eden, haberci, temsilci
ELCIM: Demet, tutam
ELCIN: 1- Demet, bağ, buket 2- Ekin bicerken kullanılan bir alet 3- Devlet gorevlisi, devletine bağlı
ELDEK: 1- basiret, kabiliyet, eylem gucu 2- Yedek, elde bulunan
ELDEM: 1-Alıskın, yetiskin 2- Sevimli, cana yakın 3- evcil koyun
ELDUZ: birl. El/Duz Yurtsever
ELEZ: (Eliz)Arı,duru, temiz, munis, uyumlu
Yakut destanlarında bekaret tanrıcası (Ulu Tuyun’un kızı)
ELGAY: Yurtsever
ELGIN: 1- Konuk, oncelik verilen kisi 2- Gurbetci, yurdundan uzak
ELGORMUS: Gezgin, seyyah
ELGUN: Halk, avam, halktan kisi
ELIBOL: Comert, eli acık, sahi
ELIK: Usta, eli yatkın
ELIS: Usta, maharetli
ELITAS: Cimri, eli sıkı
ELITEZ: Becerikli
ELKATMIS: birl. El/Katmıs Ulke fethetmis, algan
ELKIN: 1- konuk 2- Yolcu
ELOVER: Yurtsever
ELTUTAR: birl. 1- El/Tutar mec. Yardımsever, hayırsinas 2- Fatih, Algan
ELVEREN: Olgunlasan, yeterlilik kazanan
EMCI: Doktor,eczacı
EMEC: Amac, gaye
EMEK: 1- Gayret, cehd, zahmet 2- Guc, enerji
EMEN: 1-Can, ruh, hayat 2- Ağac dikmek icin acılan cukur 3- mese ağacı
EMET: Sınır, mesafe
EMGEK: Emek, zahmet, gucluk
EMLEK: Duygulu, merhametli
EMRE: (Imre) Duskun, asık, hayallerle yasayan
EN: (Yen)1- Derinlik, genislik 2- Av 3-Kıyı 4- Arka
ENCU: Sukun,huzur,ruh derinliği
ENDES: Esit, musavi
ENEC: Meyil, meyilli
ENIK: (enuk, enek)Genisce, yayık
ENGIN: 1- Genislik, derinlik, yayıklık 2- ufuk, ufuk cizgisi
ENICUK: Hısım, kavim- kardes
ENIS: (Enus) 1- Inis, yokusun karsılığı mec. Rahata ve huzura erme 2- Uclarda, ekstrem
ENKIS: Tecrubeli, deneyimli, olgun
ER: 1- Olgun,olmus, ergin, yetiskin erkek 2- Asker, ceri
ERCE: birl. Er/Ce...Erkeğe yakısır bicimde
ERCIN: Ulkenin idari bolumlerinden her biri (Il, ilce, kasaba vb.)
ERDEM: ( Ertem) Fazilet, bilgelik, yucelik, hunerlilik
ERDEMCI: Erdem sahibi
ERDEMLU: Erdem sahibi
ERDEN: Er parcası, erden olma
ERDIN: Ermis, olgun
EREK: Erisilmek istenen, ulku, hedef
EREKLI: (Ereğli) Ereği olan
EREM: Mujde, iyi haber
EREN: 1- Olgun, 2- Hur, bağımsız 3- Din ile butunlesmis
ERENTUZ: birl. Eren/Duz
T...Tuva ve Cuvas Turklerinde, “Terazi Yıldızı”
EREZ: 1- Erisilen, mutlu olunan 2- Cesur, gozu kara, dayanıklı
ERGEN: Olgun, deneyimli
ERGENE: 1- Gucluluk, egemenlik 2- Maden dağı 3- Dağlar arasındaki gecit
ERGENEKON: 1- Maden dağı 2- Dağlar arasındaki yurt
ERGI: Eris, olgunluk, deneyim
ERGIL: 1- Bilgili, deneyimli, yetiskin 2- Savascı, cengaver
ERGIN: 1- Ermis, olgun, irfan sahibi 2- Savascı, cengaver
ERGUN: 1- Yumusak huylu kisi 2- Hızlı kosan at 3- Argun
ERIK: Ermis, olgun, bilge, filozof, becerikli
ERIKEN: Ermis, olgun, bilge
ERIM: 1- Mujde, iyi haber 2- Felsefe, derin bilgi 3- Vade, zaman
ERINCIK: Mahcup, utangac
ERINC: 1- Olacak, olması gereken, kacınılmaz sonuc 2- Nimet, bolluk
ERIS: Gaye, erisilmesi istenen
ERISEK: Ulku, gaye
ERISEN: Ulasan, vasıl olan
ERISKIN: Olgun, kamil, ermis
ERK: 1- Guc, kudret 2- Iktidar, erklik, hukumranlık 3- Bağımsızlık,egemenlik
ERKE: 1- Egemen, guc 2- Isve, naz, cilve 3- Cekicilik, cekiciliği kullanma istek ve yeteneği
Turk mitolojisinde, Ulgen’in dokuz kızından biri ve namus tanrıcası
ERKELI: Egemen
ERKEM: Nazlım, isvelim, edalım
ERKI: 1- Guclu, egemen, erke 2- Atik, cevik
ERKIN: 1- Bağımsız, otorite tanımaz 2- Basına bıuruk, kendi bildiğini okuyan 3- Surekli, sureklilik
ERKINDIK: Erkinlik, bağımsızlık, hurriyet
ERKLIG: Egemen, kuvvetli, sevkatli
ERKMEN: 1- Bağımsız, basına buyruk 2- Bekar, evlenmemis
ERLIK HAN: birl. Erlik/Han
Samanist gelenekte “Cezalandırma Tanrısı”
ERMAN: 1- Erdemli, guc, mert 2- Kutsal, mukaddes
ERMIS: Olgun, mudrik
ERNEK: Kucuk parmak, serce parmağı
ERSE: Ermesi, olgunlasması istenen
ERSIN: 1- Uzun omurluluk dileği 2- Olgunluk, bilgelik dileği
ERSU: Fazla, cok fazlalık
ERTE: 1- Seher, safak 2- Yarın, gelecek, sonraki, halef
ERTEGI: Destan, lejant
ERTEN: Tan, safak
ERTIK: Meslek, sanat
ERTIM: Olgun, eriskin, bilge
ERTIN: 1- Mahsun, huzunlu 2- Kendine yeten
ERTINGU: 1- Olağanustu, fevkalade 2- Efsane, mit
ERZENE: Doruk, zirve, en ust
ERZI: Veli, vasi, yonetici
ERZIK: 1- Asıl, ana, temel 2- Soylu ve yiğit
ESBOL: birl. Es/Bol ...Cok zeki, cok akıllı (Usu-bol)
ESE: 1- Mutluluk, sağlık 2- Yel, esinti
ESELIK: Selam, selamet
ESEN: 1- Sağlık, selamet 2- Yel, yumusak yel
ESENLU: Esenli, sağlıklı
ESER: Esinti, yel
ESI: Yel, esinti
ESIM: Esinti
ESIN: 1- Esinti, yel 2- soluk, sağlık, nefes 3- Ilham
ESINTI: Yel, hafif yel
ESIRGEN: 1- Arkadas, dost, yaren 2- korunan, yakınlık duyulan
ESIRGENC: Nazlı, nazenin
ESIRKIS: Merhamet, acıma duygusu
ESKIN: Yel, yel alan
ESLEK: 1- Yumusak baslı, uysal 2- Selam, selamet
ESNEK: Uzayan, genisleyen, esen
ESRIGUN: birl. Esri/Gun...fırtına
ESRIK: Mecnun, kendinden gecmis
ESRIMIS: Kendinden gecmis
ESTELIK: Yadigar, hatıra
ESTI: Yel, esinti
ESIM: Calıskan, becerikli
ESINGEN: 1- Calıskan 2- Esit, musavi
ESITGEN: Isitken, isiten, dikkatli
ESKIN: 1- Hızlı, atik 2- Dayanıklı, metin 3- Ruzgarlı bolge, ruzgar alan bolge
ESLIK: Dost, yaren, refik
ETGU: 1- Iyi, iyilik 2- Etki, siddet
ETIGE: Oğretmen, murebbiye
ETIL: Itil- idil
ETINGU: Olağanustu, fevkalade
ETIZ: Yuksek, ulu
EVCIL: Evine bağlı, evcimen
EVCIM: 1- Evcimen, evcil 2- Isguzar, hamarat
EVCIMEN: Evine bağlı
EVCIMIK: Ekonomist, muktesit
EVDES: Hanım, erkeğin esi
EVGI: Ivedi, acele
EVGIN: 1- Aceleci, telaslı 2- Evcil, evine bağlı
EVIN: Cevher, oz, nuve
EVIRGEN: 1- Tedbir, tedbirli 2- Donusum, cevirim
EVREN: 1- Kainat 2- Ejderha, canavar 3- Baht, talih
EVRENSEL: Evreni kaplayan, evreni icine alan
EYGI: Iyi, salih, temiz
EYGIS: Iyi kisi, iyi insan
EYGU: Iyi, iyice
EYIN: Vucut
EYINC: Refah, mutluluk
EYLEM: 1- Is, is gorme, calısma 2- Etkileyici davranıs 3- Durdurma, onunu kesme
EYLETMEZ: Amansız, aman vermez
EYLETUR: Iyilik sahibi, comert
EYLIK: Iyilik, yardım, iane
EYMEN : 1- Alcak gonullu, mutevazı 2- Yardımsever, hayırsinas
EYMUR: (Eymir) Iyilik sahibi, hayırsinas
EYTEMIS: Guzel konusan, tatlı dilli, hatip
EYUGE: Iyi,iyice
EZDI: Ezen, ezici, baskıcı
EZGI: 1- Iyi, iyilik, 2- Uyum, ahenk 3- Acı, uzuntu 4- Name, hos sada
EZGIN: Ezik, ezilmis, acı cekmis, mahzun
EZILGEN: Mazlum, zulum gormus
EZIM: 1- Belirti, iz 2- Zorunluluk, mecburiyet
EZINC: 1- Belirti, iz 2- Ezginlik, mahzunluk
G harfi ile baslayan isimler
GALI:Kalın, Hediye, bağıs, cehiz
GALIN: Hediye, cehiz
GAMAĞ: Butunluk, butun, tum
GARA: Kara
GARACU: Sivil, resmi olmayan
GARGILI: Kargılı, mızraklı
GASPAK: Suslu, muzeyyen
GAYIR: (Kayır) 1- Taraf, destek, kayırma 2- Lutuf, ihsan, hediye
GAYURMUS: Kayırmıs
GAZAN: (Kazan) 1- Kazanma, kazanc, ustunluk 2- Kızgın, kızgınlı celallenmek
GECE: Gecmis, mazi, gecen
GECEK: Gecit, kopru
GECER: Geceli, caiz
GECGEL: Makbul, nafız
GECGIL: Gecerli, makbul
GECGIN: Gecmis, kendinden gecmis, feda etmis
GECIM: 1- Yasam, dirlik 2- Anlasma, uyusma 3- rısk, yiyecek, nafaka
GECIMLU: Munis, yumusak huylu
GECIMLUK: Gecinmek icin gerekli olan
GEDEK: 1- Gorev, vazife 2- Oyuk, kırılıp, yıkılarak acılan yol
GEDIZ: Su birikintisi, golet
GEGEZ: Mumkun, uyumlu
GEĞIN: Set, siddetli
GELBERI: Ocaklardan,ates cekmek icin kullanılan ucu eğri demir cubuk
GELDEC: Gelecek, ati, istikbal
GELEK: (Gelik) halef, sonraki
GELGEC: Gecici, kalıcı olmayan
GELGEL: Cekim, cazibe
GELDI: Gelecek, istikbal
GELIN: Gelen, dısarıdan iceriye gelen
GELINCIK: Kır ciceği
GELIK: Halef, sonraki
GELIKLI: Halef
GENCE: (Gencek, genc) Taze, yavru, genisleyen, gelisen
GENES: Musavere, mesveret
GENGSI: Cengsi, mucize
GENIS: Yaygın, enli, engin
GENSU: birl. Gen/Su Deniz, buyuk gol
GER: 1- Soz verme, ant icme, bağlama, anlasma, birlesme 2- Vahsi hayvan yavrusu
3- Dev, devasa
GERAY: birl. Ger/Ay Uygun, munasip, layık
GERAYHAN: birl. Geray/Han
Kırım hanlığının kurucusu ve ilk hanı. Daha sonra gelen hanlar bu adı, birer
unvan olarak kullanmıslardır.
GEREZ: Dilber
GERGOZ: 1- Zabit, zabıta 2- Geyik gozu
GERIM: 1- Yon, cihet 2- Hicap, utangaclık
GEYIK: (Geyuk) Yabani, vahsi, yabancıl
GEZ: 1- Nisan, isaret 2- Giz, sır
GEZGIN: Seyyah
GEZGINSU: birl. Gezgin/Su ...Irmak
GEZLER: Nisancı, iyi atıcı
GIYIN: Gamze, cukur
GICIK: Taze, hos, sevimli
GIDIK: Uc, kenar, sınır, limit
GIRAY: Uygun, layık
GIRGIN: Girisken, mutesebbis, cana yakın
GIRIK: Girisken, mutesebbis
GIRISKEN: Girgin
GILAV: Tesvik, destek
GILIG: (Kılık) Huy, yaradılıs, tabiat
GIRGIC: Calıskan, aktif, faal
GIRCEK: 1- Gercek, hakikat 2- Bağlı, sadakatli
GIRTINE: Iman, inanc
GIZ: Sır, Gizlilik
GIZEM: Sır, esrar
GIZLENC: Hazine, define
GONCA: Bahsis, hediye
GORAL: Kısmet, nasip
GICIK: Minyon, sevimli
GOCEK: Taze, hos, guzel
GOCELGE: Konup goculen yer
GOCER: Gocmen
GOCMEN: Muhacır
GOCUNCU: (Gockuncu) Gecici, fani
GOĞEN: Gok rengi, maviye calan, mavilesmis
GOĞKUTLUĞ: birl. Gok/Kutlu
GOĞNUK: 1- Yanmıs, kavrulmus 2- Mavi, maviye kacan
GOK: 1- Tanrı, Tanrıdan..Tanrısal, kutsal 2- Mavi ,Gok rengi 3- Yer ustu, gokyuzu
4- Ezel-ebet, bassızlık ve sonsuzluk 5- Guzellik, goz alıcılık, ustunluk
GOKBEN: 1- Tanrıdan gelen, gok parcası 2- Masmavi
GOKBORI: birl. Gok/Bori Tanrısal kurt..(Bozkurt)
GOKBORI: birl. Gok/Bori (..Bazı kaynaklarda “Bozkurt” olarak da gecer.)
GOKCE: Guzel, zarif, cekici, gozalıcı
GOKCEK: Gokce, cekici, guzel
GOKCEL: Mavimsi, maviye calan
GOKCELI: Guzel, Yakısıklı
GOKCEN: Gokce, guzel, alımlı, dilber
GOKCIL: 1- Gokten gelen, goksel 2- Mavi, maviye calan
GOKCIN: Mavi
GOKLEN: Ulu, mubarek
GOKMEN: Tanrısal, Tanrıdan gelen
GOKTURK: birl. Gok/Turk Tanrıdan kut almıs. Kutsanmıs Turk...(Tanrısal Turk,
Tanrı tarafından gokte yaratılıp, yeryuzune yollanan Turk)
GOL: Gol, deniz mec. Ululuk, genis gonulluluk
GOLEĞEZ: birl. Gol kenarında yetisen bir su ciceği
GOLET: Kucuk gol, golcuk, yapay gol
GOMEC: Kuyuda (Toprak fırında pisirilen ekmek)
GOMEK: Komek, yardım, inayet
GOMUC: Hazine, define, mucevher
GONDEM: Itaatkar, muti, sadık
GONDER: Mızrak, direk
GONE: Onur, iftihar
GONEN: 1- Feyz 2- Onur, iftihar 3- Bolluk, bereket
GONENC: Acık, talih, mutluluk, iftihar
GONUL: 1- Can, ruh, duygu merkezi 2- Kalb, vucudun kan pompası
GONULDAS: Gonul birlikteliği, aynı inanc, duygu ve dusunceleri paylasıp
savunan bireylerin her biri
GORCEĞIZ: Ufuk cizgisi
GORCEK: Ufuk, ufuk cizgisi
GORCUM: Gecici, fani
GOREGEN: Gorgulu, gorup gecirmis, deneyimli
GOREK: Goruntu, peyzaj, manzara
GOREZ: Meltem, hafif yel
GORGU: Terbiye, muaseret
GORGUC: Durbun
GORGULU: Terbiyeli
GORGUN: Gorgulu, deneyimli
GORK: Ihtisam, olağanustu guzellik ve cekicilik, ihtisam, debdebe
GORKEM: Ihtisam, debdebe, heybet, olağanustuluk
GORKEN: Hurmetli, Hurmete layık
GORKLUCE: Ihtisamlı, heybetli, yakısıklı, guzel
GORKLUĞ: Cok guzel, cekici, ihtisamlı
GORUMCUK: Gorulmesi, ilgilenilmesi gerekli olan
GORUK: Gozetleyici, casus
GORUN: Goruntu, Acıklık, netlik
GORUNDUK: Asikar, gizlisiz, saklısız
GOVEL: Gok rengini almıs, goğe ermis
GOVERI: Yesermis, gururlu
GOVEZ: Mağrur, gururlu
GOY: Taze, genc
GOYMEN: Yanık, yanık tenli
GOYNUK: Yanık, kavrulmus
GOZ KAMAN: birl. Goz/Kaman Gozde, seckin, goz kamastırıcı
GOZAL: Goz alıcı, farklı, seckin, el ustunde
GOZBAY: birl. Goz/Bay Sihirbaz
GOZBAYCI: Sihirbaz, illuzyonist
GOZDE: Beğenilen, goze girmis, el ustunde tutulan, emsallerinden daha ustte bulunan
GOZE: (Gozek, Koze) Kaynak suyu, menbaa
GOZEBE: Tahmin, beklenti
GOZEGER: Cekici, cazibeli
GOZEGU: Gozde, cekici
GOZEĞEN: Ufuk, ufuk cizgisi
GOZEĞIR: birl. Goz/Eğir Cekici, cazip, goze hos gelen
GOZEK: Goze
GOZEN: Cazibeli, cekici, goze hos gelen
GOZERI: Durbun
GOZGEC: Ayna
GOZGOR: Ayna
GOZGU: Ayna
GUNA: Kına
GONCUK: (Goncuk) Kısa gun, kıs gunu
GUR: (Gur,Kur) 1- Siddet, kızgınlık, ofke 2- Ates, ateslilik
GURSACTI: birl. Gur/Sactı (Kızgın, celalli, hiddet ve ofke sacan)
GUVA: Geyik
GUYUK: Canavar, ejderha, vahsi ve yırtıcı hayvan
GUYULDAR: Uyumlu, ahenkli, gecimli
GUZ: 1- Guzel, cekici, yakısıklı 2- Oğuz
GUCENIR: Alıngan, mahcup
GUCENMIS: Alıngan
GUC: (Gucu, kuc, kucluk) Enerji, kuvvet
GUCEYU: Cok guclu, yenilmez
GUCLUK: Guc, zorluk, mesakkat
GUDEK: Gudulenme, motivasyon
GUDER: Murat, emel, beklenti
GUDUL: 1- Sac uzerinde pisirilmis mısır ekmeği 2- Kısa, kalın 3- Gozu pek
GUDUR: Hayal, kurgu
GULEC: Guler yuzlu, mutebessim
GULEGEN: Guler yuzlu, mutebessim
GULEK: 1- Handan, mutebessim 2- Golcuk, kucuk gol
GULEN: Mutlu, mutebessim
GULER: Mutebessim, guler yuzlu mec. Talihi acık
GULESIN: Mutlu, sıkıntısız, tasasız olma dileği
GULGUN: Gulen, mutebessim
GULSUN: Mutlu, sıkıntısız olma dileği
GULUK: Gulen, mutebessim
GULUMSER: Mutebessim, sevimli
GUMUL: Demet, buket, deste
GUMUS: Gumus madeni
GUN: Gunes, gunduz, afitap
GUNANA: birl. Gun/Ana
Sogay Turklerinde eski donem, gunes tanrıcası
GUNCE: Guneslik, semsiye
GUNCEK: Guneslik
GUNCU: 1- Gunese benzeyen, gunes gibi 2- Gunesi seven
GUNDAS: Gun/Das ..Aynı gunesi paylasan, gun ortağı
GUNDEM: Ağır baslı, mulayim
GUNDEN: El ustunde tutulan, revacta..
GUNDER: birl. Gun/Der (..Derlemekten..)
GUNDONDU: birl. Gun/Dondu bir cicek turu
GUNDU: Gunduz, gun ortası
GUNDUZ: Gun ici, gun ortası, gunesli gun
GUNES: Gunes
GUNEY: (Kuney) Gunese bakan, gunes goren
GUNGEN: Takvim, vakit
GUNGOR: birl. Gun/Gor “mec. Bahtı acık olsun, mutlu olsun”
GUNGORMUS: birl. Gun/Gormus “mec. Deneyimli, dolu yasamıs
GUNLUK: Guneslik, semsiye
GUNTULU: birl. Gun/Tulu (...Gunduz dusu)
GUNUC: Nafaka, gunluk
GUNYELI: birl. Gun/Yeli ..doğudan gelen yel, doğu ruzgarı
GUR: (Kur) 1- Sağlam, sıkı 2- Sık, yoğun 3- Yiğit, korkusuz
GURBOĞA: (Kurboğa) birl. Gur/Boğa
Turkistan’ın Araplarca isgal edildiği donemlerde, ozellikle o sıralarda
Genel vali olan, “ Ibni-kuteybe” adlı capulcuya karsı, kahramanca direnen ve her
defasında
Yeni direnisler orgutleyerek, Turkleri isgallere karsı uyanık ve diri tutmaya calısan bir Turk beyi
GURBUZ: Sağlıklı, kuvvetli, dayanıklı
GURE: Guc, enerji
GURELI: 1- Enerjik, calıskan 2- Haz, doyum
GURGEN: Bir ağac turu
GURUZ: (Gurz) Topuz
GUVEN: Itimat
GUVENC: Guvence, garanti
GUYUK: Canavar, vahsi hayvan
GUZ: Sonbahar
GUZEL: (Gozel) Yaksı, alımlı, cekici, goze hos gelen
GUZEY: 1- Taze, korpe, yeni 2-Destek, fırsat 3- Sonbahar 4- Kuzey yonu
GUZIN: (Guzun) Guz vakti, guz vaktinde doğan
GUZLEK: Guz doneminde kalınan yer
H (K Türkçe'de H harfi yoktur) harfi ile baslayan isimler
Turkce'de h harfi yoktur. Ancak zamanla "K" harfi ile baslıyan bazı kelimeler H harfi ile baslamıstır.
HAN:1- Devlet baskanı 2- Kağana bağlı, ozerk devlet baskanı 3- beylik baskanı, yonetici
HANIM: 1- Han’ın disisi 2- Soylu kadın 3- Han’ın evdesi (Hatun) 4- Turk toresinde, kadınlara
olan saygıyı ifade eden genel bir sıfat
HANLI: Yurttas, Bir Han’a bağlı kisi, Bağımsız bir devletin mensubu
HATUN: (Katun) 1- Kağan’ın evdesi, kralice 2- Saygı duyulan, gorgulu hanım
Turkce’deki, kadın sozcuğu buradan gelir.
HOMAR: (Humar) Yakısıklı, cekici, guzel, suslu, fiyakalı
HUN: (Kul) Koyun, koyunlu
HUS: Bir cam ağacı turu
I harfi ile baslayan isimler
IDACU: Muhafız, koruma
IDUĞ: (Iduk) Kutsal, tanrısal
IĞAC: 1- Ağac, ağaclıklı bolge 2- Fersah
IĞAR: Kıymetli, ağır
IĞDIR: 1- Iyi, hos, hosluk 2- Yetkin, ehil
IĞIRCIK: Fecir
ILACIN: Lacin, sahin kusu
ILANKU: 1- Kıvrak, atletik 2- Ulu, Ululanmıs, yuce
ILDIR: 1- Urkut, urkutucu 2- Berk, sert
ILDIRIM: Yıldırım, berk
ILDUZ: Yıldız, necm
ILGAR: 1- Gayret, cehd 2- Atın, dort nala gitmesi hali
ILGAT: Kapalı, muphem, belirsiz
ILGIM: Serap
ILGIN: Hos kokulu bir bitki
ILGIT: Ilık, tatlı, sakince, yumusakca
ILICA: 1- Ilımlı, ılık, ılıkca 2- Yunak, hamam
ILIK: Soğukla sıcak arası
ILIMAN: 1- Ilık, ılık hava 2- Uyumlu, sakin, mutedil
ILKI: 1- At yavrusu 2- At surusu
ILKICI: At cobanı
IMIRGI: Taze, korpe
IMRAĞ: (Imrak, Imre, Emre) Asık, sayeste, geckin
INAC: Yar, canan
INAK: 1- Han ve Kağanlara yakın olan kisi “Hasbey” 2- Gamsız 3- Canan, yar
IRAZ: (Irıs, uraz) 1- Baht, talih, mutluluk 2- Cesaret, gozu pek olma
IRGA: Talihli, sans, sanslı
IRIM: 1- Buyu, efsun 2- Icinden su akan toprak, arazi
IRLAYU: Irlayan, yırlayan, akarak uzaklasan, ırmak
IRMAK: Akarsu
ISIK: (Issıg-Issık) Isı, sıcaklık, hararet
ISIYEL: birl. Isı/Yel...meltem
ISRIK: Oksayıcı, sarıcı, ısıtıcı
ISSIK: Isık, ısı
ISSIZ: Soğuk, tenha, cansız, kimsesiz
ISTIK: Sıcak, ılıman
ISBARA: 1- Calıskan, hamarat 2- birl. Isı/Bora
ISIK: Aydınlık, nur
ISIL: Yarul, nur, ziya, ısık parıltısı
ISILTI: Isık parcası
ISIN: Gunes parıltısı, ısık parıltısı, yansısı
IYIS: Armağan, hediye, ihsan
i harfi ile baslayan isimler
IBAR: Parfum, koku, misk
IC: 1- Oz, gorunmeyen yan, bir nesnenin oz yapısı 2- Icerde kalan kısım, ic kısım
ICBUYRUK: birl. Ic/Buyruk
Saraylardaki ic hizmetle gorevli kisi
ICEN: (Icin) Icli, duygusal
ICER: Iceride, kapalı, mahfuz
ICERGE: (Icergu) Icten, samimi
ICGE: Iceri, icerde, dahili
ICGELIK: birl. Ic/Gelik ..Icten gelen, doğal davranıs, samimiyet
ICGER: Ice alan, ice bağlayan, tabi kılan
ICGIN: Icli, icten, samimi
ICIGEN: 1- Ic geciren, icli 2- Sabırsız, aceleci
ICIK: 1- Icli, duygulu 2- Icerde, dahilde, devlete tabi
ICIM: 1- Duygu, hassasiyet 2- Yudum, yudumluk
ICINGIR: Icli, hassas
ICIT: Icilecek nitelikte, icimi guzel
ICKUR: Savas meydanı
ICLEK: Icli, narin, hassas
ICLI(K): Duygulu, hassas
ICTEN: Samimi,acık, durust
ICTENLUK: Samimiyet
IDE: (Ede, Idi) Ululuk, nufuz, kudret
IDEGE: Ulu, nufuz sahibi, edici, yapıcı
IDEGER: Eder, yapar
IDEKLI: Yapıcı, edici, guclu
IDER: 1- Izci, takipci 2- Yapan, yapıcı, edici
IDGU: 1- Iyi, guzel 2- Tanrısal, mubarek
IDI: (Idik) 1- Tanrı, rab, sahip, efendi 2- Tanrısal, Tanrıdan gelen, mubarek, kutlu
IDIKUT: birl. Idi/Kut...Kut sahibi, Tanrıdan gelen, Tanrıya yakın, Tanrıya benzer, Tanrı tarafından
gorevlendirilmis vb. anlamları iceren ve Uygur kağanlarının buyuk coğunluğunun kullandığı bir unvan
IDUK: Idi, Tanrısal, mubarek
IGAN: Yıkan, yıkıcı, deviren
IGIT: 1- Yiğit 2- Bakıcı, eğitici
IĞDI: (Iğdir) Yetkin, ehil, iyice
IĞREK: Saf, temiz, duru, arı
IĞSEN: Kayıtsız, ilgisiz
IĞSIZ: Salim, selametli
IKINC: Ikinci
IKIZER: Ikizlerden her biri, benzer
IKSIT: Yurekli, bagatur
IL: 1- Doğus, olus, olusum 2- Bitisme, butunlesme, doku 3- Devlet 4- Yurt, yer, konak, memleket,diyar
5- Halk, ahali, insan topluluğu 6- Barıs, sulh
ILACAN: birl. Il/Acan ..Il almıs, fatih, algan
ILACIN: Lacin, sahin
ILBAY: birl. Il/Bay .. Vali, bakan, beylerbeyi
ILBEY: birl. Il/Bey
Otmanlılar doneminde asker toplayıp, onların eğitim ve lojistiğini sağlayan kisilere
verilen bir unvan
ILBI: Buyu, sihir
ILBILGE: birl. Il/Bilge ( Devlet yonetiminde bulunmus ve devlet tecrubesi olan)
ILBILIG: 1- Devlet bilgisi ve deneyimi 2- Devlet arsivi
ILBILMIS: birl. Il/Bilmis Yurtsever, yurduna bağlı
ILCI: Devlete hizmet eden, devletin hizmetinde olan
ILCIN: Devlet gorevlisi, devlete is goren
ILDAS: Yurttas, hemsehri
ILDEM: Pisman, nadim
ILER: Olusum, bitisim
ILEY: Civar, etraf
ILGEN: Kanıt, delil, ispat
ILGERU: 1- Ileri, ileride 2- Doğu, doğudan 3- Bolluk, refah
ILGEZDI: birl. Il/Gezdi, Gezgin, seyyah
ILGEZER: birl. Il/Gezer, Gezgin
ILGI: Bağlantı, bitisim, alaka, ozen
ILGIK: Barıssever, barıscı
ILGINC: Ilgi ceken, ilgi duyulan,enteresan, sıra dısı
ILGIR: Barıscı, barıssever
ILGORMUS: birl. Il/Gormus, Gezgin
ILGU: Amac, hedef
ILGUY: Nazlı, nazenin
ILHAN: birl. Il/Han...Bolge Hanı, Kağanlığa bağlı ozerk han
ILIDI: Yarar, fayda
ILIG(ğ): 1- Unlu, tanınmıs, meshur 2- Ilk, birinci, baslangıc, ortaya cıkıs
ILIK: Ilk, birinci, once
ILINGI: Devletine bağlı, devletinin hizmetcisi
ILIS: Bitisik, yakın
ILK: Baslangıc, doğus, cıkıs, oncelik
ILKE: (Ulke) Kurucu, yapıstırıcı, olusturucu..(Gunumuz Turkce’sinde,”prensip, dustur” anlamında)
ILKI: ilk, ilkin, birinci
ILKIN: Birinci, oncelikli
ILKUS: birl. Il/Kus Kartal turu bir avcı kus
ILLI: Bağımsız, ozgur, devleti olan
ILMEN: Devletc devletine sadık
ILSIRET: birl. Il/Siret ..Dusmanın devletini yıkıp, esir eden, devletsiz bırakan
ILTEMIS: birl. Il/Demis ..Yurtsever
ILTER: Yurt koruyucusu, yurduna sahip cıkan, yurtsever, yurdunu toparlayan
ILTERIM: birl. Il/Terim
ILTERIS: birl. Il/Teris, Yurdunu ve budunu derleyip, toparlayan, bir aya getiren ve yucelten
ILTORE: birl. Il/Tore, ..Devlet geleneği
ILTUTMUS: birl. Il/Tutmus, Algan, fatih
ILUN: 1- Ulu,yuce 2- Soylu 3- Genc, cıvan
ILYIĞDI: birl. Il/Yığdı, Algan, fatih
IME: Em, care, derman
IMECE: Birliktelik, emek ortaklığı
IMEN: 1- Emen, can, ruh 2- Kayın ağacı
IMER: Hayırsever, iyilik sahibi
IMGE: 1- Iyi, yararlı 2- Iz, belirti 3- Tasavvur, zihinsel sembol
IMISCI TUNGATAR: birl. Imisci/Tunga/Tar..Kaplanlarla dovusen cesur kisi
IMRAG (imrağ-Imrak): Asık, dervis, dost
IMRE (Emre-Imrağ): 1- Ağabey,ağa 2- Beylerbeyi 3- Asık, dervis, dost
IMREN: Imrenmekten...imrenilen, ic gecirten
INAK: 1- Kardes, kardes cocuğu 2- Han ve beylerin en guvenilir adamı ve yardımcısı
INAL: 1- Soylu, Kağan yada Hanların ana tarafından akraba 2- Anası Kağan yada Han soyundan olup
babası kara budundan, halktan olan kisi 3- Avrupa’daki, kont, baron vb. unvanların Turkce’deki karsılığı
4- Emin ve guvenilir kisi
INALCIK: Kucuk Inal
T...1- Uygur kağanlığı donemi bey ve komutanlarından 2- Haverezmler devleti bey ve
INAN: Iman, inanc 2- Kural, akide 3- Emniyet, guvenlik
INANGU: Inanılan, guvenilen, mutemet
INANIR: Imanlı, inanclı
INCE: Hafif, yeğni, nazik
INCESEN: Huzur ve guvenlik, sukunet
INCI: (Yinci, yincgu) 1- isve, naz,eda 2- Sessizlik, ıssızlık 3- Istiridye turu deniz
kabuklusundan cıkan tane, takı
INCGU: Ince, narin
INER: Inmek...den mec. Alcak gonullu, mutevazı
INERBAS: birl. Iner/Bas mec. Alcak gonullu
INI: Kardes, karındas,kayın birader
INISI: Kucuk erkek kardesi
IPAR: Parfum, misk
IPEK: (Yipek) Ipek boceğinin ipeği (Ip...kokunden)
IRCI: 1- Yırcı, halk ozanı 2- Ir.ik, iricik 3- Yirci, yerci, toprak sahibi
IRCIK: 1- Iricik 2- Er, kucuk er
IREN: 1- Sert, katı2- Arac, vasıta 3- Urek, yurek
IRENCIN: 1- Bağımsız, basına buyruk 2- Guclu, dayanıklı
IRGE: 1- Yırlama, soyleme, okuma 2- Ergin, olgun
IRGIN: (Irge) Uygurlar ve Karluklar donemi memuriyet unvanlarından
IRIK: Sert, katı, iri
IRIM: Mujde, iyi haber
IRIS: 1- Kurtulus, hurriyet 2- Iras, ıraz
Turk mitolojisindeki tanrıca adlarından “kotu ruhları kovup, tamuya gonderen tanrıca”
IRKIL: 1- Ululuk, heybet, cesaret 2- Aksakal,kam, baksı
IRKIN: Olgun, bilge, ulu
IRKIT: Urkut, urkutucu, heybetli
IRKLI: 1- Guclu, muktedir 2- Yuksek dereceli memur
IRNEK: (Emek) Serce parmak
IRSI: Peri, peri kızı
IRTEGUN: birl. Erte/Gun Sabah
IRTEM: 1- Erdem, fazilet 2- Marifet, huner
IRTIS: Huner, hunerlilik
IRTUK: Değer, kıymet
ISEN: 1- Esen, yel, ruzgar 2- Doğa, tabiat 3- Acık, net, sahih
ISTEK: Isteyis, arzu
ISTEM: Irade, dileme erki
ISTEMI: Istem, irade, dileme ve buyurma erki
ISBARA: (is, devinme, davranma) Bara /Var, varlık) birl. Is/Bara
ISCEN: Isguzar, hamarat
ISGUN: (Icgun) Kızıl yapraklı bir yayla ciceği
ISIM: (Icim) Ictenlik, samimiyet
ISITGEN: Isitici, dinleyici,oğut dinleyen
ISLEK: 1- Idmanlı, eğitimli 2- Isguzar, calıskan
ITBARAK: birl. It/Barak (Barık, baraka)
Turk mitolojisinde adı gecen kopek
ITGUCI: Iteleyen, itici, yapıcı, destekci
ITIK: Yetik, yetkin, uzman
ITIMGEN: Iteleyen, itici, destekci
ITMAC: Alet, edevat, takım
ITMIS: (Etmis) Yapıcı, uzman, uzmanlasmıs
IVECEN: Aceleci, telaslı
IVGIN: (Evgin) Atesli, sabırsız, telaslı
IYBA: Utangac
IYE: Guc, kudret, erklik, sahip olma
IYEUZA: birl. Iye/Uza, Guclu, egemen ve uzman
IYI: Iyi, yararlı ve uğurlu
IYIK: 1- Iyi, uğurlu 2- Heves
IYIM: 1- Guzellik,husn-i niyet 2- Dost, canan, yaren
IYIMSER: Olayları iyi gozle goren ve yorumlayan
IYNEM: Dost, ahbap, yaren, canan
IZ: Basma, ezme, sıkıstırma, kesmek, yarmak...bildiren kokten; yarık, yara, kalıntı, belirti
IZGI: (IZGU) 1- Iyi,kutlu 2- Akıllı, zeki 3- Adil, adaletli
K harfi ile baslayan isimler
KAAN:(Kagan) Kagan sozcuğunun Moğol ağzındaki soylenisi
KABA: Buyuk, iri, siskin
KABAK: 1- Kapalı, kabuklu 2- Kabarık
KABAL: Kapalı, zindan, mahpus
KABAMIS: Kapalı, guclu, mahfuz
KABAN: 1- Kapan, kapıcı 2- Kabarık, asi, isyankar 3- Dik yokus
KABAR: 1- Kabarık, asi, kabadayı 2- Kapan
KABARTU: Sisik, kabarık, kabarcık
KABIS: Kavus, kavusma, birlesme, toplanma
KACIR: Kacır, kacırıcı, korkutucu, urkutucu
KAC: (Kacı, kas) Kacan, kosan
KACAĞLI: Kacaklı, kacıcı, kosucu
KACAN: 1- kosan, kacan 2- Vakit, saat, vade
KACGAR: (Kocgar,kasgar) 1- Koc gibi, koc yiğit 2- koc bası
KACIR: Kacıran, kacırtıcı
KACIRA: (Kacır) 1- Kacıran, urkuten 2- Calıskan, aktif
KACMAS: 1- Kacmaz, urkmez, korkmaz 2- Evcil, munis
KACUT: 1- Savas, dovus 2- Kısa mızrak, kargı
KADAGAN: Buyruk, ser, emir, komut
KADAK: (Katak,Katık) 1- Katı, sert 2- Mıh, civi 3- Armağan, hediye
KADAS: Arkadas, yaren, yakın
KADIR: (Katır) mec. Guclu, dayanıklı, metin, inatcı
KADIRCA: Katır gibi
KAGI : (KAKI) Ofke, siddet
KAĞAN: Imparator, hanların hanı
KAĞANLI(G) : Imparatorluk, imparatorluğa mensup olma
KAĞBA: Koruyucu, muhafız
KAKIĞAN: Ofkeli, gozu kara
KAKINC: 1- Kılıc ve kargı hamlesi 2- Ihtar, ikaz 3- Hiddet, ofke
KAKIZ: Gozu pek, hiddetli
KAKSA: Seri, aceleci, hızlı
KAKUMAKLU: Gazaplı,siddetli
KAL: Ulu, saygıdeğer, hatırı sayılır
KALABA: 1- Ulu, saygıdeğer 2- Sayıca cok, kalabalık, bolluk
KALAKLI: Ulu, yuksekte
KALANCA: Bakiye, arta kalan, artık
KALCAV: Sakacı, nuktedan
KALDUN: Kalan, artan, bakiye
KALGAN: (Kalkan) Ok, kargı, kılıc gibi savas aletlerine karsı koruma sağlayan siperlik
KALGAY: Veliaht, sehzade
KALIN: 1- Sert, dayanıklı 2- Mal, servet, varlık 3- Ceyiz 4- Yararlılık, fayda
KALINGU: (Kalın) Kalıng, guclu, dayanıklı
KALISIZ: Suphesiz, kararlı
KALMUK: Guc gosterisi, gucluluk, kabadayılık
KAM: Samanist gelenekte, ulu kisi (Hekimlik, filozofluk, buyuculuk, duacılık dahil olmak uzere, oba ya da
oymakların, her turlu sorunuyla ilgilenen kisi)
KAMALAG: Sedir ağacı
KAMAN: 1- Kuman, kumanlı 2- Gozu kara, cesur, aman vermeyen
KAMASIG: Melez, karısmıs
KAMAZ: Sarsıcı, sallayıcı,urkutucu
KAMCI: Kırbac
KAMDU: Para yerine gecen esya, emanet
KAMSAT: Sasırtıcı, urkutucu
KAMU(Ğ): 1- Butun, tam, hep 2- Halk, ahali 3- Destek, dayanısma
KAN: 1- Soy, sop, kaynak, can, canlılık, soyluluk 2- Damarlardaki sıvı 3- Kağan, han
KANAT: 1- Tuy, telek 2- Taraf, yon, cenah
KANCI: 1- Kan guden soylu 2- Kanıcı, kanmıs, inanıcı
KANDI: Inanclı, kanık
KANDUK: (Kanduk) Kandı, kanık
KANDUKYURT: birl. Kanduk/Yurt Gurbet
KANG: (Kang, kan) Kan, soy, ata
KANGSIK: 1- Kardes gibi..kardes yakınlığında 2- Uvey kardes
KAYNAK: (Kanak) mec. Soylu
KANIĞ: 1- Kanmıs, kanık 2- Sevinc, nese
KANIK: 1- Kanma, inanma, kabul, ermek 2- Sevinc, nese
KANIS: Kandırıs, cilve, isve
KANITGAN: Sevk veren, kan kaynatan
KANK: 1- Kan, soy 2- Ata, baba
KANKLI: Soylu, soyu sopu belli, kanlı
KANLI: Soylu
KANTIK: 1- Kandırıcı, isveli 2- Uzakta, gurbette olan
KANYUMAZ: birl. Kan/Yumaz (Yumak, yıkamak...dan)
KAPALAN: Kaplan
KAPAR: 1- Akıl, can, ruh 2- Kalkan, zırh 3- Kapan, tuzak
KAPGAN: 1- Kanlı, soylu 2- Kalkan, zırh 3- Algan, fatih 4- Kaplan 5- Kapan, tuzak
KAPGISAY: Saf, sade, halis
KAPKIR: Hassas, imtizaclı
KAPLAN: Kapan, kedigillerden bir yırtıcı hayvan
KAPURTU: Kabartı, kabarık, kabadayı
KAR: Kar tanesi
KARA: Siyah renk, ak’ın karsıtı Ancak...Bu sozcukte de Turkce ad ve sıfatlar arasında ozel bir yere
sahiptir. Cunku bircok mecaz anlamı icinde barındırması ilgi cekicidir. Bircok birlesik adın, basında ya da
sonunda kullanılabildiğinden, cesitli anlam değisiklikleri de ortaya cıkabilmektedir. Bu yuzden, icerdiği
tum anlamları acıklamakta yarar vardır. Bu durum,ayrıca Turklerin, sosyal yasamlarında, renklere ne
derece onem verip, ne derece zengin anlamlarla bezediğinin de onemli ipuclarını verecektir. Orneğin:
Ak:Temizlik, guzellik, soyluluk, merkez. Gok(mavi): Kutsallık, ozgurluk, Kızıl(kırmızı): Dikkat,
ozen,tedbir, değisiklik, devrim, siddet. Yesil: Doğum, tazelik, huzur, sukun anlamlarını icinde
barındırmaktadır. Renklerle yonler de anlatılabilir. Ak: guney, Kızıl: Doğu, Sarı: Batı, Kara: Kuzey
yonlerini anlatır. Kara’nın oteki anlamlarına gelince:
1- Guc, siddet
2- Olağanustuluk, harikuladelik
3- Ululuk, buyukluk, ulasılmazlık
4- Cesaret, atılganlık, yiğitlik
5- Yas, keder, uzuntu, olum
6- Fakirlik, sıradanlık, (soylu olmamak)
7- Kotuluk, bela, uğursuzluk
8- Esmer ten, yanık ten
9- Asırı soğuk, kıs
KARAALMAZ: birl. Kara/Almaz..Namuslu
KARABAS: birl. Kara/Bas 1- Evlatlık 2- Kul, kole
KARABATAK: birl. Kara/Batak...Bir deniz kusu
KARACA: 1- Karaya calan, esmer 2- Gozu kara, cesur, siddetli 3- Bir ceylan turu
4- Halktan soylu olmayan
KARACIK: 1- Esmer, kar tenli 2- Gozbebeği
KARACIL: Kumral, karaya calan
KARAGA: Karga, kuzgun
KARAĞLI: 1- Yaslı, matemli 2- Bakısları etkileyici
KARAHAN: birl. Kara/Han
1- Turk mitolojisinde “Tanrılar Tanrısı” 2-Devletlerinde, soylu
olmayıp, kara budundan (halktan) biri olarak devlet kuran kisilerin takındığı unvanlardan
KARAK: 1- Kara/Ak 2- Gozbebeği 3- Bakıs, nazar
KARAKCI: 1- Gozlemci, bakıcı 2- Karakeci
KARAKIRK: birl. Kara/Kırk (..Kırk sayısı da, uc ve dokuz gibi, Turklerin uğurlu sayılarındandır.)
KARAKITAY: birl. Kara/Kıtay (Cinliye benzeyen, Cinlilerle kanı karısıp, melez olmus)
KARAKOL: birl. 1- Kara el 2- Gozetleme yeri, gozetim alanı
KARAKUS: birl. Kara/Kus (Mizan Yıldızı)
KARAKUNE: Kara gun
KARAL: Vade, muddet
KARAMIS: Bakmıs, gormus, acık goz
KARAMAN: 1- Kara tenli 2- Yiğit, gozu kara
KARANCI: Bakıcı, gozlemci
KARAOTAĞ: birl. Kara/Otağ
Eski donem, toy ve solenlerde, cocuğu olmayan beylerin oturduğu kısım, tribun (...oğlu olanlar,Ak otağa,
kızı olanlar kızıl otağa, konuk edilirlerdi.)
KARAOZAN: birl. Kara/ozan (halk ozanı)
KARASAGU: ağıt, mersiye
KARASUYUK: birl. Kara/Suyuk (kemik) (avam, halktan)
KARASAMAN: birl. Kara/Saman
T...Samanist gelenekte, kotu ruhlarla uğrasan samanlar
KARASIN: Esmer, karaya calan
KARAUL: Bakıs, gozlem yeri (Karakol sozcuğu buradan gelir)
KARAUREK: birl. Kara/Yurek Cesur, korkusuz
KARAV: Bakıs, nazar, bakan
KARAVUL: (Karaul) 1- Gozcu, kesif kolu 2- Muhafız
KARAY: yardımcı, yararlı, yardımsever
KARAYIS: bakıs, bakan
KARAYIR: birl. Kara/Yer (kara toprak)
KARCAK: 1- Pence 2- Bust, yarım heykel
KARCIGA: Bir sahin turu
KARDAS: Kardes, kardes yakınlığı
KARGI: Mızrak
KARGIN: Mesbu
KARGUY: 1- Bir atmaca turu 2- Gozetleme kulesi, dağ baslarına yapılan yuksek yapı
KARIK: Karısık, melez
KARIKSIZ: Saf, temiz, karısık olmayan
KARIMIS: karısık, karısmıs
KARINCIK: Bakıs, nazar, goz kacamağı
KARINDAS: 1- Kardes, kardeslik 2- Kız kardes, bacı (Kazak ve Kırgızlarda)
KARLIGAN: karlar eriyince acan bir dağ ciceği
KARLIK: Karlı arazi, karlı dağ
KARLU: Karlı, kar almıs
KARLUGAC: Kar ciceği
KARMAS: Karıstırmaz (Soyunu, neslini)
KARSI: Karsıt, zıt
KARSIT: Karsı
Turk mitolojisinde, Ulgen’in yedi oğlundan biri ve Temizlik Tanrısı
KARTAL: Iri kanatlı avcı kus (Karatal)
KARUC: 1- Karıs, karısık 2- Kara uc
KARYAĞDI: birl. Kar/Yağdı (...Doğumu, kar yağdığı sırada olan)
KASAR: 1- Keser 2- kasıntı, afili 3- Fırtına
KASMIS: Afili, fiyakalı, kasıntı
KAS: Kas, korkusuzluk, cesaret
KASGAR: Cesur, ustun vasıflı
KASKA: 1- Yiğitlik, mertlik 2- Ustun vasıflılık 3- Dayanıklılık, metanet
KASUK: Dayanıklı, metin
KATAK: Katı, sert
KATAN: 1- Sert, katı 2- Saplayan, (Kargı, ok) 3- Ekleyen, artıran
KATGI (katkı): 1- Katı, sert, hasin 2- Yarar, yararlılık 3- Nese, senlik
KATGIC: Katı, sert, dayanıklı, hasin
KATI: sert, dayanıklı, hasin, guvenli, adamakıllı, etraf
KATLICAK: Katıca,sertce,siddetli
KATIGU: Calıskan, gayretli, azimli
KATIĞDI: Cok katı, siddetli, kuvvetli
KATIK: 1- Katı, sert, gucluk, siddet 2- Katılan, katılım 3- Ekmek, yemek
KATILGAN: Dayanıklı, metin, sert
KATILIK: Gucluk, sertlik, dayanıklılık, hasinlik
KATIRAK: Katıca, hasince
KATIYEL: birl. Katı/Yel (Kuru ruzgar)
KATIZ: 1- Ağac kabuğu 2- Tarcın
KATLAV: Zırh, siper
KATLIG: Katılık, sertlik
KATMIS: 1- Saplamıs 2- Katılasmıs 3- Eklemis
KATUN: (Hatun) Imparatorice, Kağan eslerine verilen bir unvan. (Kadın sozcuğu buradan gelir)
KAVAN: Kovucu, defedici
KAVCIN: Konuk, kısa sureli misafir
KAVSIT: 1- Kavusma, vuslat, kavusulan yer
KAVURT: 1- Kurt 2- Hasmet, ihtisam 3- Dayanıklılık, kalıcılık
KAVUS: 1- Menzil, kavusulacak yer 2- Bulusma, bulusma yeri
KAY: 1- Tipi, kar fırtınası 2- Masal, hikaye
KAYA: Tas bloğu mec. 1- Sertlik, sağlamlık, yıkılmazlık, dayanıklılık 2- Ihsan, inayet
KAYAK: Kayık, sandal
KAYALAK: 1- Kayık, sandal 2- kaya, kayalık
KAYAN: 1- Cığ, cığ kumesi 2- Sel, sel suyu
KAYAR: 1- Sel, sel suyu 2- Gurur, onur
KAYAS: Hısım, akraba, kavim kardes
KAYCI: Masalcı, destancı
KAYDU: 1- Katı, sert, siddetli 2- Kaygı, huzun 3- Sel, sel suyu
KAYGAC: Kayık, sandal
KAYGAS: Mucize, olağanustuluk
KAYGIN: 1- Uzgun, kaygılı 2- Isyankar, isyan halinde
KAYGU: Kaygı, endise, titizlik
KAYGULU: Kaygılı, mahzun
KAYGUN: Mahzun, uzgun, muteessir
KAYGUSUZ: Vurdumduymaz, gailesiz, umursamaz
KAYI: 1- Sel 2- Kar fırtınası 3- Muhkem, iyi korunan
KAYIR: 1- Kayırma, hamilik, destek 2- Heybet, gosteris 3- Azim, kararlılık
KAYIRGAS: 1- Deste, demet 2- Kayırıcı, koruyucu
KAYIRMIS: Kayıran, kayırıcı, destekci
KAYIRSI: 1- Icli, merhametli 2- Karsı, muhalif, hizip
KAYITGAN: Dik baslı, boyun eğmeyen
KAYITMAS: Adil, adaletli
KAYMAS: Adaletli, duzenli
KAYNAK: Pınar, goze
KAYNAR: 1- Pınar, goze 2- Atesli, kızgın
KAYNARCA: 1- Kaynak, pınar, menbaa 2- Ilıca, banyo
KAYRA: Yardım, inayet
KAYRAL: Yardım, destek
KAYRALDIĞ: 1- Destekli, torpilli 2- Eli acık, comert
KAYRIM: Arka, destek, inayet
KAYRU: Geri, arka, destek
KAYTAG: Aldatıcı, adaletsiz, hilebaz
KAYTBAY: Adil, adaletli, hakkaniyetli
KAYTMAZ: Adil
KAYTUN: Yardımsever
KAYURTAR: Kurtarıcı, yardımsever
KAZAK: 1- merkezden uzak kalan 2- Otoriteye bağlı olmayan,basına buyruk 3- Gezgin
KAZAN: 1- Kazanc, kazanım, birikim, artı değer, bolluk 2- Kızan, kızgın
KAZANCUK: 1- Kazanc, kar, getiri 2- Yemek kazanı, tencere
KAZANC: Gelir, kar, artı değer, getiri
KAZGAN: Kazan, kazanc
KAZILIK: 1- Kazık 2- Kazma aleti 3- Kızgın, celalli
KAZIRGAN: Samanist gelenekte, kotu ruhların, doğruluğa gelmesi icin,gecici bir sure icin kaldığı ates
cukuru. Bir nevi cehennem
KAZU: Nimet, kazanc
KAZUK: (Kozu, Kazık) 1- Kazma 2- Kazık, sırık
KEBEK: Kabuk, ağac kabuğu
KEBENC: Itimat, guven, hosnutluk
KEBENCU: Hosnut, bahtiyar
KECIG: 1- Gecit, kopru 2- Mutlu, sevincli
KECIKLIĞ: Mutlu, sevincli
KECIR: Bağıslayıcı, affedici
KECURGEN: Bağıslayıcı, affedici
KEDIMLIG: 1- Zırh, demir ağ 2- Giyimlik, giysi
KEKMEN: Olgun, ergin, ermis
KELES: Alımlı, yakısıklı, cıvan
KELEZTI: Hayal, serap
KELGIN: Gelgin, suyu kabaran ırmak
KELISTU: Olgunluk, gelisim, suhulet
KELTECI: Gelici, gelecek olan, halef
KEMEC: Asker, askeri gorevli
KENCEK: (Gencık, Genc)
KENCLIYU: Oğuz beylerinin, ozellikle guz kurultayların dan sonraki toy ve solenlerde, kendi mallarını
yağmalatıp, halka dağıtılması icin kurdukları buyuk sofra. Yağma sofrası
KENDUZ: Nefs, can, ruh
KENES: Istisare, musavere
LENGES: Kenes
KENGESLU: Danısık, anlasık, dayanısmalı
KENDIL: Gonul, gonullu, temiz yurekli
KENI: (Kuni) Adaletli, adil, dengeli
KEPKE: Ornek, numune
KEPTIK: 1- Latif, sakacı 2- Esit, musavi
KERAMUN: Karaman, esmer tenli
KERAYET: Sahil, kıyı, plaj
KEREGU: Ev, cadır, barınak
KEREKLI: Gerekli, elzem, ihtiyac
KEREKTU: Ihtiyac, luzum, zaruret
KEREKULUG: Cadırlı, gocebe
KERELTI: Tanıklık, sehadet
KEREN: Ulu, kebir, kadir
KERES: Kiris, yay kirisi
KERI: 1- Eski, kadim, geride kalan 2- Germekten, gerilmis, gergin
KERINCSIZ: Essiz,emsalsiz
KERKI: Balta, nacak
KERKIT: Nacak
KERTUK: (Kertik) 1- Ağaca bıcakla cizilen cizgi 2- yapay, suni
KESEN: 1- keskin, kesici 2- Bolum, ara
KESI: Keskin, kesen, kesici, sert
KESIK: Kesi, keskin
KESKIN: 1- Sert mizaclı, asabi 2- Uc, ekstrem 3- Kesici
KESIKCE: 1- Muhafız, koruyucu 2- Defa, sıra, adet
KESIKCI: 1- Israrlı 2- Nobetci
KET: 1- Darbe 2- Yılmaz, azimli, kararlı
KETCIK: Darbecik
KETE: Ulu, buyuk
KEYIK: Baht, mutluluk
KEZEGEN: Gezgin, capkın
KEZGEN: Gezgin, capkın
KEZGIC: Gezgin
KEZIK: Cesaret, atılganlık, curet
KEZIR: (Kizir, keser) Cesur, curetkar
KIBI: Kesif, bulus
KICIR: Oc duygusu, intikam
KICURGAN: Gosterisli, mağrur
KIDIK: Gedik, guduk
KIĞILCIM: Kıvılcım, serare
KIĞITDUK: Davet, ikram
KILAĞI: Kılıc ve bıcakların bilendikten sonra ağız kısmında meydana gelen cizgi
KILAĞUZ: Kılavuz, rehber
KILAVUN: Duğun hediyesi
KILDI: 1- Yaratıcı, yapıcı 2- Etken, amil
KILGI: 1- Istem, irade 2- Yaratılmıs, kılınmıs
KILICI:Yaratıcı, yapıcı, halik, kadim
KILIC: (Kıl-Uc) Silah
KILIG: 1- yaradılıs, huy, karakter 2- Beceri, is, yapıcılık
KILIGLI: 1- Iyi huylu, ahlaklı, gorgulu 2- Becerikli, calıskan, isguzar
KILIN: 1- Huy, yaradılıs 2- Naz, isve
KILINC:Kılınıs, huy, karakter
KILIVAN: Hediye, bahsis, odul
KILUC: Kılıc
KIMACA: Engel, mania
KIMAR: Komar, homar, yakısıklı, cezb edici
KIMIRTU: Kıpırdanıs, devinim, jest
KIMIZ: Eksi, mayhos anlamına gelen ve kısrak sutunden yapılan bir icki
KIMNA: Surekli, daima, her zaman
KIN: 1- Silah muhafazası 2- Gayret, calısma 3- Suc, curum, ayıp
KINAGU: 1- Ceza, cezalandırma 2- Calısma, aktivite
KINAY: Aktif, calıskan
KINCAL: Ince, narin, zayıf
KINCAK: Bıcak kılıfı
KINGAL: Ince, narin
KINGIR: Metin, dayanıklı, sebatkar
KINIK: 1- Gayret, gayretli, calıskan 2- Muhterem, serefli, hakim
KIP: Baht, talih
KIPCAK: 1- Merkezde kacmıs, uzaklasmıs ve bir otoriteye bağlı bulunmayan 2- Cayırlık, genis
toprak,sahipsiz bos ve genis arazi 3- Ağac kovuğu 4- Bahtı acık, talihli
KIR: 1- Kırmak...dan Kırıs, kesis, kırma, yarma eylemleri 2- Ak’a yakın kirli beyaz renk 3- mec. Olgunluk,
tecrube
KIRAC: 1- Kırlasmıs, kıra calan, kır gibi 2- Kırıcı, kırık, yarık 3- Verimsiz toprak, yaslı toprak
KIRAN: 1- Bozgun yapan, dusmanı yok eden 2- Dağ yamacı 3- Yon, kenar, kıyı
KIRAY: 1- Genc, delikanlı 2- Kıran, kan dokucu, vurguncu
KIRCA: Kıra calan, ,kırlasmıs mec. Olgun, bilge
KIRCI: 1- Kırıcı, sert mizaclı 2- Kenar, uc, sahil
KIRGI: 1- Kırım 2- Bir atmaca turu
KIRGIL: Kırık, uzgun, kırgın
KIRGIN: 1- Gonul kırgınlığı 2- Bozgun
KIRGIZ: 1- Kırgıncı, bozguncu, gecimsiz 2- Kırk/Uz 3- Numune, ornek
KIRICI: 1- Kıran, bolen, yaran mec. Sert mizaclı, gonul kırıcı 2- Kenar, sahil
KIRIK: Kırılmıs, bolunmus
KIRIM: 1- Kırıs, bozgun, katliam 2- Kırgınlık, kuskunluk 3- Uc nokta, kenar
KIRIY: Sahil, kenar
KIRKIN: Bahsis, hediye
KIRKLI: Eski, Samanist gelenekten, bazı değisiklikler yada dinsel motiflerin de eklenmesiyle,
bugunlere kadar gelen bir inanca gore; gercek anlamı “kırk unlu ata ruhunun koruması altındaki kisi”
KIRMAN: Kırma yeri, Kırman, harman
KISIG: 1- Hapis, dar yer 2- Kısıtlı, bağımlı
KISIGLU: Hapis, mahpus, kıstırılmıs
KISRIK: Utangac, mahcup
KISTAVUL: Acele, aceleci, telaslı
KISIL: Kıslık, kıs icin ayrılmıs
KISLAK: Kısın kalınan yer, ez, kıslık ev
KITAY: 1- Cinliye benzeyen , Cinliye karısmıs 2- Kutay
KIVANC: Gurur, kıvanma, sevinme, oğunme, mutlu olma, kendine guvenerek ve oğunerek
sevinme hali
KIVAM: Olgunluk,yeterlilik
KIVANDUK: Kıvanclı, mutlu
KIVIK: Ara, fasıla
KIVILCIM: Ates parcası, serare
KIVLIK: Kıvanc ve mutluluk nedeni
KIVRAK: 1- Kıvanclı 2- Hareketli, dayanıklı
KIVRIM: Hare, iltiva
KIYAK: 1- gaddar, acımasız 2- Kayak, kaydırac 3- Cekicilik, cazibe
KIYAL: Imge
KIYAN: 1- Dağdan hızla akan sel suyu 2- Gaddar, acımasız, kıyıcı
KIYAT: Cekici, cazibeli
KIYGA: Zeki, cok akıllı
KIYGI: Zeka, deha
KIYIK: 1- Zeka, dahi 2- Cekici 3- Kacak, kapcak
KIYIKSIZ: Kacmaz, sozunden donmez, duz
KIYIN: 1- Akit, sozlesme, anlasma 2- Guc, kudret, otorite
KIYISKAN: 1- Sozunun eri, sozunde duran 2- Cesur, gozu pek
KIYMAC: Gamze
KIYNAK: 1- Unlu, meshur 2- pence, kartal pencesi
KIYUK: 1- Mutluluk 2- Geyik
KIZARIK: 1- Kızıl, kızıllasmıs 2- kızgın
KIZGAN: Kızgın, kızısmıs
KIZGIN: Kızıllasmıs, asabi
KIZI: Siddet, asabiyet, kızama, kızgınlık
KIZIK: 1- Kızgın, asabi 2- Kısık, hapis
KIZIL: 1- Kırmızı, al 2- Altın 3- Kızmıs, kızarmıs, kızgın
KIZILALMA: birl. Kızıl/Elma
Olgun, kızarık elma anlamı, bir sembol ve imgedir. Ulku’yu motivasyonu icerir. Bazen,
fethedilmesi gereken illeri ifade eder, coğu kez ise butun Turklerin, tek bayrak altında toplandığı devletin,
“Birlesik Turk devletleri”nin imgesi
KIZILGU: Kızarmıs, kızgın
T... Kırgızların, Murdi oymağı, dip dedelerinden.
KIZILHAN: birl. Kızıl/Han
Samanist gelenekte Tanrı sıfatlarından
KIZILOTAĞ: birl. Kızıl/Otağ
Kağan ya da Han’ların verdikleri, toy ve solenlerde, kız cocuk sahiplerinin oturduğu, seref tribunu
KIZIMTAY: birl. Kızım/Tay (Kızmaktan kızgınlık) Tay
KIZIRAK: (kızarık, kızrak) Nadir, ender rastlanan
KICI: 1- Kisi, adam, insan 2- Kucuk, minyon 3- Gecmis, gecik, eski 4- Keci
KICICIK: 1- Kisicik, insancık 2- Kucuk, minyon
KICIK: 1- Kucuk, minyon, Gecik, gecmis
KICIN: Zincir
KICKI: 1- Eski, kadim 2- Kisi, insan
KICKINE: (Gicgine) Geckin, gecmis kadim
KIDGU: Giyim, giysi, elbise
KILUKEN: Gulen, gulec, guleryuzlu, mutebessim
KINDIK: Orta, odak, merkez
KINES: Sura, mesveret, kongre
KIRIS: Sinirden ve bağırsaktan yapılan sicim. Ok yayı olarak da kullanılır.
KIRTI: Doğruluk, gercekcilik
KISILIK: Karakter, sahsiyet, insan olma ozelliği
KISKEN: (Kicgen) 1- Kucuk, minyon 2- Gecen, gecmis
KICKENTAY: birl. Kicken/Tay ...minyon, minik
KIYE: Kut, talih, ululuk
KIYELI: Mubarek, saygıdeğer, ulu
KIZEK: 1- Kesik 2- Nobet 3- Seyran, gezinti
KIZIR: 1- Keser, kesici 2- Gever, gezgin 3- Atılgan, cesur
KOBRAT: (Kubrat) Derlemek, toparlamak, orgutlemek
KOBU: (Kovu) Buket, demet
KOBURCUK: Kabarcık, kabarık, kabadayı
KOCA: 1- Ulu, saygıdeğer, hurmete layık 2- Bilgili, tecrubeli, gorup gecirmis 3- Gosterisli, azametli 4-
Mert, duz, koc gibi
KOCABAS: birl. Koca/Bas ...Koruyucu, muhafız
KOCAMAN: 1- Akıllı, bilge 2- Iriyarı, cusseli, heybetli
KOC: Erkek koyun mec. Duz, mert, yuz yuze dovusen, hilesiz, yiğit, dayanıklı, yılmaz
KOCA: 1- Koc gibi..2- Kibar, centilmen
KOCAK: Koc gibi, cesur yurekli
KOCAN: 1- Centilmen, kibar 2- Kosan, kosucu
KOCAS: Rehber, yol gosteren, onde giden
KOCGAR: (Kacgar,kasgar) 1- Koc bası 2- Koc gibi, koc yiğit
KOCI: Koc gibi, koc yurekli
KOCLUĞ:( Kocluk) Koc olacak kuzu
KOCO: Kibar, mert
KOCU: 1- Koc gibi 2- Kibar, centilmen
KOCUM: 1- Yiğit, mert 2- Kosum, kosma
KOCUN: Duz, hilesiz, temiz yurekli
KOCUGAR: Mert, yiğit, ozu sozu bir
KODAR: Mağrur
KODAZ: Mağrur
KOKLUĞ: Koku, parfum
KOKULUG: Koku, Parfum
KOKUM: Parfum
KOKUS: Dalları, ok yapımına elverisli bir ağac turu
KOLAN: 1- Hediye, bahsis 2- Kollayan, koruyan 3- At, esek,katır gibi hayvanların, eyerini
bağlamaya yarayan kemer
KOLBAG: Kadınların, aksesuar olarak bileklerine taktıkları, boncuklu halka
KOLBAS: Askeri birlik bası, komutan, askeri koruyup kollayan kisi
KOLBAY: Askeri danısman
KOLCUK: Kolcu, muhafız, koruyucu
KOLCAK: Kolcu, koruyucu, kollayıcı
KOLCU: Muhafız, bekci
KOLDAGUC: Hami, koruyucu, sefkatli, merhametli, yardımsever
KOLDAS: 1- Silah arkadası 2- Arkadas, birbirini kollayan
KOLGAK: Istek, heves, talep
KOLGAY: Veliaht, sehzade (Kırım ve Kazan hanlıkları doneminde kullanılan bir aksesuar
KOLKA: 1- Kolgu, kol takısı 2- Refika, hanım, es
KOLTAG: Arka, himaye, destek
KOLUC: Kolcu, kolbası, komutan
KOLUNCUĞ: Yakarıs, niyaz
KOMAN: (Kaman,kuman) 1- Yurduna yabancı sokmayan 2- Aman vermeyen 3- Kumral
KOMAS: Komayan, bırakmayan, aman vermeyen
KOMUK: 1- Kabuk, ağac kabuğu 2- Hazine, define
KOMUR: Cesur, gozupek
KON: 1- Yurt, vatan 2- Konak, yerlesim, mekan
KONAC: Asiyan
KONAG: 1- Konuk, misafir 2- Konuk ağırlanan ev
KONALGA: 1- Konuk yeri, bas kose 2- Menzil, konulacak, varılacak yer
KONAT: 1- Cana yakın, munis, sokulgan 2- konuk ağırlayıcı, konuksever
3- Birlikte goc eden oba birliği
KONCA: 1- Armağan, bahsis 2, Gul
KONCUK: 1-Asina, tanıdık 2- Konuk
KONCUY: Kağan kızı, prenses, soylu kız
KONDU: Yerlesik, yerli
KONDUR: Konuksever, comert
KONGAR: 1- Koyu kırmızı renkteki at 2- Kızıla yakın renk tonu
KONIK: Can, ruh, yasam
KONSUK: 1- Konsu, komsu 2- Yerlesim yeri 3- konusma, laf
KONUK: 1- Misafir 2- Can, ruh 3- Varılacak yer, menzil
KONUL: 1-Kerevetlerin altındaki, yuk konan bosluk, yukluk
KONULGA: 1- Konuk yeri, bas kose 2- Konuğa verilen yemek, değerli yemek
KONUR: 1- Yakısıklı, civan 2- Gururlu, onurlu, mağrur 3- Kara ve kızıl karısımı renk,
at rengi, doru at
KONUS: 1- Yerlesim, karargah 2- Menzil, varılacak yer
KOPAN: 1- Galip, utkan 2- Ulu, yuksek
KOPTURU: Saygı durusu, toren durusu
KOPU: Kop, cok, cokluk
KOPUN: Coklu, bereket, butunluk
KOPUZ: Saz, bağlama (Kop_Uz)
KOR: 1- Oz, maya, asıl 2- Ates parcası, ates
KORBA: Filiz
KORCU: Korucu
KORGAN: Korunan yer, kale, kurgan
KORGAVUS: Savunucu, mudafi
KORICI: Korucu, koruyucu, bekci, yasak bolgeleri bekleyen ve koruyan kisi
KORIG: 1- Koru, ağaclık, yesil bolge 2- korunan, yasak bolge
KORKMAZ: Korkusuz, cesur
KORKUNC: Korkutucu, urkutucu
KORKUT: 1- Heybetli, korkutucu, korku salan
KORUĞ: 1- koru, koruluk, ağaclıklı bolge 2- Koruma bolgesi 3- Yasak bolge, askeri bolge
KORUKCU: Koruyucu, korucu, muhafız
KOS: 1- Koc 2- Dizi, sıra, dize
KOSAK: 1- Kosulan, kosturan 2- Neside, destansı siir
KOSAR: 1- Emredici, buyurucu 2- Kosucu, calıskan, hareketli 3- Dizen, duzenleyen
KOSMA: Olculu, uyaklı soz
KOSUK: 1- Yan yana, birlikte, yaren, dost 2- Kosma, siir
KOSUL: Hukum, sart
KOSULGAN: Kosul koyan, buyurucu
KOSUM: 1- Kocum 2- Bağlı, yan yana 3- Atın, eyer, kulan, uzengi vb. malzemelerinin tumu
KOSUN: 1- Asker, savas birliği 2- Halk, ahali 3- Dizi, dize
KOTKU: Alcak gonullu, mutevazı
KOY: 1- Koyun 2- Merhamet, acıma duygusu
KOYLU: 1- Merhametli 2- Istikamet, yon, yonunu bilen 3- Koyunlu
KOYU: Merhamet
KOYULDAR: 1- Merhametli 2- Hurmetli
KOYULMUS: 1- Merhametli 2- Calıskan
KOYUNLU:Merhametli
KOYURGA: 1- Hurmet, lutuf 2- Acıma duygusu, merhamet
KOYURTANG: Ozgurluk, Hurriyet
KOZAN: Kozalak
KOZALAK: Cam, selvi gibi ağacların sert ciceği
KOZAN: Kazan
KOZGAV: Kıyam, isyan, baskaldırma
KOPURGE: 1- Kopru, gecit 2- Savas davulu
KOCET: Filiz, surgun
KOCMEN: Gocmen, gocucu
KODURGU: Kurban, adak
KOGMEN: (Gokmen) 1- Tanrısal, ilahi 2- Sayın, saygıdeğer 3- Gucunu Tanrıdan alan
KOĞUZ: 1- Goksel, Tanrısal 2- Goğus, sine
KOK: 1- Gok 2- Aile, soy
KOKDAS: Emsal, ornek
KOKEN: Goğen, gelen, 2- Koken, soy, aile
KOKIM: 1- Goğum 2- Soyum, ailem
KOKLU: 1- Tanrıdan gelen 2- Soylu
KOKTEM: 1- Bahar 2- Genclik 3- Deha, akıl
KOL: Gol mec. Ululuk, sonsuzluk, derinlik, bilgelik
KOLMUK: Halk, ahali
KOLUK: Yuk hayvanı
KOMEK: 1- Yardım, arka, destek, inayet 2- Ahali, halk
KOMEN: 1- Hayal, dus 2- Irk, soy 3- Cevher, damar
KOMEY: Gerdan, dos
KOMUC: Hazine, define
KONG: (Konk) Cariye, odalık
KONGUL: Gonul, can
KONILIK : Adalet, doğruluk
KONKAS: Kunkas, kenkes, mesveret
KONU: Adalet, doğruluk
KONUL : Gonul , can
KOP: Cok, gur, cokluk, bolluk
KOPTUK: 1- Bereket, bolluk 2- Kalabalık
KOPUK: Kabarcık, kopurcuk, coklu, artıs
KOREGEN : Goren, gorucu
KOREM: 1- Korpe, taze 2- Gorgulu, terbiyeli
KORGEN: Goren, gorucu
KORGUZ: Gorgulu, centilmen, beyefendi
KORKE: Ağactan yapılmıs tabak
KORKEM: 1- Gorkem, ihtisam 2- Hos, guzel, latif
KORKLUĞ: Guzel, alımlı, cemile
KORPE: Taze, cıvan
KORU: (korug) Gozcu, haberci, casus, gozlemci
KORUM: 1-Bakıs, nazar, gozlem 2- Dus, ruya 3- Zeka, fehm
KORUMCI: Astronom, rasat, gozlemci, yıldızları inceleyen kisi.
KORUMDUK: Bakıcı, nezaretci
KORUNC: 1- Gorgu, muaseret 2- Bakan, nazır
KOSEMEN: Tas artan koc.
KOSUK: Dilek, temenni
KOTUZ: Kıymetli
KOVENC: 1- Guvenc, guvence, teminat 2- Azamet, gurur
KOVEZ: Afi, calım, fiyakalı.
KOYMEN: 1- Yanıcı, yanık 2- Hayal
KOYMEZ: Yanmaz, ates almaz.
KOZLUK: At kuyruğundan yapılan, goz kamasması ve goz ağrılarının tedavisinde kullanılan bir dokuma.
KUANC: Kıvanc, sevincli gurur
KUANCI: Kıvanc
KUBAL: Gurz, demir topuz.
KUBAN: Kapan
KUBAT: Kapalı, gizli
KUBAY: birl. Kubi/Ay
Yakutların eski donem “Temizlik Tanrıcası”
KUBI: (Kubil) Gokyuzu, feza, sema. Mec. Bassızlık ve sonsuzluk.
KUCAN: Gocen, gocer
KUCAR: Gocer, gocucu
KUCAM: Deste, demet, bağ
KUCAR: Gocer, gocmen
KUDA: Sihir, buyu
KUDAGACI: Buyucu, doktor
KUDAK: Kadak, katı, sert
KUDEKAN: Buyruk, sert, emir, azar
KUKUN:kıvılcım, ates parcası
KUKUS: 1- Gonca, gul 2- Saka, latife
KUL: Bağımlı, bağlı, kole mec. Bağlılık, sadakat
KULA: 1- Kızıl ve karısımı renk, doru, bordo 2- Yelesi, ve kuyruğu kara, govdesi kızıla calan at 3-Yabani
at 4- Gozu kara,atılgan
KULAC: 1- Acıklık, mesafe 2- Iki kol arasındaki ara
KULAGU: 1- Yaratıcı, kılıcı, hukmedici 2- Kula gibi 3- Korkusuz, gozu kara
KULAN: 1- Galip, utkan 2- Vahsi at 3- Yaban eseği
KULANSI: 1- At terbiyecisi 2- Musikisinas, muzisyen
KULBAK: Merhametli, yardımsever
KULDAM: Sadık kul
KULGA: Guvercin
KULGU: 1- Mufettis, murakıp 2- Guvercin
KULI: (kulıg) Cesur, gozu kara
KULPU: 1- Kilit 2- kulluk, kulluk eden
KULUGA: Guvercin
KULUN: Tay, sut emen cağdaki at yavrusu
KUMAC: Solgun, soluk
KUMAK: 1- Yardım, komek 2- Sevda, ask
KUMAN: 1- Solgun 2- Kumral, sarı ile kahverengi arası renk 3- Aman vermeyen, dirayetli
KUMANDI: Mutlu, sevincli
KUMARAL: Kumral, buğday tenli
KUMARGA: Kusatma, muhasara
KUMRAL: Buğday tenli
KUL: 1- Koyun 2- Can, ruh 3- Ucurum 4- Adalet
KUNAN: 1- Iki yasına gelmis kısrak 2- Adaletli, adil
KUNAR: Bereket, bolluk
KUNARLI: Bereketli, munbit
KUNDUZ: Dere kenarlarında yasayan, kurkunden bork yapılan bir hayvan
KUNI: Adalet, hakkaniyet, adaletlilik
KUNT: 1- Dayanıklı, metin 2- Sade, gosterissiz
KUNUK: 1- Mahzun, elemli 2- Konuk
KUPCI: Ince, zarif
KUPTAN: Niyaz, dua, yakarıs
KUR: Duzen, sıra, hiyerarsi, duzenleme
KURAL: Duzen, duzenlilik, kaide
KURALAY: Ceylan, ahu
KURAR: Organizator, duzenleyici
KURAY: Bir cesit bozkır bitkisi ot
KURC: (kuruc) Kılıc yapımında kullanılan, iyi bir celik turu
KURCAK: Heykel, yontma tas
KURCI: 1- Kurcu 2- Kurucu
KURCIK: Kurum, kurulus, yapılanma
KURGA: 1- Tecrubeli, bilge 2- Ince, narin
KURGAN: 1- Istihkam, kale 2- Anıt, anıt mezar
KURIDIN: Batılı, batı bolgesinden
KURUM: Figur, dans
KURIMLAK: Cilveli, hareketli, kıvrak
KURIKAN: 1- Kurkan, damat 2- Hisar, kale 3- Ağaclık bolge
KURLAS: Duzen, isleyis, ahenk
KURMAN: Duzgun, duzenli, duzenleyici
KURMUS: Planlı, duzenli, orgutlu
KURT: Bağımsızlığına olan duskunluğu, evcillesmeyen tek hayvan olusu, mucadeleciliği,
hareketliliği,gururlu ve zeki olusu, ozellikle de sosyal ve orgutcu olusu ve daha bir cok ozellikleriyle,
Turklere benzeyen ve Turklerin de cok eskiden beri kutsayarak, sembollestirdiği hayvan
KURTAK: Kurulu, ayarlı
KURTAR: Kurtarıcı
KURTARAN: Kurtarıcı
KURTGA: Tecrubeli, gun gormus
KURTUL: Harac, vergi, cizye
KURTULGU: 1- Vergi, harac 2- Kurtulus, istiklal
KURTULMUS: Ozgur, bağımsız, azade
KURTUN: Batılı, batıdan
KURUĞCIN: Kursun
KURUK: Koru, park, koruluk
KURULTAY: birl. Kurul/Tay Kongre, divan, oturum
Gerek secim, gerekse devlet icin onemli kararların alındığı seckinler meclisi
KURUM: 1- Kurulus, duzen, duzenleme 2- Calım, jest, afi 3- Kaya parcası
KURUT:1- Kurt 2- Kale burcu 3- Kurutulup, suyu alınmıs peynir topağı
KUSKUN: Atın kuyruğundan gecirilip, eyere bağlanan kayıs
KUS: Kus
KUSCAK: Kuscu, kus eğiticisi
KUSCU: Kus eğiticisi
KUT: 1- Uğur, talih, baht 2- Tanrısal, mubarek 3- Can, ruh, dirilik, yasam kaynağı, yasam gucu 4- kader,
yazgı 5- Erk, iktidar 6- Bereket, nasip
KUTADGU: Kutsanmıs, kutlu, değerli, yararlı
KUTALAN: birl. Kut/Alan mubarek
KUTALDI: birl. Kut/Aldı kutlu, mubarek
KUTALMIS: birl. Kut/Almıs kutlu, mubarek, kutsanmıs
KUTAMIS: Kutsamıs, değer vermis, mubarek eylemis.
KUTAN: 1- Dua, yakarıs, niyaz 2- Bir avcı kus 3- Saban, pulluk
KUTAR: Kutsar, kutsayan, kut veren
KUTAS: Kutlu, mubarek
KUTAY: birl. Kut/Ay T... 1- Ates parcası,ates 2- Samanist gelenekte,” Ates Tanrısı” 3- Ipek, ipekli kumas
4- Tanrıca 5-Paha bicilmez, değerli
T... Ilhanlı hanlarından, Argun Han’ın evdesi ve Keykatu Han’ın anası.
KUTGARU: Buyruk, fermen
KUTKU: Ağırbaslı, alcak ,gonullu
KUTLU: 1- Mubarek, Tanrısal 2- Bahtiyar 3- Kabul gormus, saygıdeğer
KUTLUCA: Uğurlu, bahtı acık
KUTLUĞ: Kutlu, mubarek
KUTLUĞ INANC: (Kutluk Inanc) Kutlu/Inanc
KUTLUK: Kutlu
KUTLUK : (Kutluğ) Kutlu, mubarek
KUTSANDI: Kutlu, mubarek
KUTUN: 1- Mesut, mutlu, nurlu 2- Mukaddes, kutsal
KUTUNMUS: Kutlu, mubarek
KUTUR: Kutlu, mubarek
KUTUZ: birl. 1- Kut/Uz 2- Yaban okuzu
KUVANC: Kıvanc, gurur, mutluluk, iftihar
KUVANDUK: Kıvanc, mutluluk, iftihar, gurur verici
KUVART: 1- Kurt 2- Dayanıklı, kavi, metin
KUVAT: Sevinc, mutluluk
KUVRAG: Toplum, toplumcu
KUYAK: Zırh, demirağ
KUYAN: Tavsan, bozkır tavsanı
KUYAS: Gunes ısığı
KUYDUNG: Beden, vucut
KUYMU: Sevinc, nese
KUYTAK: Mahfuz, siper
KUYTURKA: Bağıs, ihsan, lutuf
KUYULDAR: Saygıdeğer, saygıya layık
KUYUM: Aksesuar, kupe, bilezik
KUZ: Dağın, gunes gormeyen yamacı
KUZAY: Kuzey yonu, gunesin az olduğu yer,Karanlık ve soğuk yer
KUZLAK: Bebe, yavru
KUZU: 1- Koyun yavrusu 2- Yavru, bebe
KUC: Guc, dirayet, kudret
KUCKARA: birl. Kuc/Kara (Acı kuvvet)
KUCEM: 1- Guc, kudret 2- zorba
KUCEY: Guclu, gucu yeten
KUCI: Guc, gucluk, zorluk
KUCIN: An, kısa zaman parcası
KUCKEY: Guclu, zorlu
KUCLUK: Guc, gucluk, zorluk, kudret
KUCUK: Ufak, minyon
KUCULU: Guclu, zorlu
KUCULUK: Gucluk, guc, zorluk
KUCUM: Guc, kudret
KUKLER: Muneccim, yıldız falcısı
KUKREK: 1- Onur, gurur 2- Kukreyis, kukreyen
KUL: 1- Ates, ateslilik, yakıcılık, yok edicilik 2- Yenilmezlik 3- Ulu, unlu 4- Cesaret, gozu karalık 5-Gol,
gol gibi genis ve buyuk
KUL TIGIN: birl. Kul/Tigin Birkac anlam: 1- Ates prensi 2, yenilmez prens 3- Ulu prens 4- Yok edici prens
KULCUR: Ululuk, yuksek mevki, saygıdeğerlik.
KULE: 1- Gule , gulus 2-Demet,bağ, deste
KULEGEC: 1-Gulec, guler yuzlu 2-Name, melodi
KULEGEN: Gulen, guler yuzlu
KULEK: 1- Fırtına, kum fırtınası 2-Bakrac, tahtadan yapılmıs yoğurt kabı
KULEM: Bereketli, munbit
KULER: birl. Kul/Er ..Ulu, saygın kisi.
KULTEM: Deste, demet, buket
KULUG: (Kuluk) 1-Unlu, meshur, cok tanınan 3-Hızlı,seri
KULUNK: Kazma
KUMUS: Gumus
KUN: Gun, gunes
KUNANA: birl. Gun/Ana
Samanist gelenekte, goğun yedinci katına bakan tanrıca
KUNCEK: Guneslik, semsiye
KUNDES: 1- Gundes, gunese es değerde 2- Izci, takipci, halef
KUNDUN: Gun ısığı
KUNDUZ: Gunduz
KUNES: Gunes
KUNGERU:Arzu, dilek, temenni
KUNG: Cariye, disi kole
KUNI: 1- Adil, adaletli, hukukcu, yasalara bağlı 2- Itaatkar, muti
KUNKAS: Danısma, nasihat
KUNTEM: Gunluk, gundelik
KUNUCEN: Muti, itaatkar, saygılı
KUNULUK: 1- Semsiye, 2- Gunluk, yevmiye
KUR: 1- Gur, sık, bol, bolluk 2- Canlı, diri, sağlam, sarsılmaz 3- Gurleyen, kukreyen, kabadayı, gozu
kara, yurekli 4- Oz, maya, ozunu yitirmemezlik 5- Duzen, duzenlilik 6- Care, cozum, deva
KURCE: Esas, asıl, maya, oz
KURCI: Kabadayı, gozu kara
KURHAN: (Gurhan) birl. Kur/Han
Turk mitolojisinde, Kara Han’ın oğullarından
KURI: Ic geciren, imrenen, kıskanc
KURKAN: birl. 1- Kur/Kan (Gur/Kan) 2- Damat (Korekan)
KURMEN: Ozlu, soylu
KURUGEN: 1- Gurgen 2- Koregen, damat
KURUM: Basiret, meleke
KURUNC: 1- Ozlu, soylu 2- Duzen, duzenli 3- Kıskanc
KUSLIK: 1- Gucluk, guc, zorluk 2- Mutlu, mutluluk
KUSUM: 1- Ar, edep, hicap 2- Guc, gucluluk
KUVENC: Guvenc
KUVENCI: Guvence, garanti
KUZ: Guz, sonbahar, hazan
KUZNEK: Isık kırılması
M harfi ile baslayan isimler
MAMAK:Sakin, kendi halinde
MAMAY: Sakin, munis
MAMIS: 1- Saygılı, soz dinler 2- Saygı
MANAS: 1- Huy, mizac 2- Heybet, heybetli
MANAY: Saha, bolge, mıntıka
MANCO: Mengu, sonsuz
MANCU: Mengu, sonsuz
MANGALAY: 1- Alın, yuz, cephe 2-Suvari, iyi ata binen
MANGU: Mengu, bengu, sonsuz
MANGUR: Mangır, bakır para
MANGUT: Olumsuz, sonsuz
MARAL: Ceylan, ahu turu bir hayvan
MAYDA: Narin, ince, ince yapılı
MENCIK: Mulkiyet, mal varlığı
MENDES: (Mentes, mintas) Acele, aceleci
MENGI: Mengu, bengi, bengu
MENGILIK: Sonsuzluk
MENGU: Ebedi, sonsuz, sonsuza kalan, sonsuzluk, olumsuzluk
MENGUC: Sonsuzluk, sonsuzluğa ulasmıs, ermis, ulu, saygıdeğer
MENGUC ATA: birl. Menguc/Ata
Bilgi ve tecrubesine basvurulan ulu ve bilge kisi
MENGEN: 1- Nisancı, iyi ok atan, okcu 2- Becerikli, mahir
METE: 1- Soylu, saygıdeğer 2- Butun, butunluk, butunlukcu
METEHAN: birl. Mete/Han
Hun kağanlarının en unlusu. Aynı soy ve kokten gelen boylar arasında, kan dokulmesini
yasaklamıs hepsinin tek bir devlet catısı altında toplanması gerektiğini,bunun aynı zamanda Turk
Tanrısı’nın bir emri olduğuna inanarak bu yolda mucadele etmenin ve bunun getireceği sonucların,en
buyuk ve paha bicilmez bir mutluluk olduğuna inanmıs, bunu da ayrıca,devlet politikası bicimine
getirmisti.Turk toresine devlet idaresine sokan,ilk duzenli ve sınıflı kara ordusunu kuran,”Birlesik Turk
Devletleri ulkusunu devlet siyaseti olarak ve bunu gerceklestiren ilk Turk buyuğu.
MIN: 1-Bin,bin sayısı. 2-ben,gamze
MING:1-Ben,gamze 2-Huzur,refah 3-Bin sayısı
MINGAN: Benli,gamzeli
MINGILIK: Rahat,huzur,refah
MINGIR: Cok kulliyetli.
MOĞOL:Kaygı,endise,huzun
Oğuz’un amcası ve ilk kayın atası
MOKAN: Buken, guclu
MONGUC: Atik, cevik, hamleci
MOTUN: Butun, butunluk ( Mete Han’ın asıl adının bu olduğunu soyleyen tarihciler de var.)
MUGLU: Uzgun, huzunlu
MUNAR: Serap, algın
MUNCUK: Boncuk, takı, mucevher
MUNCUĞ: (Boncuk)
MUNG: 1- Huzun, elem, uzuntu 2- Ming, ben, gamze
MUNGLUĞ: (Mungluk) Uzgun, bunalmıs, huzzam
MUNGUL: Huzunlu, elemli
MUTLU: Mutlu, mesut, bahtiyar
MUCEK: opucuk, buse
MUGE: Inci ciceği
MULDUZ: Berrak, saf
MUREN: Irmak, akarsu
O harfi ile baslayan isimler
OBA:1- Yurt, mekan, mesken,diyar, cadır, mahalle 2- kabile, asiret
OBAR: Ev, baraka
OBEN: 1- Genc aygır 2- Erkek deve yavrusu
OBULAZ: (Oblas, oflas) 1- Gozu pek, atılgan 2- Alicenap, yuce gonullu.
OBUT: Seref, haysiyet
OBUZ: Kaynak, menba
OCAK: (Otak, odak) Ateslik, ates olan yer, ates tuten yer. Mec. Ev, yuva, insan eğitiminin, basladığı,
insanın pismeye ve bicimlenmeye basladığı yer.
OCAKLI: Ocak sahibi.
OD: Ot, ates
ODAK: Ocak, yanma, yansıma merkezi
ODAKAN: Hanım ozan
ODANA: birl. Od/Ana
Samanist gelenekte, “Disi Melek”
ODATA: birl. Od/Ata
Samanist gelenekte “erkek melek”
ODCU: Atesci
ODGURMUS: 1- Oturmus, oturaklı, sakin, kendinden emin 2- Yuva kuran, birlik kuran
ODHAN: birl. Od/Han
Samanist gelenekte, “Ates Tanrısı”
OG: Ok (Doğma, doğum, yaratılıs)
OGAN: (Okan, Ugan) 1- Tanrı, Tanrılık vasıfları, yaratma, yaratıs, doğus, halik 2- Anlayıs, zeka,bilgelik 3-
Eski Turklerde, kan davalarına karsı cıkan, oba ve oymaklar arasındaki gecimsizliklerde,arabuluculuk
yapan, “Barıs Tanrısı” 4- Altay ve Tuna Turklerinde “ Ates Tanrısı”
OGLAĞU: Korpe, genc kız
OGRAK: 1- Azim, kararlılık 2- Niyet
OGRAS: Uğras, mucadele, mesgale
OGSAT: Benzer, benzerlik, benzeyis
OGTADURMUS: birl. Okda/Durmus ( Bu ad, iki anlamda da yorumlanabilir. Akıllı, zeki Durmus. Zor
durumda kalan, zor kosullarda olan)
OGUR: 1- Gizlilik, gizem 2- Uğur, baht, talih, mutluluk
OGURLU: Uğurlu
OGURMUS: Gizemli, ağzı sıkı
OGUTUR: Gizli, gizemli
OGUN: birl. O/Gun (..Eski bir Turk geleneği olan, tarihin onemli ve ozel gunlerinin anısına verilen, o gun
ya da o gunlerin yıldonumune denk dusen gunlerde doğanlar icin kullanılan bir ad.
OĞCU: Okcu, haberci, ulak
OĞIRCIK: Uğurcuk
OĞLAGU: Korpe kız
OĞLAK: Keci yavrusu
OĞLAMAN: Bir yasında doğum yapan, koyun ve keci
OĞLAN: Oğul, erkek cocuk, genc erkek
OĞRAMIS: Uğurlu
OĞRUN: 1- Gizli, gizemli 2- Yavas, ağır
OĞUL: 1- Oğlan, erkek cocuğu 2- Evlat, genel olarak, kız yada erkek cocuğu
OĞULCA: 1- Oğulcuk, biricik oğul, biricik evlat 2- En kucuk oğul
OĞULGANMIS: Oğlu olmayan
OĞUR: 1- Uğur, talih, bahtiyarlık 2- Vakit, zaman, devir
OĞUS: 1- Bolluk, bereket 2- Hısım, akraba, nesil
OĞUZ: 1- Ok-Uz 2- Ağuz, ağız 3- Olağanustuluk 4- Cağrı, davet, toparlama
birlestirme, yaratıs
OK: 1- Doğum, doğus, yaradılıs 2- Akıl, us 3- Dokunma, el surme 4- Soyleyis, cağırıs, haber verme 5-
Silah, yay ile kullanılan ok 6- Orgut, teskilat
OKAN: 1- Ogan 2- Anlayıs, fehim
OKATMIS: (Okutmus) Haberci, ulak
OKCI: 1- Okuyucu, haberci 2- Ok atan, okcu 3- Orgutcu
OKICI: Davetci, davetkar, cağırıcı
OKI: Cağrı, davetiye
OKLAMIS: Ok atmıs, savascı
OKLU: 1- Akıllı, zeki 2- Orgutlu
OKSAK: Benzeyen, andıran, tanıdık, bildik
OKSAN: Benzeyen, oksayan
OKTA: Akıllı, zeki, dahi
OKTAR: 1- Okcu, iyi ok atan 2- Bilgili, akıllı, yaratıcı 3- Davetci, davetkar
OKUKLU: Alim, bilgin
OKUMAGAN: Arif, eğitimsiz ama kendini yetistirmis, olgunlasmıs
OKUNC: Toy ve duğun davetiyesi
OKUS: 1- Bilgi, bilgelik 2- Bereket
OKUSLUĞ: 1- Alim, bilgin 2- Bolluk, bereket, bereketli
OKUTGAN: Okutan, eğitmen
OKUTAN: Eğitmen, oğretmen
OKUV: Okuyus, kıraat, cağırıs
OLAGAN: Olan, doğal, olumlu
OLAM: Debdebe, gosteris, tantana
OLBAK: Olus, olusum
OLCA: Ganimet, bolluk
OLCAS: Toren, seremoni, tazim
OLCAY: Tanrı sıfatlarından. Baht, talih, acık talih, ululuk
OLCAYTU: Acık talih, bahtı acık, bereketli
OLCA: Ganimet, bereket
OLCAM: Ganimet, nimet, bolluk
OLCAR: 1- Saldırı komutu, saldırı 2- haber, havadis 3- Uygun, muvafık
OLCUM: 1- Olgunluk, olgun, yetiskin 2- Huner, marifet
OLGAC: Olgun, olmus
OLGUN: Yetiskin, olmus, kamil
OLUM: Olus, doğus, olmaya elverisli.
OLUN: 1- Olus, olgunluk, ağırbaslılık 2- Genc, taze 3- Soyluluk
OLUS: Olusum, duzen
OMAC: Amac, gaye
OMAK: 1- Soy, kan, soyluluk 2- Aile, akraba
OMAY: (Umay) Seckin, guzide
OMRAK: Sevilen, masuka
OMUR: (Umur) 1- Ilgi, heves 2- Guc, dayanıklılık, dayanıklı
OMURCA: Sağlam, dayanıklı
OMURTAG: Kartal yavrusu
ONAK: 1- Onanmıs, kabul gormus 2- Sevgili, el ustunde tutulan
ONAL: 1- Doğus, ortaya cıkıs 2- Sağlam, dayanıklı
ONANLI: Sağlam, meyin, mutehammil
ONANMIS: Sağlam, bayındır, destekli
ONAT: 1- Sağlam, dayanıklı 2- Yakısıklı 3- Terbiyeli, iyi davranıslı
ONATCA: Makbul, hatırsinas
ONAY: 1- Sağlam, dayanıklı, uygun 2- Makul, kabul,tasdik
ONG. 1- Sağlamlılık, kalıcılık, dayanıklılık 2- Iyilik, rahmet, bereket, bolluk 3- Sevinc, nese, mutluluk
ONGAN: 1- Uğurlu, mutlu, bahtiyar 2- Verimli, geliskin 3- Bayrak, simge, totem
ONGU: 1- Kar, kazanc 2- Set, sutre
ONGUC: Karlı, kazanclı, verimli, uğurlu
ONGUDAY: Karlı, kazanclı
ONGUN: 1-Bolluk ve bereket tanrısı. 2- Uğurluluk, verimlilik, kalıcılık 3- Av totemi, kutsanmıs av hayvanı
4- Totem, sembol, bayrak, flama
ONGUR: Kurtulus, salah
ONGUT: Koruyucu, muhafız, kale muhafızı
ONUK: 1- Sağlıklı, dayanıklı 2- Uğurlu, aziz, saygıdeğer 3- Usul, yol, teamul 4- Yararlı, faydalı
ONUS: 1- Bereket, bolluk, verim 2- Uğur, talih
OPAK: (Apak) Temiz, bakımlı
OPAN: Mağara, delhiz
OPCIN: (Apcın,afsın) Zırh, demirağ
OPUR: Obur, istahlı
OPUZ: Katı,sert
OR: 1- Yer, durak, bolge 2- Doğramak, bicmek 3- Mevki, mertebe 4- Duzen, kurulus
ORAK: Doğramak, kesmek, doğrayıcı, bicici
ORAN: 1- Taht, seref makamı 2- Yuksek mevki, yuksek derece
ORAY: birl. Or/Ay 1- Aynı, esit, es değerde (Kırgızlarda) 2- Fırsat, hamle
(Kazaklarda)
ORAZ: (Uraz, uras, ıraz) Seref, onur, talih
ORCUN: 1- Kesici, keskin, doğrayıcı 2- Bolge, vilayet 3- Onurlu, ahlaklı, iyi huylu
ORDA: Orta, merkez (Kağan veya Han otağının bulunduğu yer)
ORDU: (Orda) 1- Orta, cekirdek, merkez 2- Silahlı ve duzenli topluluk
ORDUCA: 1- Ordu ile ilgilenen 2- Ortaca, ortanca
ORGA: Bayrak, flama
ORGARUN: 1- Istihkam 2- Bayraklı, bayrak sahibi
ORGIR: Kesici, bicici
ORGUN: Sırdas, sır saklayan, ketum
ORHUN: Sır saklayan, sırdas, gizli, gizemli
ORMAG: Doğramak, bicmek
ORMAN: Ağaclık, bolge
ORMUS: Doğrayan, bicen
ORNAK: 1- Taht, tahtırevan 2- yer, yore
ORPAG: Mense, kok, nesep
ORTAC: 1- Ortadaki, ortanca 2- Ilımlı, dengeli
ORTACI: Ilımlı
ORTAĞ: Ortak, ortalama, ortada bulusma
ORTUG: Ortak, pay sahibi
ORUK: 1- Yol, eylem, gidisat 2- Care, cozum, imkan, uygunluk
ORUM: Mera, otlak
ORUN: 1- Makam, mevki, ozel yer, serefli yer, taht 2- Karargah, gorev yeri
ORUNC: Hediye, bahsis
ORUNCAK: 1- Oya, isleme 2- Rehin, emanet
ORUNDUK: Koltuk, iskemle
ORUNGULUK: Bayrak, flama
ORUNLUG: Taht, makam
ORUNTAG: Yuksek mevki, makam
ORUS: 1- Talih, uğur, baht, mutluluk 2- Amac, hedef
OSKAY: 1- Hamarat, isguzar 2- Neseli, sen
OT: 1- Ates, ocak, ev 2- Nebat, bitki
OTACI: (Utacı) 1- Doktor 2- Eczacı, ot ve bitkilerden ilac yapan kisi 3- kam, baksı
OTAĞ: 1- Oda, icinde ates yakılarak oturulabilen buyuk ve genis cadır 2- Yeni evlenenlere armağan
edilen ev, cadır
OTAĞA: birl. Ot/Ağa ..evin reisi, aile reisi, evde sozu gecen kisi
OTAK: Yeni evlenenlere armağan edilen ev, cadır, oda
OTAMIS: Doktor, hekim
OTANCAK: Ilac, merhem, deva
OTAR: Gecici, fani
OTCIGEN: birl. Ot/Cigen (“Ot/Tigin” adının , Moğol ağzındaki soylenisi.)
OTGUN: Kabadayı.
OTKUN: Kabadayı.
OTLUĞ(K): Atesli
OTMAN: Ailenin en kucuk oğlu .Ocağın atesini yakıp ısıtacak ve devamlılığı sağlayacak olan, Cok
eskilerden beri suregelen,Turk toresince cocuklar arasındaki paylasımlarda ev , en kucuk cocuğa kalır. Bu
yuzden ilerde evin yada mulkun idaresi kucuk oğlandadır. Yani, ocak,onunla yanmaya devam edecek,aile
oba yada oymağın yasamı onun sayesinde surecektir. Bu cocuklara iceren ”Otman,Ot Tigin,Othan” vb.
adlar verilir.
Otmanlı devletinin kurucusu ve ilk hanı. Ertuğrul Beğ’in en kucuk oğlu. Daha Ertuğrul Bey
olmeden,Toreye gore,bircok mal mulk, buyuk cocuklara, beylik, en kucuk olan Otman’a gecmisti.
OTMAR: Atesli, ates sacan
OVAT: Duzgun, muntazam
OVLAZ: Gozu pek, atılgan
OVMAC: El ile yoğrularak yapılan yiyecek
OY: 1- Dusunmek, dusunce, fikir 2- Cukur
OYA: 1- Oyularak yapılan elisi, isleme 2- Emanet, rehin 3- Sempatik, minyon
OYAN: 1- Iman, inanc 2- Dusunce, efkar
OYAZ: Cukur, kuyu
OYBAK: Cukurlu vadi
OYBAT: Oyuk ve cukurlu yer
OYGAK: 1-Oya, rehin 2- Uyanık, muteyakkız
OYGUR: Dere yatağı, dere oyuğu
OYINLI: Dusunceli, efkarlı
OYLUM: 1- Cukur, kuyu, bosluk 2- Kurucu, kuruntu, yormak
OYMAK: Yığın, kitle. Turklerin sosyal birimleri icindeki sıralamada, Obadan buyu Boy’dan kucuk olan
akrabalar topluluğu
OYMUR: Dere, dere yatağı
OYNAK: Maral, ceylan, vb. Hayvanların bir arada olup su ictikleri kuyu, su birikintisi
OYRAM: Girdap, anafor
OYRAT: Derin, oyuk, derinlesmis
OYTUN: Kutsanmıs, mubarek
OYUR: Vucut, endam
OZ: Ileri, on, onde
OZA: Kadim, eski, ezeli, hep var olan
OZAĞI: Tecrubeli, bilgili, uzman
OZAMIS: Uzamıs, uzman, usta isinin ehli
OZAN: (Uzan) Oncu, herkesin onunde olup hitap eden, siir yazan ve okuyan, kopuz calarak siir okuyan
ve yazan. Usta, isinin ehli
OZAR: Uzman, usta, bilir kisi
OZGAN: Kademeli, dereceli, oncelikli
OZMAN: Uzman
OZMUS: Uzmanlasmıs, yetik
OZUL: Esas, kaide
OZUT: Ikamet, ikametgah
OZUTGAN: Ileride, ilerici
Ö harfi ile baslayan isimler
OBEK:Kucuk grup, tim, takım, parca
OBGE: Ced, Ata, Soy
OCAL: birl. Oc/Al intikamcı
OCEK: 1- Esinti, hafif yel 2- Burc
OCUT: Intikam, oc
ODEM: 1- Borc, bakiye 2- Odul, mukafat
ODEMIS: 1- Eczacı, doktor 2- Ricacı, yakaran 3- Borcsuz, bakiyesiz 4- Odul veren
ODEN: 1- Ricacı, duacı 2- Odul
ODGULMUS: 1- Ovulmus, ovulen, basarılı, odul almıs 2- Ricacı, duacı
ODGUR: Uygun, yerinde, vaktinde
ODRUM: Seckin, mumtaz
ODUGET: Ricacı, yakarıcı, duacı
Yakutlarda, “ Akarsular Tanrısı”
ODUK: Rica, yakarı, dua, niyaz, arzu
ODUL: 1- Usluluk, akıllılık 2- Yuceltme, ululama, mukafat
ODUN: 1- Odeme, odeyis 2- Yakarıs, niyaz
ODUS: Vakit, devir
OG: (Ok) Ana, anne, yaratan, doğuran
ODGUL: Ovulme, ovunc kaynağı, ovulme nedeni
OGE: (Oke) Dahi, cok zeki, cok akıllı
OGEC: Iki yasına gelmis koc
OGEL: 1- Zeki, akıllı, aklı basında 2- Burc
OGET: 1- Akıl, zeka, akıllılık, 2- Sevgi, muhabbet
OGIR: Sevinc, nese, eğlence
OGLU: Dahi, cok akıllı
OGREDIK: 1- Murebbiye, eğitmen, yetistirici, oğretmen 2- Idman, talim, antrenman
OGRU: 1- Oğrenilecek olan 2- Arkadas, refik
OGUSLU: Ovulen, methedilen, ovulmeye layık
OGDU: Ovme, methiye
OGDUM: 1- Ovulen, methedilen 2- Once, oncelikli
OĞER: Ovucu, methedici
OĞLES: Akıl birliği, fikir birliği
OĞREK: Toplantı yeri, cemiyet , dernek
OĞREN: Oğrenmekten
OĞRET: Gelenek, terbiye
OĞREYUK: Gelenek, gorenek, terbiye
OĞRUK: Munis, cana yakın, el ustunde tutulan
OĞRUNC: 1- Deneyimli, bilgili, oğrenmis, ders almıs, yetismis 2- Hosnutluk, memnuniyet
OĞTU: Metih, ovme, ululama
OĞTUR: Ovme, methedici
OĞUCU: Ovucu, methedici
OĞULMUS: Basarılı, destekli, ovulmeye layık
OĞUN: 1- Oğunmek..ten oğun 2- Itina, dikkat 3- Sıra
OĞUNC: Ovunc, iftihar, ovunme gerekcesi, iftihar vesilesi
OĞUNCEK: Oğunmeye değer, oğunme nedeni
OĞUNMUS: Ovunmus, ovunmeyi hak etmis, gururlu
OĞUNUR: Gururlu, mağrur
OĞUR: Over
OĞUT: 1- Anlayıs, kavrayıs 2- Nasihat, tavsiye, deneyim aktarımı
OK: (og) 1- Oz, doğus, olus, gelisme 2- Zeka, bilme, us, yetenek, ana, doğuran
OKCI: Okeci, cağırıcı, davet edici, davetiye veren kisi
OKCUR: Zeki, anlayıslı
OKE: Dahi, yanılmaz, bilge, cok akıllı
OKER: Dahi, super zeka
OKERMAN: Dahi, bilge, yanılmaz
OKLU: 1- Dahi, akıllı 2- Egemen, denetimci
OKSUM: Arzu, murat
OKSUZ: Desteksiz, arkasız, olusumsuz, gelismeye engel durumu olan, (Halk arasında, anası
olmayan, olen ya da ayrı olan cocuklar icin de bu adın kullanılmasındaki neden, ananın, cocuğun yetisme
ve gelisimindeki onemine atfendir.)
OKTE: 1- Okeli, akıllı, dahi, yanılmaz, deneyimli, bilgili 2- Azametli, gosterisli
OKTEM: 1- Akıllı, bilge 2- Asi, basına buyruk, pervasız 3- Meshur, gosterisli 4- Bahar, ilk yaz
OKTEN: 1- Akıllı, bilincli 2- Kahraman, cesur, korkusuz, basına buyruk
OKUC: 1- Cok, cokluk, bolluk 2- Akıl, us, bilinc
OKUN: Kendine donus, oze donus
OKUNMUS: Ozune bağlı, ozune donen
OKUS: 1- Cok, cokluk, bolluk, bereket 2- Akıl, bilinc, bilincli
OKUS KARA ACKI: birl. Okus/Kara/Ackı mec. Keskin zekalı
OKUZ: 1- Irmak, nehir, buyuk akarsu 2- Uzman, bilge, ehil, dahi
OLCER: 1- Muhendis 2- ağırbaslı, olculu 3- Savas buyruğu, saldırı buyruğu
OLCUM: 1- Adap, usul, erkan, yol 2- Ağırbaslılık
OLMEZ: 1- Dirayetli, dayanıklı 2- Cok sevilen, unutulmaz, iz bırakmıs
ON: 1- Doğu, gunesin doğduğu yon 2- Ilk, baslangıc, doğus, meydana gelis 4- Ilke, oncelik,
prensip,temel
ONAL: birl. On/Al Oncu, lider, onde olan
ONALAN: birl. On/Alan, lider, oncu
ONALDI: birl. On/Aldı, lider, oncu
ONCEK: Once, onceki, selef
ONCEL: 1- Selef, daha onceki 2- Onde olan, oncu, rehber 3- Oncelikli, imtiyazlı
ONCELIK: Imtiyaz, torpil
ONCU: 1- Ilk, orijinal 2- Lider, yol acan, onde olan
ONCUL: 1- Oncu, onde, rehber 2- Birinci, ilk
ONCEK: Onceki, onceki, selef
ONDAS: Aynı oncelikte, aynı imtiyazı paylasan
ONDE: Oncu, onceki
ONDEGUN: birl. Onde/Gun 1- Onemli gun 2- Onceki gun
ONDER: Onde olan oncu, lider
ONDES: Yol acan, rehber, mihmandar
ONDUC: Oncu, mihmandar
ONDUL: 1- En onde, en ondeki, oncu 2- Oncelik, imtiyaz
ONDUN: 1- Pesin, pesinat 2- Onde, onde gelen
ONE: Ileri, ileride, otede
ONEK: Dayanak, direk, destek
ONEL: 1- Usta, uzman, pir 2- Vade, muhlet
ONEM: Oncelik, imtiyaz, değer, kıymet, hassasiyet
ONEN: 1- Onde olan, one gecen 2- Bağlılık, sadakat
ONER: birl. On/Er Oncu, rehber, kılavuz
ONEY: 1- One gecen, onde gelen 2- Yukseklik
ONG: Ilk, birinci, basta gelen
ONGEL: 1- Ağırbaslı, olgun 2- Oncu, onculuk eden
ONGEN: 1- Zafer, utku 2- Uzun boylu, levent
ONGER: Hiddetli, asabi
ONGI: (Ongu) 1- Değisik, farklı, sıra dısı 2- Once, oncelikli
ONGUC: 1- Oncu, kılavuz 2- Atak, atik, hareketli 3- Delil, kanıt, ispat
ONGUK: Yastıkların ucuna yapıla isleme
ONGUL: Yol gosteren, on ayak olan
ONKUZU: birl. On/Kuzu mec. Kurban, kurbanlık
ONUC: Once, onceki, selef
ONUM: 1- Birinci, ilk 2- Hasılat, ganimet, kar
ONUR: Baslangıc, siftah
ONURT: Once, oncelik
ONUT: Once, oncelik
OPGINE: Opucuk, buse
OPKE: Ic gecirme, ofke, hırs
OPOZ: Can, ruh, nefs
ORCUM: Ureyis, gelisim, buyume
ORCUN: Ipten orulmus merdiven
OREN: 1- Orme yapan, orucu 2- Eskiden kalma kalıntı, kalıntı kent ya da mezar
ORGE: 1- Ornek, motif, orgu orneği 2- Sahika, yukseklik
ORGEN: 1- Orulu ip, urgan 2- Keci kılından yapılan ip
ORGUC: 1- Dokuma aleti, dokuma tezgahı 2- Mevki, mertebe 3- Tumsek, tepe
ORIKLI: Seciyeli
ORKEN: 1- Urgan, orulu ip 2- Fidan
ORKIN: 1- Fidan 2- Taht, tahtırevan
ORNEK: Numune, standart, olcu
ORPEN: 1- Ortulu, kapalı, gizli 2- Alev, alev ısığı
ORS: Uzerinde metal maden dovulen demir kutle mec. Dayanıklılık
ORTE: Ortu, ortulu
ORTGUN: Samanı ayrılmıs, harmanlanmıs tahıl
ORTUN: Omuz ustune alınan orgulu giyecek, pelerin
ORUC: Orgu malzemesi, dokuma tezgahı
ORUM: Cit, ağıl
ORUN: 1- Sac orgusu, belik 2- Beyazlık, temizlik 3- Gokyuzunun bulutsuz hali 4- Urun, hasılat
ORUNDU: Arı, temiz, saf, pakize
ORUNDUL: 1- Seckin, guzide 2- Saf, temiz, pak
OS: Gercek, hakiki
OSRUK: 1- Mert, ozu sozu bir 2- Esrik, kendinden gecmis
OSTERIS: Fantezi, hayal, fantastik
OTER: 1- Ricacı, yakaran 2- Ileri, ileri gecmis 3- Cığırıcı, otucu, okuyucu
OTGEN: Gecmis, asmıs, otede olan
OTGUR: Delici, delip gecen
OTILIG: Itibarlı, saygıdeğer, muhterem
OTKER: 1- Ricacı, duacı 2- Gecici, fani
OTNU: Rica, yakarı, istirham
OTUG: (Otuk) Arz, niyaz, rica, dua, dilek
OTUGEN: (Otuken)
OTUKEN: 1- Ricacı, duacı, niyazcı, Tanrıya yakaran 2- Gecmis, mazi, onurlu ve ovunclu mazi
OTUN: 1- Odun, verme, bağıs, mağfiret 2- Yakarı, yalvarıs, niyaz
OTUNC: 1- Rica, dilek, maruzat, istirham 2- Iltimas, tarafgirlik
OVET: Ovus, ovgu
OVGU: Ovme, methetme
OVGUN: Ovulen, ovulmeye layık
OVUC: Ovunc, iftihar
OVUL: Ovulen, ovulmeye layık
OVUNC: Ovulmeye yol acan davranıs, gurur ve onur kaynağı
OVUT: Oğut, nasihat
OYKE: Ofke, hiddet, hınc
OYKU: 1- Taklit, benzeme, benzetme, 2- Hikaye
OYKUNC: Eğilim, benzeme, taklit etme eğilimi
OYLEK: Zaman, devir
OYUK: Cosku, coskunluk, tezahurat
OZ: Kisinin “ben” derken, anlatmak istediği, tinsel varlık. 1- Ben, tin, can, ruh, gonul 2- Asıl, esas,temel,
unsur 3- Sahsi, kisisel, kendi, kendine aitlik 4- Uz, uzluk, ustalık 5- Dere, ırmak
OZAK: birl. Oz/Ak mec. Soylu
OZBEK: birl. Oz/Bek mec. Cesur, kendine guveni tam
OZBIR: birl. Oz/Bir mec. Soylu
OZDEK: 1- Madde, temel, asıl, yapı, kurulus, olus, olusum 2- Beden, vucut 3- Ağacın, kokune yakın olan
kısım
OZDEL: 1- Soylu 2- Armağan, hediye
OZDEN: 1- Icten, samimi 2- Ender rastlanan, olağanustu 3- Akraba, hısım 4- Armağan, hediye
OZEK: 1- Temel, asıl, us, merkez 2- Can, ruh, gonul
OZEL: 1- Ayırt, fark, farklılık 2- Uzman, usta, kalifiye 3- Kisiye ozgu, kisisel
OZEN: 1- Icten, samimi 2- Dikkat, itina, emek, heves 3- Irmak, kucuk akarsu
OZENC: 1- Gıpta, heves 2- Direnc, gayret, dik baslılık
OZERK: birl. Oz/Erk Kendine egemen, kendine sozu gecen
OZGE: Ben’in karsıtı. Baska, oteki, yabancı, ,gayrı
OZGEL: Oze ait, ozden gelen, samimiyet
OZGERIS: 1- Hayal, kurgu, fantezi 2- Devrim, baskaldırı
OZGU: Oze ait, ozle ilgili, ait, has, mahsus
OZGUN: Oze ait, ozune ait, orijinal, kendine has
OZGUR: Hur, bağımsız, kendinden baskasını dinlemez
OZGUVEN: birl. Oz/Guven Cesaret, kendine guvenme, kendinden emin olma, kendinden bilgi, beceri ve
konumundan kusku duymama
OZI: Fert, Sahıs
OZIC: Varlık, sahsiyet
OZIL: birl. Oz/Il mec. Anayurt
OZKER: 1- Ulu ruhlu kisi 2- Iyilik sever, hayırsever
OZKONUK: Can, ruh
OZLEK: 1- Uretken, munbit 2- Felek, talih 3- Ozel, sahsi, kisisel
OZLEM: 1- Oz’un ilgisi, ilgi duyarak yonelisi, hasret 2- Ozel, hususi, kisisel
OZLEN: 1- Ozlenen, aranan 2- Durust, ozu sozu bir 3- ozel, hususi, kisisel
OZLES: Kendine donus, kendinden veris
OZLU: Orijinal, sağlam
OZLUK: Sahsi, ozel, kisisel
OZMEN: Durust, ozu sozu bir
OZRUM: Seckin, secilmis
OZUC: Vucut, govde, endam
OZUM: Kendine katma, kendine cekme, kendinden yapma
OZVEREN: birl. Oz/Veren mec....Fedakar, fedai
OZVERI: birl. Oz/Veri ...Fedakarlık
P harfi ile baslayan isimler
PARS:Leopar
PARSAK: 1- Acıma duygusu, merhamet 2- Porsuk
PASA: Bas komutan, general. ( Bu sozcuk, bazı dilbilimcilerimize gore, Bas-Sad, bazılarına gore de Bas-
Ağa birlesimi ve zamanla ağız değisimiyle bu bicime gelmistir.
PECEN: Cayır, cimen, cayırlık, otlak
PECENEK: 1- Otlak, cayırlık 2- Bacanak
PEK: 1- Berk, katı, sıkı, sert, kuvvetli, dayanıklı 2- Bey sozcuğunun, değisik ağız ayrılığı Bek, beg,beğ,
bey vb.
PEKIS: Sıklık, sertlik, pekismislik
PELEN: Iyi, ehven
PELIN: Acı ve keskin kokulu bir yayla ciceği
PELIT: Mese ağacının ciceği
PERINCEK: (Berincek) 1- Sadık, icten bağlı 2- Fedakar
PINAR: Kaynak, kaynarca, goze
PISGAN: Olgun, piskin
PISKIN: Olgun, pismis
PUSAT: (Busat, basat) 1- Silah 2- Zırh, koruyucu
PUSUG: Pusu
PUSUN: Pusu, pusma, sinme
PUSUNC: Iltica, sığınma, sinme, pusma, sığınmıs, multeci
PUSKUL: Sarkık, asılı duran sus, aksesuar
S harfi ile baslayan isimler
SABA:(Sava) 1- (Sapa, sopa) Sopa, değnek, savma aleti, savas aleti 2- Soz, iddia, hitap
SABACI: 1- Sopacı, sopayla dovusen 2- Konusmacı, hatip
SABAK: (Savak) 1- Sopa, cop sopa kullanan, dovuscu, sopa ile dovusen 2- Kımız saklamak icin beygir
derisinden yapılan tulum
SABAR: 1- Sapar, savar, dover, sopayla doven 2- Savar, savasır, savascı 3- Hatip, konusmacı
SABI: 1- Sopa, cop 2- Savas, dovus 3- Soz, sohbet
SABU: 1- Sopa, cop, değnek 2- Savas, dovuscu, dovus ustası, savascı
SACA: Sacı, bahsis, armağan
SACAN: 1- Comert, dağıtan, harcayan 2- Yayıncı, yayın yapan
SACI: 1- Armağan, bahsis 2- Adak, inanc gereği dağıtılan nesne
SACILIK: Armağan, hediye, bahsis
SACUK: 1- Eli acık, comert 2- Armağan, bahsis 3- Aleni, saklısız, gizlisiz
SADAK: Okların, icinde muhafaza edildiği torba ok torbası
SADU: Iyi, cok iyi, ala
SAGAY: 1- Dusunceli, Dusunen, sakınan 2- Ozleyen, ozlemis, ozlem oymaklarından
SAGIM: 1- Emel, arzu, Murat 2- Dusunce, fikir, dusunceli, fikir sahibi 3- Sağlamlık,dayanıklılık
SAGIN: 1- Ozlem, hasret 2- Dusunce, plan, tasarım 3- Davet 4- Kıvılcım
SAGINCI: Sagınan, dusunen, ozleyen, sakınca duyan
SAGU: Ağıt, mersiye
SAGUNDU: Ozlenen, dusunulen, kollanan
SAGUNDUK: Ozlenen, dusunulen, ozlemeye değer
SAGUNUR: Dusunce, tasarım
SAĞ: 1- Sağlık, dirilik, canlılık, yeterlilik 2- Akıl, fetanet 3- Doğruluk, inanırlık 4- Halis, saf, net
SAĞ BILGE: birl. Sağ/Bilge Doktor, sağlık uzmanı
SAĞAN: Doğan turu, yırtıcı avcı bir kus
SAĞANAK: Sağanak, sert ve hızlı yağan yağmur
SAĞANCIĞ: Nefs, can, ruh
SAĞBILI: birl. Sağ/Bili (Bilig) Sağduyu, hikmet
SAĞDAC: Sağlıklı gunlerin arkadası, can yoldası
SAĞDIC: Sağdac “ Damadın en yakın, en guvenilir arkadası”
SAĞIK: 1- Dusunceli, planlı 2- Sağ, diri, uyanık 3- Ates, kıvılcım, atesli
SAĞIM: 1- Yasam, sağlık 2- Serap, algın
SAĞIN: 1- Dusunce, tasarım 2- Ozlem 3- Ates, kıvılcım
SAĞINC: 1- Kurgu, hayal 2- Sakınca, mahsur, endise 3- Ozlem
SAĞIS: Hesap, matematik, sayıs
SAĞLAM: Sağlıklı, guclu, dayanıklı, direncli
SAĞLI: (Sağlık) Diri, canlı, sağlıklı
SAĞLICA(K): Sağlıklı, diri, esenlikli
SAĞMAN: Sağlıklı, guclu
SAĞNAK: (Sağanak)
SAĞRAK: Icki icilen kap, kupa, kadeh
SAĞRI: 1- Sağrak 2- Sarı
SAĞUNCAK: Ağıt, mersiye
SAĞUNMUS: 1- Ozlem icinde olan 2- Dusunen, dusunceli 3- Davet eden, davetkar
SAKA: 1- Akıllı, arif 2- Dusunceli, kaygılı 3- Sakal 4- Saklı, saklayan, koruyan
SAKAR: 1- Alnında beyaz lekesi bulunan at 2- Uğursuz, sakıncalı
SAKCI: Koruyucu, muhafız
SAKIK: Coban yıldızı
SAKIN: 1- Dusunme, tasarım, kaygılanma, kaygıyı ortadan kaldırma eylemi 2- Saklama,
koruma,esirgeme 3- Uzaklasma, ayrılma
SAKINC: Dusunce, kaygı
SAKIS: Kaygı, endise
SAKLI: 1- Korunmus, mahfuz, esirgenen 2- Zinde, dinc, sağlıklı
SAKLICA: 1- Gizli, ortulu, korunan 2- Hazine, mucevher
SAKLICAK: 1- Gizli, gizlenmis, ortulu 2- Yasam, sağlık, esenlik
SAKMAN: 1- Uyanık, diri, sağlam 2- Sokman, dize kadar cıkan cizme
SAL: 1- Saldırı, saldırmak 2- Salmak, bırakmak, azat etmek, serbestlik 3- gondermek,
yaymak,ulastırmak, uzatmak
SALACAK: Salınan, bırakılan, salınmıs
SALACUK: Saldıran, saldırıcı, gonderici
SALAMAN: Salınan, bırakılan, azat edilen, serbest, azade
SALAMIS: 1- Saldıran, dusmana karsı hamle ve manevra yapan 2- Iyi kılıc sallayan, silahsor
3- Salmıs, kole azat etmis
SALANCU: Saldırgan, iyi kılıc kullanan
SALAR: 1- Ordu sevk eden 2- Iyi kılıc kullanan, silahsor
SALCI: 1- Salıcı, sevk edici 2- Salan, serbest bırakan 3- Karahanlılar doneminde, saray ascılarının
unvanlarından
SALCUK: 1- Salınmıs, azat edilmis, saltuk, eski kole 2- Basına buyruk, bağımsız, otoriteye karsı cıkan 3-
Saldıran 4- Silahsor, iyi silah kullanan 5- Kucuk yel, esinti 6- Haber salan, mesaj yollayan
SALDIRAN: Hucum eden, asker sevk eden
SALDIRGAN: Saldırıcı, hucumcu
SALDIRI: Hucum, taarruz
SALDIRMIS: Hucum etmis, taarruz etmis
SALDUR: Saldırı
SALGARA: Salınmıs, azade, basına buyruk, otorite tanımaz
SALGIN: 1- Serbest, bağımsız 2- Serap, hayal
SALGUR: Atak, tetik, saldırmaya hazır
SALGUT: Mebus, vekil. Eskiden bir bolgeyi temsilen, Kağan’a (Baskente) gonderilen kisilere
verilen unvan
SALIK: 1- Vergi, vergi borcu, harac 2- Haber, oğut, tavsiye
SALIKCU: Haberci, oğutcu
SALIM: 1- Serin esen yel, serinlik 2- Ferman, emirname 3- Uzum demedi, salkım
SALIN: 1- Serbest, serbestlik, salınma, boy gosterme 2- Jest, eda 3- salıncak
SALINMIS: Serbest, azade, salaman
SALKIM: Salınmıs, sarkık
SALTUK: 1- Serbest bırakılmıs, azade, hurriyetine kavusmus eski kole 2- Basına buyruk, bağımsız
SALTIN: Yalnız, yalnızlık icinde, tek kalmıs
SALUK: (Salık) Serbest, azade, hurriyetine kavusmus
SALUM: 1- Ozgurluk, azat 2- Kılıs, silah
SALUN: 1- Jest, mimik, eda, cilve 2- Boy gosterme, ortaya cıkma
SALUNDU: 1- Ozgur, hur 2- Edalı, boy gosteren
SALUR: 1- Saldıran, saldırgan, asker salan 2- Silahsor, iyi silah kullanan 3- Saldırma, kılıc,
silah 4- Serbest, azade
SAMSA: Baklava turu bir hamur tatlısı
SAMUKA: Inatcı, direncli
SAN: Sanmak, saymak, var kabul etmek
SANAGA: 1- Serap, hayal 2- Niyet, maksat
SANAĞ: Hesap, matematik
SANAK: Matematik
SANCAK: Ucu sivri mızrak
SANCAR: Saplayan, batıran, durten, mızrak kullanarak sancan, sancıcı, iyi silah kullanan
SANCI: 1- Ucu sivri demir, silah 2- Sivri bir aletin, vucuda değince verdiği acı 3- Acı duymak
4- Hayalet
SANCIĞ: Ucu sivri demir, kargı
SANCIS: Hamle, kılıc veya kargıyla yapılan durtus
SANDUGAC: Bulbul
SANEK: Hayran, meftun
SANG: San, dusunce var sayma
SANGI: Hayal, serap
SANIR: 1- Hayal 2- Burc
SANKUR: Hayret, saskınlık
SANLAV: Hurmet, saygı
SANLI: 1- Sanıcı, dusunucu 2- Supheci
SANSAK: Anlayıs, intiba
SAPA: 1- Sopa, değnek 2- Kılıc sapı, kabza 3- Aykırı, farklı, baska
SAPAK: 1- Sopa 2-Aykırı, aykırılık
SAPAR: 1- Sabar, dover, dovucu 2- Aykırı, farklı 3- Kabza
SAPURLUS: Devrim, ihtilal, ayaklanma, ayrılma
SARAR: Saran, sarıcı, sarma eyleminde olan, oren, orucu
SARGIN: 1- Sevimli, sempatik, cekici 2- Sargı, sarılı, orulu
SARGUT: 1- Gunes ısığı 2- Bağıs, ihsan
SARI: 1- Sarı renk, sarısın 2- Sarılı, sarılmıs, saran, sarılma
SARICA: Sarılı, sarı gibi, sarıya calan
SARIG: Sarılı, sarılmıs, orgulu
SARIL: Sarılmaktan...sarıl, mec. Sevgili, saygılı, cana yakın
SARIM: 1- Suyu suzmeye yarayan, ince dokuma 2- Sarma, sarılma
SARIP: Sarp, dik, sarılı, cıkılması guc, yalcın
SARMAN: (Sarıman) 1- Sarısın, sarıya calan 2- Sıcak kanlı, cana yakın
SARMASIK: Sarılı, sarpa sarmıs, sarılan
SARTIK: 1- Sarılı, orgulu, orulmus 2- Farklı, dikkat cekici
SARU: 1- Sarı 2- Sıra dısı, farklı, dikkat cekici 3- Batı, batı yonu
SARUCA: 1- Bir sungur turu avcı kus 2- Sarıya calan, sarısın
SARUL: Sarılı, sarılmıs
SATI: 1- Satık, satuk, satılmısın disisi 2- Pazar yeri
(Eski Turk geleneklerine gore, cocukları sık olen ya da olmayan ailelerin, cocuğu olduğunda,
yasaması ve uzun omurlu olması icin, onu Tanrı’nın sevdiği, toplumun sevip saydığı, bir ulu
kisiye ya da onun ruhuna, cocuğu koruması, manevi bir destek vermesi bakımından emanet edilmesi
eylemine satma-satılma adı verilir. Cocuk erkekse, “Satılmıs”, kız ise
“Satı” adı verilir. )
SATIC: 1- Satıcı, tuccar 2- Mertebe, rutbe
SATIM: 1- Satıcığım 2- Ticaret
SATISGAN: Satıcı, tuccar
SATUK: Satı, satık, satılmıs
SATUN: Satın alma, satın alma gucu, paha
SAV: (Sava) 1- Mesaj, haber, yeni haber 2- Iddia- isnat 3- Un, san 4- Savas, vurusma, dovus 5-Oyku,
atasozu, darbı mesel
SAVA: (Sav)
SAVACI: (Savcı)
SAVAN: 1- Savıcı, savascı, def edici 2- Elci, arabulucu
SAVAR: Savascı, savıcı, defedici
SAVARU: 1- Bahsis, armağan 2- Gecici, muvakkat
SAVAS: Harp, doğus, vurusma, savma, defetme
SAVASGAN: Savascı, cengaver
SAVCI:(Savcı, savacı)1- Elci, haberci, resul, sozcu 2- Savascı, cengaver 3- Unlu, meshur, un salmıs
SAVDUK: Uğurlama, veda
SAVGAT: Armağan, bahsis
SAVGU: 1- Harac, vergi 2- Sifa, derman
SAVRIN: 1- Armağan, bahsis 2- Ahd, azim
SAVRUK: Savrulmus, derbeder
SAVTUR: Veda, uğurlama
SAVUN: 1- Davet, cağrı 2- Savunma, savas 3- Ağıt, mersiye, olenlerin yiğitlik ya da hayırlı islerini
anlatmak icin verilen yemek
SAVUNDUK: Davetiye
SAVUNGAN: Savunucu, savasan, direnen, mudafi
SAVUR: Eli acık, comert, hovarda
SAVURKAC: 1- Savurgan, hovarda, eli acık 2- Fırtına, katı yel
SAVUT: 1- Koruyucu, koruyan, mudafi 2- Zırh, celik yelek, demirağ
SAY: (sag, sağ, sak, sayı) 1- Saygı, sayma, gecerli kılma 2- Dusunme, olcme, secme, tasarım, hesap,
odesme 3- Taslık yer 4- Zırh, goğusluk
SAYAK: Saygılı, hurmetli
SAYAN: 1- Saygılı, saygıdeğer, saygıya layık 2- saygı gosteren, efendi, ağırbaslı
SAYDAM: Saf, net, berrak, sayılabilen, acık, temiz, bilinen
SAYDUR: Saygı durusu, ihtiram durusu
SAYGI: 1- Hurmet, onem, değer, edep 2- Sayı, sayım, matematik
SAYGIN: Itibarlı, hurmet goren, saygı goren, hatırı sayılır
SAYIL: Secilmis, seckin, sayılan
SAYILGAN: Sayılan, saygı gosterilen,muteber
SAYIM: Saygı, saygı gosteris
SAYIN: 1- Seckin, değerli, muteber, guzide, muhterem 2- Saf, halis, arı 3- Guzel, ender rastlanan
SAYINDI: Saygı duyulan, itibar goren, muhterem, saygın
SAYIR: Icinden su cıkan mağara
SAYIS: Odenek
SAYIT: Saygın, muteber
SAYLAK: Sayılan, takdir goren, usta, uzman
SAYLIK: Seref, haysiyet, onur
SAYMAN: Sayıcı, hesapcı, hesap ve sayı uzmanı
SAYRI: Uzgun, mahzun, yorgun ilgisiz
SAYVAN: Golgelik, kamelya
SAZAĞAN: (Sazan) Soğuk yel
SAZAK: 1- Sazlık, bataklık 2- Ince yağan kar 3- Ak bulut 4- Cok konusan, geveze 5-Poyraz, soğuk esen
yel 6-Sezgin, sezici, uyanık
SAZAN: 1- Soğuk esen yel 2- Sazlık, bataklık 3- Sezen, sezici
SEBE: Sevgi, sevi
SEBUK: Sevik, sevilen, sevgi goren
SECEN: 1- Titiz, secici, ayırıcı 2- Konuskan, hos sozlu
SECIL: 1- Seckin, guzide, secilmis 2- Farklı, olağanustu
SECILIR: Seckin, guzide
SECILMIS: Seckin, guzide
SECKIN: 1- Farklı, goze batan, olağanustu 2- Itibar goren, muhterem
SEGREK: Seyrek, ender rastlanan
SEĞIRTGEN: 1-Kosucu, atlet 2- Afacan, ele avuca sığmaz, tez canlı
SEĞREK: Seyrek, nadir, az rastlanır
SEKMEN: Seviye, mertebe
SELCIK: (Seligcik) 1- Temiz, pakize, namuslu, bakire 2- Kucuk kılıc, bıcak 3- Acık,beliğ, fesahatli
SELEK: Eli acık, comert
SELEN: 1- Salınan, sallanan, kıvrılan 2- Temiz, pak, namuslu, zarif, bakire 3- Fısıltı, hafif ses 4-Haber,
havadis 5- Yılan (Tuva ve Cuvaslarda)
SELENGE: Kıvrılan, kıvrık
SELIG(Silig): 1- Namuslu, temiz, durust, pakize 2- Kibar, narin, zarif
SELIGCIK: (Selcik) Temiz, namuslu, bakire
SELIN: 1- Selen, salınan, haber, fısıltı 2- Sulun kusu
SEMIZ: 1- Iri yarı, sisman 2- Besili, bakımlı
SENGER: 1- Canavar, ejderha 2- Kale, burc
SENGI: Sevgi, sevi
SENGUN: Ordu komutanı, general
SEPIL: 1- Yaygın, yayılmıs, bulasmıs 2- Kale, hisar
SEPIN: 1- Ceyiz, kalın 2- Yaygın, yayık
SEREDAY: Yuzuk, takı, aksesuar
SERIM: 1- Gosteris, teshir 2- Sabır, metanet
SERIN: 1- Golge, golgelik 2- Genislik, gerilmislik 3- Soğuğa yakın, hafif soğuk 4- Sabırlı, dayanıklı
SERINGEN: 1- Serince, serinlesmis 2- Sabırlı, dayanıklı
SEVEN: Sevmek...den sevgi sahibi, sefkatli, tutkulu
SEVERGE: 1- Dost, yakın, yaren 2- Ask, sevgi, tutku
SEVGI: Sevme eyleminin nuvesi
SEVI: Sevgi, sevgi eğilimi, sevgi yakınlığı
SEVIGEN: Seven, sevgisini veren
SEVIK: 1- Sevilen, sevgi gosterilen, sevgiye layık, sevgili 2- Dost, gonuldas
SEVIL: Sevilen, el ustunde tutulan
SEVILGEN: Sevilen, asırı ilgi goren
SEVIM: Sempati, alım, cekicilik- sevgiye yol acan
SEVIMLI: Cekici, sempatik
SEVIN: Sevinc, mutluluk
SEVINC: Nese, cosku, sevinme duygusu, mutluluk
SEVINCEK: Sevinilecek sey, sevinc kaynağı
SEVINDUK: Mutluluk, bahtiyarlık (Uzun suren bir cocuksuzluk doneminden sonra, cocukları olan ailelerin
sık kullandığı, geleneksel adlardan)
SEVINMIS: Sevincli, mutlu, mutlu olmus
SEVINTI: 1- Mutluluk, mutlu olmaya değen 2- Ferahlık, gevseme, rahatlık, huzur
SEVUK: Sevilen, sevgili, canan
SEYIRTGEN: Afacan, calıskan, ele avuca sığmaz
SEYREK: Az rastlanır, sıra dısı
SEZEK: 1- Hassas, duygulu, ferasetli 2- Sezgi, anlayıs, kavrayıs, his
SEZEN: Anlayan, kavrayan, hisseden
SEZER: Hassas, duygulu, fark edici
SEZGI: Idrak, sezis, hissedis, ilham
SEZGIN: Hassas, sezici
SEZGIR: Hassas, narin, alıngan
SEZIGEN: Sezen, sezgin
SEZIK: Sezgin, icli
SEZIKLU: Tedbirli, sezici
SEZIM: Hissedis, anlayıs
SEZIMTAL: Hassas, duygulu
SEZMIS: Idrak eden, anlayan
SIBAK: Sopa, değnek
SIDAL: Muktedir, guclu, egemen
SIGUN: 1- Yabani geyik 2- Emek, zahmet, sıkıntı
SIĞIN: Erkek geyik, Ala geyik
SIĞINAK: Sıkı korunan, sığınılacak yer, yoğun ve katı olan yer
SIĞINDIK: Bağlılık, sadakat
SIĞLAM: 1- Sağlam, sıkı, yoğun 2- Sine, bağır
SIK: Katı, yoğun
SIKI: Katı, sıkılmıs, yoğun
SIKILGAN: Daralmıs, daralan, sıkılasan, utangac
SIKIN: 1- Keder, yas, uzuntu, sıkıntı 2- Ala geyik
SILIV: Temiz, pakize, bakire
SILKIM: Cesur, gozukara
SIN: 1- Deney, deneme 2- Endam, gosteris
SINACI: Hakem, sınayıcı
SINAĞ: Sınav, imtihan, deneme
SINAK: Deney, sınav, imtihan
SINAUVU: Sınav, deney
SINAYCI: Hakem, sınayan
SINCI: Hakem, sınacı
SINDIRAC: Bulbul
SIRAY: Cehre, yuz, beniz
SIRGA: 1- Kupe, takı, aksesuar 2- Armağan, bahsis 3- Halka, halkalı
SIRGALU: Kupeli
SIRMA: Sırlı, boyalı, gumus tel
SIYKIM: Sevgili, canan
SIYLI: 1- Sevimli, sempatik, muteber 2- Armağan
SIYLIK: Armağan, bahsis
SIYURGAL: Armağan
SIZGIC: Kalem, yazgac
SIZIM: Sızı, yakınma, huzun
SIBEL: 1- Buluttan ayrılıp henuz yere dusmemis yağmur tanesi 2- Buğday, buğday tanesi
SILGI: Arınma, temizlik, parlaklık
SILIG: 1- Temiz, namuslu, durust 2- El değmemis, bakir, bakire 3- Tatlı dilli
SINCE: Cehre, beniz
SINGIL: Kucuk kız kardes
SINGIN: Mahcup, sıkılgan
SINKEL: Imtiyazlı, ayrıcalıklı
SINKIL: Imtiyazlı
SIR: 1- Seciye, soy, kok 2- Birlesik, birlesmis
SIREK: Zeki, akıllı
SITACU: Nazlı, narin, alıngan, hassas
SIYAVUS: Sevimli, sempatik, sevgiye layık
SIYENDI: Sevilen, sevilmis, sevgiye layık
SIYREK: Az rastlanır, seyrek bulunur
SIYUN: Sevim, sevimlilik, sempati, beğeni
SIYURAN: Utkan, muzaffer
SIYURGAL: 1- Odul, armağan, odul alma 2- Madalya, askeri nisan
SIYURGATMIS: 1- Dusmanı bozguna uğratmıs 2- Basarılı, odul ve ovgu almıs
SIYUNC: Sevinc, mutluluk
SIZGEK: Zeki, sezgin, mudrik
SIZUCEN: Hassas, zeki, uyanık, akıllı
SOBAY: 1- Bekar, yalnız, munferit 2- Silahını iyi kullanan, deneyimli asker, savascı
SOĞAY: Sağlıklı, zinde, dinc
SOKMAN: 1- Mert, durust 2- Diz kapağına kadar gelen uzun bir tur cizme (Turkmen cizmesi)
SOKULAG: 1- Adak, kurban 2- Sokulgan, munis, cana yakın
SOKULGAN: Cana yakın, munis
SOKUM: Kurban, adak
SOLAGAY: 1- Solak 2- Ters, hiddetli, ofkeli
SOLAK: 1- Asker yoneten, asker sevk eden (Sulag) 2- Sol el ve ayağını kullanan
SOLASIGLI: Yararlı, cok yararlı, is bitirici
SOLGUN: Rengi kacmıs, yıpranmıs, huzunlu
SOLGUR: (Salgur) Atak, saldırı
SOLIN: Arastırmacı, meraklı
SOLMAGAN: Canlı, olumsuz, solmaz
SOLMAZ: Canlı, diri, cekici
SOLTU: Soludu, soluklu
SOLUK: Nefes, can
SONGAR: Sungur, sahin
SONUC: 1- Son, bitim, kıyı 2- Uc, sınır, limit
Otmanlı ve Salcuklular doneminde, sınır karakollarında gorev yapan kisiler verilen bir ad
SORGUC: Basa takılan celenk
SORGUN: Soğut turu bir ağac
SOYCA: Soylu, soyluca
SOYDAM: 1- Soylu, soyunu dusunen 2- Ailesine bağlı, yuvasına bağlı
SOYDAN: 1- Soylu, soylu bir aileden gelen 2- Hanedan, hanedanlık
SOYDAS: Aynı soydan gelen, aynı soyun kisileri
SOYLAMIS: 1- Soyunu coğaltıp, kutsayan, orgutleyen 2-soz, soyleyen, konusmacı, hatip
SOYLU: Asil, asalet sahibi
SOYLUHAN: birl. Soylu/Han
SOYON: (Sayın)
SOYSAL: birl. Soy/Sal 1- Unlu, meshur 2- Soylu, asil 3- Medeni, uygar
SOYURGAL: 1- Odul, askeri odul,madalya, nisan 2- Armağan, bağıs, ihsan
SOYURGAT: Ihsan, bahsis
SOKE: Diz ustu cokus, cokme
SOKMEN: 1- Yiğit, gozu kara, dusmana diz cokturen, dize getiren, buyruğunu
dinleten 2- Sokman, uzun cizme
SOKUR: 1- Kızgın, hiddetli, kabarmıs 2- Dize getiren, diz cokturen,buyruğunu dinleten
SOKURMUS: Dize getirmis, bas eğdirmis
SON: Gucten kesilme, azalma
SONMEZ: 1- Canlı, enerjik, atesli, iddialı 2- Parlak, goz alıcı
SONU-k- : Sonuk, pasif, cansız, heyecansız
SOYKEM: Sempati, sevim, sevimlilik
SOYLEM: Anlatım, hitap, hitabet, demec, izah
SOYLENCE: Efsane, mit, destan, lejant
SOYU: 1- Ask, sevda 2- Sevinc
SOYUCEN: 1- Asık, sevdalı 2- Sevincli, mutlu
SOYUNDUK: Sevindik
SOZBAY: birl. Soz/Bay Soz zengini, hatip, soz cambazı
SOZBIR: birl. Soz/Bir mec. Doğruluk, durustluk, soz birliği, sadakat
SOZECEN: (Sozen)
SOZEN: Hatip, konusmacı
SOZER: birl. Soz/Er, mert, sozunun eri
SOZERI: birl. Soz/Eri, mert, sozunun eri
SU: 1- Sıvı 2- Asker, er, erat
SUBAK: Sopa, değnek, cop
SUBAY: birl. Su/Bay 1- Bilgili ve deneyimli asker 2- Hafif suvari, atlı asker 3- Bekar evlenmemis (Anadolu
ve Azerbaycan’da) 4- Cocuksuz, cocuğu olmayan ( Kazak ve Kırgızlarda)
SUGAY: Aya benzer, ay parcası
SUĞUNCAK: Sığınak, sığınılacak yer, sine, bağır
SUKTA: Sıkıcı, ezici, acı kuvvete sahip
SULAK: 1- Asker sevk eden, sefere cıkan 2- Sulu, verimli
SUN: 1- Cağrı, davet 2- Incelik, nezaket 3- Vermek, ihsanda bulunmak
SUNA: 1- Emsalsiz guzellik 2- Yesilbas ordeği
SUNAK: Adak, kurban
SUNAR: 1- Davetkar 2- Comert, abadan
SUNAYAN: Cığırıcı, davetkar
SUNCA: Sunak, adak
SUNCAK: Adak, kurban
SUNGU: Bağıs, ihsan, ikram
SUNGUN: 1- Yetenek, yetenekli 2- Sunulan, adak, hibe
SUNGUR: 1- Kartal 2- Sahin
SUNGURCA: Sungur yavrusu, kucuk sungur
SUNKA: Sunak
SUNKAK: Sunak
SUNKAR: Sungur
SUNKUR: Sungur
SUNTAY: birl. Sun/Tay
SUNU: Ikram, davet, bağıs, armağan
SUSKUCAK: Kucuk, korpe
SUSU: Sağlık, sifa
SUTU BOĞDA: Mubarek, Tanrısal, Tanrıdan gelen (Eski donem Tanrı sıfatlarından)
SUVAN: Savascı, cengaver
SUVAR: Bolluk, bereket
SUVAT: 1- Su kanalı 2- Suyun taksim edildiği yer
SUYUN: (siyun, sevim) Sevimlilik, sempati, niyet
SUYUNCUK: 1- Sevinc, sevimlilik 2- Mujde
SUCUG: (Sucig) Tatlı, lezzetli, hosa giden
SUDUN: birl. Sut/Un, Soylu, temiz
SULEDI: Saldırgan, akın yapan, akıncı
SULEK: Saldırgan, akıncı
SULEMIS: 1- Akıncı, saldırgan, dusman uzerine asker yollayan 2- Iyi silah kullanan, silahsor
SULUN: Uzun kuyruklu, renkli bir kus
SUNE: Ruh, can
SUNGU: (Sunguk) 1- Kesici ve delici, uzun bıcak 2- Kemik, kemik parcası, kemikle yapılan mızrak 3-
Eskiden, mezar baslarına dikilen sırık
SUNGUK: Sungu
SUNGUS: Sungu darbesi, sungu hamlesi, sunguleme, savas
SURCEK: Yemek, oyun ve eğlence icin yapılan, gece toplantısı
SUREN: 1- Asker sevk eden, savasa asker yollayan 2- Haykırıs, nara, savas narası
SURER:Asker sevk eden
SURGIT: 1- Payidar, kalıcı 2- Ulak, postacı
SURUN: Sus, makyaj, makyaj malzemesi
SUSCEN: Kargı ve kılıc saplamada usta olan kisi
SUSMEN: 1- Suslu, susu ve suslenmeyi seven 2- Tos atan, toslayan
SUSUN: Suslu, isveli, sempatik, cekici
SUVERCE: Canan, asık olunan, masuka
SUYEK: Kemik, soy, sop
SUYGEN: Sevgili, canan
SUYUK: Kemik, soy, oymak
SUYUM: 1- Sevim, sempatik 2- Gorus, kanaat
SUYUN: Sevim, sempati
SUYUNC: 1- Sevinc,mutluluk 2- Mujde
SUYUNCU: (Suyunc) mujde
SUYURGE: Toy, solen, ziyafet
SUYUS: Buse, opucuk
SUZEM: Diksiyon, soz soyleme ve konusma ahengi
SUZGE: Tarak, cok ince disli sac tarağı
SUZGU: 1- Tarak 2- Suzgec
SUZGUN: 1- Arınmıs, suzulmus 2- Mest, mahmur, kendinden gecmis 3- Goz alıcı, alımlı
S harfi ile baslayan isimler
SAD:(Sat) 1- Ordu komutanı, general 2- Tigin, prens 3- Cesur
SADAPIT: Sad’a bağlı birlik ve beyliklerin genel adı
SAKAR: 1- Sakır, bulbul gibi oter 2- Cakar, cesur
SAKIR: 1- Oter 2- Cakır
SAKRU: Cağrı, mesaj, davet
SAMAN: Kam, baksı
SANCI: Saplayıcı, iyi ok ve kargı kullanan, silahsor
SANDA: Alcak ve rutubetli yer
SANYU: (Tanyu) Sonsuzluk, genislik
SARA: (Cara) Ufuk, ufuk cizgisi
SAS: 1- Sis, sivri uclu, et pisirme aracı 2- Tas 3- Dıs kısım, dısarı dısarıda kalan, tasra
SASLIK: Sis, sis kebabı
SAYBAL: Sımarık, nazlı
SAYLAN (caylan): Nazik, kibar, neseli, guler yuzlu
SAYLIĞ: Seref, onur
SEYBAN: (Seban, sıban, cıbın, zıbın) Sinek, hasarat
SIMGA: Acele, aceleci
SORAMUN: (Coramun, curamun) Ruhlarla ilgilenen, kotu ruhları kovan
SORLAK: Sorul, sorul akan su, cağlayan
SOLEN: Yalnızca fakir ve kimsesizlere verilen toy, yemek ziyafeti, Bey yemeği
SUMGA: Aceleci, tez kanlı
SURLAK: Cağlayan
SURLAYU: Cağlayan
SUYUN: Mujde
T harfi ile baslayan isimler
TABAN:1- Tapan, tapınan 2- Temas, dokunma, vurma 3- Dizi, sıra, kafile
TABAR: 1- Tapan, tapınan 2- Vuran, doven, dovuscu
TABGAC: 1, Dovuscu, kavgacı 2- Ulu, saygıdeğer, muhterem 3- Tapıcı,tapınıcı
TABIN: (Tapın) Ibadet
TABKI: Vicdan
TABU: (Tapı, tapu) Kutsanmıs, kutlu yapılmıs, tapılacak duruma getirilmis
TABUK: 1- Tabu 2- Inayet, yardım, hizmet
TABUN: Tapın, ibadet
TACA: Tasarı, kurgu, plan
TACAM: Tasarı, plan, kurgu, senaryo
TADIK: Tat, lezzet, damak
TAG: (Tak, tağ, dağ)
TAGA: 1- Silah 2- Kural, kaide 3- Saygıdeğer, hurmet edilen
TAGAY: 1- Saygı duyulan kisi 2- Dayı, ana tarafından gelen akraba
TAGI: 1- Dindar, inanclı 2- Takı, aksesuar
TAGUK: Tavuk
TAĞ: Dağ
TAĞAN: Uc ayak, sac ayağı
TAĞASAR: birl. Dağ/Asar mec. Azimli, kararlı
TAĞLUK: Dağlık, dağlık bolge
TAĞMA: 1- Dağ eteği 2- Elci, devlet temsilcisi, devlet gorevlisi
TAĞUDAR: 1- Heybetli, dağ gibi 2- Dağıtıcı, yok edici, yıkıcı, siddetli 3- Kısmet, nasip
TAKAK: Ucu, atesli ok
TAKAY: 1- Dayı, ana tarafından akraba 2- Dolunay
TAKIĞ: Takı, ziynet, aksesuar, mucevher
TAKIR: Takı, ziynet
TAKIS: Takı, sus, aksesuar
TAKI: Dindar
TAKSUK: Harika, olağanustu, anormal
TALA: 1- Iri cusseli, heybetli 2- Seckin, guzide
TALAKAN: Yağmacı, yağmalayan
TALAN: Yağma, yağmalama, ususme, saldırı
TALAS: 1- At yarıslarındaki, baslangıc ve bitis cizgisi 2- Fırtına, kum fırtınası 3- Dalga
4- Tartısma, munakasa
TALAY: (Taluy, Tulay, Toluy,Tolu) 1- Okyanus, derya, buyuk deniz, buyuk gol
mec. Ululuk, buyukluk, sonsuzluk 2- Gelecek, ikbal 3- Seckin,guzide
Samanist gelenekte Deniz ve gollere bakan Tanrı
TALAZ: Dalga
TALI: Guzide, seckin
TALIKU: Seckin, guzide, beğenilen
TALIMAN: Seckin, guzide
TALKILIC: (Dalkılıc) Zırhsız, korumasız
TALKAN: Kızartılmıs tahıl
TALPIN: Faal, aktif, calıskan, himmetli
TALSIK: Itimat, teminat, guvence
TAMAN: Duman, sis
TAMAR: 1- Damla, damlayan 2- Demir, demir cevheri
TAMGAC: Memur, devlet memuru, damgacı, devlet gorevlisi
TAMIS: 1- Demis, soylemis, bilgili, deneyimli, sozune değer verilen, sozune guvenilen 2-Damla
TAMIR: Temir, demir
TAMIZ: Damla
TAMTUK: Buyuk ve kuvvetli ates
TAMU: (Tamuğ) Yerin dibi, yer altı, cehennem
Samanist gelenekte, kotu kisi ve ruhların, oldukten sonra gittikleri yer
TAN: (Tang) 1- Gun acımı, gun doğumu, safak 2- Ilginc, acayip, saskınlık yaratan 3- Tatlı, tat
veren,huzur veren
TANA: (Dana) dana, iki yasındaki inek yavrusu
TANDU: 1- Tan vakti, tan vaktinde doğmus 2- Alev, alevli buyuk ates
TANG: 1- Mucize, olağanustuluk 2- Tan vakti 3- Giris, antre
TANGAK: Kaygı, endise
TANGSUK: Mucize, sasırtıcı olay, olağanustuluk
TANGUT: (Tankut) Savaslarda, mızrak ve tuğların yanına ya da ucuna takılan ipek kumas, flama
TANIK: 1- Tanuk, sahit, gozlemci 2- Tanıdık, dost, yaren
TANIL: Unlu, meshur, tanınan
TANIP: Tanınmıs, unlu
TANIR: Unlu, tanınmıs
TANIS: 1- Tanınan, bilinen, asina, tanıdık 2- Danısılan, bilgi ve deneyimine basvurulan, danısman
TANISIK: Yakından tanınan, tanıdık, bildik, dost, yaren
TANISMAN: (Danısman) Tanıs, danısılan, bilgili kisi
TANIT: Tanınacak nitelikte, belirgin, tanınabilen
TANJU: (Tanyu) Sonsuz genislik, ululuk,olağanustuluk, mucize gibi
Hun imparatorlarının unvanlarından
TANLA: 1- Sasılası, urkutucu, olağanustu, mucize 2- Suclayan, yargılayıcı 3- Doğus, tan vakti
TANLAĞI: Mucize
TANMAN: Tan vakti doğan
TANRIDAĞ: birl. Tanrı/Dağ “ Tanrı Dağı”
Cok eski donemlerden beri, kutsanarak, Tanrı tarafından yalnızca Turklere tahsis edildiğine
inanılan ve halen kutlu kabul edilen sıradağların genel adı
TANRIKUT: birl. Tanrı/Kut
Tanrısal, Tanrıdan gelen, Tanrının Kutunu uzerinde bulunduran, hasmetli, Hun
imparatoru Mete Han’ın unvanı
TANSIĞ: (Tansık,Tansu) hayret verici, sasırtıcı, olağanustu
TANSU: 1- Tansık, mucize 2- Yadigar, armağan 3- Birlesik
TANTIK: 1- Cok konusan, konuskan 2- Tanıdık, hısım, ahbap
TANUĞ: Tanı, teshis, kanıt, tanınan, tanınmaya yol acan
TANYU: (Tanju) Ulu, ulasılmaz, hukumran
TAP: Dilek, istek, umut, yardım ve bunları icine alan beklentilerle dolu inanc
TAPAĞ: 1- Tapma, tapınma, saygı 2- Gorev, is
TAPAR: Tapan, seven, uman
TAPARLU: 1- Mutlu, umutlu 2- Sofu, dindar
TAPDUK: 1- Cocuğu uzun sure olmayanların, cocuğu olduğunda verdiği adlardan 2- Saygı ve sevgiye
layık, saygıdeğer 3- Ibadet, tapınma
TAPI: Tapınma, ibadet
TAPIK: Onde, onde olan, onde gelen
TAPIN: Tapınma, umma, beklenti
TAPINGU: Tapınılacak nitelikte sevilen
TAPIR: Bulus, yenilik, icat
TAPKI: Vicdan
TAPKIR: Ayak altında kalıp, katılasan toprak
TAPKUR: Tabur, dizi, topluluk, kafile
TAPLAK: Rıza, kabul, teyit
TAPUK: Tapu, Tabu 1- Tapınma, dilek, istek 2- Tabu, kor inanc 3- Hizmet, hizmetli
TAPUKCI: (Tapıcı) Saray muhafızı, muhafız askeri
TAPUKSAK: Saygılı, hurmetli
TAPUN: Kutsama, kutsal bir varlığa yonelme, beklenti, ibadet
TAPUNMUS: Sofu
TAR: Dar, darlık, zahmet, sıkıntı
TARA: Ağac dallarını budamak icin kullanılan bıcak
TARAGAY: Turgay, tarla kusu, cayır kusu
TARAKA: 1- Tarak, esme, ayırma aleti 2- Saygı gosteren
TARAMAN: Tarayıcı,rencber, ciftci
TARAN: 1- Genis arazi, ekinlik, ekin yeri 2- Sınır, hudut
TARANCI: 1- Sınır muhafızı 2- Ekinci, rencber
TARANG: Mevki sahibi, imtiyazlı, saygıdeğer
TARBAN: Gururlu, mağrur
TARDU: 1- Oncelikli, imtiyazlı 2- Durdu, duran yasam
Gokturkler donemi, ust duzey yoneticilere verilen bir unvan
TARDUS: Imtiyazlı
TARGAN: Savaslarda, dusmanın gececeği yollara, onların gidisini ağırlastırmak ve guclestirmek icin
bırakılan, kaya ve kutuk parcaları
TARGUN: Mahcup, sıkılgan
TARHAN: (Tarkan) Imtiyaz sahibi soylu kisi. Bu kisiler, vergi vermez, sucları dokuz kereye kadar
bağıslanır, kağan ve hanların huzuruna izinsiz girebilirlerdi.
TARHUN: Guzel kokulu bir yayla ciceği
TARIK: Darı, tahıl, ekin
TARIM: 1- Emek, enerji, zahmet, sıkıntı 2- Ziraat, rencberlik 3- Irmakların kucuk kolları
TARINC: Sınır, hudut, uc
TARING: 1- Derin, derinlik 2- Ziraat
TARKAN: Imtiyazlı ve soylu kisi (Tarhan)
TARKANC: 1- Ofke, gucenme, rahatsızlık, kızgınlık 2- Darılma, sıkılma
TARKAT: Bakan, nazır, yonetici, burokrat
TARKINC: 1- Darılma, darlanma, kusme, kuskunluk 2- Isyan, baskaldırma
TARLIG: 1- Gucluk, darlanma, sıkılma 2- Bahsis, hediye
TARTA: Terazi
TARTAGAN: 1- Tartan, terazi 2- Dağınık, derbeder
TARTIS: Armağan, bağıs
TARUG: 1- Darı, ekin 2- Hediye, bağıs
TASAR: Plan, tasarı, tasarım
TASIM: Gosteris, afi
TAS: 1- Dıs, dısta olan, gorunurde olan 2- Kaya parcası mec. Sertlik, dayanıklılık
TASAN: Tasmıs, dısa vurmus, coskun
TASAR: Tasmıs, coskun, atesli
TASGAN: Tasan, cosan, atesli
TASGARU: Dısarı, dısarıdan, tasra
TASGIN: Tasmıs, dısa vurmus, coskulu, atesli, asabi
TASKI: Dısarıdan, tasralı
TASKIN: Coskun, atesli
TASRALU: Dısarıdan, yabancı
TASRIK: Dısarıda, gurbet, gurbetci, sefere giden.
TASUG: Tasınabilir mal, menkul değer
TASUREK: birl. Tas/Yurek ( Cesur, gozu kara)
TAT: 1- Yemek, damak 2- Uzak, uzakta, uzaktan, yabancılasmıs 3- Kılıc pası, paslı kılıc
TATAR: 1- Uzakta kalmıs, yabancılasmıs 2- Cayırlık, mera 3- Kent dısında yasayan
TATAS: (Dadas) 1- Yakın dost, yaren, arkadas 2- Uzakta kalmıs, aynı uzaklığı paylasan
TATIG: Tatlı, hos
TATIR: Cayırlık, otlak, mera
TATLI: Tatlı veren, hosa giden mec. Guler yuzlu, sevimli, cana yakın
TATU: 1- Barıs, sulh 2-Uzağı goren, uzak goruslu 3- Bakıcı, eğitici 4- Tatlı, tat veren
5- Yaratılıs, fıtrat
TAV: 1- Hız, devinim, ceviklik, kosu, davranmak, harekete gecmek. 2- Dağ
TAVAR: Hızlı hareket eden, hızlı davranan.
TAVGAC: 1- Hızlı kosan, hızlı davranan, atik 2- Cekici, cezbedici
TAVISGAN: Tavsan
TAVLI: 1- Hızlı, atik 2- Dağlı
TAY: 1- Dayak, dayanak, dayanılacak nesne 2- Soy, asalet, soyluluk unvanı 3- Ululuk, buyukluk,cokluk
4- Mevki, yer, bolge 5- Ananın erkek kardesi, dayı 6- Sut emen at yavrusu
TAYAK: Baston, değnek, dayanılacak nesne.
TAYANC: 1- Dayanc, dayanak 2- Hami, koruyucu, sırdas, guvenilen kisi
TAYANCI: Danısman, memur.
Uygurlar doneminde, kucuk dereceli memur unvanlarından
TAYANG: Dayak, dayanak, destek, dayanak
TAYANGU: Danısman, aracı, sıra dısı. Han ve kağanların danısmanlarına verilen bir unvan
TAYCU: 1- Hami, destekci, koruyucu 2- Soylu, seckin 3- Tay sahibi,tay eğiticisi
TAYECE: birl. Tay/Ece..Soylu, saygıdeğer hanım. (Teyze, sozcuğunun buradan
geldiğini soyleyen dilciler var.)
TAYGA: 1- Kavak, cam, soğut karısımı ormanlık bolge 2- yoğurtlu sebze corbası
TAYGAN: 1- Karısık ağaclı orman 2- Dayanak, destek
TAYGANA: Kaygan, kayıcı
TAYGUN: Yavru, cocuk, torun
TAYGUR: Kayan, kızakla kayan
TAYIK: Kibar ve nazik genc
TAYLAN: 1- Beyefendi, centilmen 2- Yakısıklı, heybetli 3- Duzgun ve etkileyici konusan
TAYSI: 1- Mursit, yol gosteren 2- Hami, koruyucu
TEBER: Balta, baltalı mızrak
TECIMEN: Idareli, ekonomist
TECIMER: Ekonomist, hesaplı
TEDAN: Tutan, zapt eden, zabit
TEDIK: (Tetik) 1- Usta, becerikli, bilgili 2- Oğut, nasihat
TEGEN: (Değen) Değerli, karsılığı olan
TEGIN: Tigin, prens, sehzade, bey oğlu. Gokturkler doneminde, vali unvanı olarak da kullanılmıstır.
TEGINEK: Değnek, baston
TEGIR: 1- Değer, kıymet, paha 2- Hucum, taarruz 3- Ulasım, ulasma
TEGIS: 1- Değisim, değisme 2- Dovus, temas, carpısma, hucum
TEGRE: Daire, cevre, civar, etraf
TEGREK: 1- Değer, kıymet 2- Tekerlek, değirmi, yuvarlak
TEĞME: Değme, seckin, farklı
TEKER: 1- Değer, kıymet 2- Cevre, yore, daire 3- Saldırgan, mutecaviz
TEKES: Doğus, değis, temas, savas, savascı
TEKIN: 1- Iyi, guzel, biricik, emsalsiz, uğurlu, uygun 2- Rahat, guvenli,guvenilir,
3- Tigin, prens, bey oğlu 4- Tabi, bağlı, kul, kole 5- Bos, ıssız, toplumdan uzak kisi 6- Saldırgan
TEKINIK: Guvenilir, iyi, munasip, uygun
TEKIR: 1- Değer, kıymet, paha 2- kara benli, kara cizgili 3- Hucum, saldırı, saldırganlık
TELA: 1- Delici, delen 2- Tolu, olgun, bilge 3- Armağan, adak, sungu
TELEK: Armağan, sungu
TEMIR: Demir
TEMIR YALUP: birl. Demir/Yalup ...demirci ustası, silah yapımcısı
TEMIRCAL: birl. Temir/Cal ( kılıc darbesi, kılıc vurusu)
TEMIREN: Ok baslığı, okun ucundaki sivri ve delici demir parcası
TEMIRHAN: birl. Temir/Han
Eski donem, “ Maden Tanrısı”
TEMIRKIRAN: birl. Temir/Kıran mec. Acı kuvvet, acı kuvvete sahip kisi
TEMIS: Demis, soylemis, bilgin, deneyimli
TEMUGE: (Temurge) demir, nuvesi
TEMURKAZUK: birl. Temir/Kazık Kutup yıldızı
TENBE: At kosumu, kosum takımı
TENEKUR: Boraks madeni
TENGIZ: Deniz
TENIK: Azim, kararlılık
TENSI: Esit, adil, adaletli
TEOMAN: Sis, duman, tuman
TEPE: 1- Uc, sınır, doruk, yukseklik, yuksek yer 2- Yığın, kutle 3- Bir nesnenin sivri ucu
TERECE: Ince, narin, zarif
TEREK: Siper, koruyucu
TEREKEME: Siper, siperlik, sutre
TERILGEN: Diri, canlı, hazır, tetik, tetikte
TERILGENBUDUN: birl. Terilgen/Budun
Devletin cekirdeğini olusturan boy merkez halk Devletin, temel, ulusal askeri gucu
TERIM: 1- Bilim, sanat, bilim ve sanat erbabı 2- Emek, alın teri, zahmet 3- soyluluk, seref, onur,nurlu 4-
toplantı, dernek 5- Han soyundan gelen kızlara verilen bir soyluluk unvanı
TERIS: Derleme, toparlama, birlestirme, birlestirici, derleyip toparlayıcı
TERKEN: 1- Sus oku, suslu ok 2- Savas arabası 3- Soylu, soyluluk unvanı
TERNEK: Dernek, toplantı
TESIYEMI TANYU: (Ululuğun sınırı olmayan, en ulu )
TETIK: 1- Uyanık, hazır 2- Becerikli, mahir
TEYENG: Sincap
TEYMUR: Demir
TEZ: 1- Hızlı, ivedi, hızlılık 2- Kacma, urkme, urkuntu 3- Siddet, siddetli
TEZME. Cabuk kızan, canı ağzında, kızıp cekip giden
TEZUREK: birl. Tez/Yurek Heyecanlı, atesli
TIBIK: Sakin, asude
TILSIM: Buyu, efsun, sihir
TIN: (Tin) Ruh, can, nefes
TINGI: 1- Tin, can, yasam 2- Kulağa gelen ses, ses dinleme (Tınlama)
TINGLAK: Efendi, soz dinleyen
TINGLAR: Dinler, hurmetkar
TINGLATUR: Sozu dinlenen, sozu gecer
TINGLAYU: Munis, soz dinleyen
TINGLIĞ: Canlı, diri
TINI: 1- Ruhsal, ruhla ilgili 2- Inanc, iman 3- Tıngırtı, kulağa gelen ses
TIGIN: Prens, sehzade, han oğlu, bey oğlu
TIGREK: Cevre, daire
TIKE: Parca, bolum, lokma, tıkım
TIKEN: Dikili, dik, dikmis
TIKIM: Parca, lokma
TILBE: Dilek, dilenen sey, murat
TILBI: Dilek
TILEK: Murat, istek, dilek
TILKI: Tilki, kurku icin avlanan hayvan
TILMAC: Cevirmen, tercuman
TILMEN: (Dilmen) Konuskan, hatip, cenebaz
TILTAY: Etken, amil, neden
TILUN: Dolun, tolun, dolu, tam, eksiksiz, kusursuz
TIMAGUR: Merhametli, vicdanlı
TIMUCIN: (Temucin, temurcin, timurcine)
Cengiz Kaan’ın ilk adı. Ancak doğrusu, Timurcin’dir. Demir ucu, sivri demir anlamındadır.
TIMUR: Demir
TIMUR KURKAN: birl. Timur/Kurkan
Turk dunyasının en unlu simalarından. Yalnızca Turk tarihi değil, dunya tarihinin de basta gelen
liderlerinden. Cengiz Kaan’dan sonra, dunyanın ikinci buyuk fatihi. Yasamı hep cetin mucadelelerle
gecmis, koca bir imparatorluğu adeta yoktan var etmistir. Kurkan (Damat) lakabını, evliliğinin ilk
yıllarında, kayın ecesi olan Buhara Emir’ in himayesinde olusu nedeniyle almıs, daha sonraları,Iranlılar
ona “ Timurleng”, Otmanlılar “ Aksak Timur” lakabını takmıslardır. Bu ulu kisi zamanında,Turk dunyası
ucuncu ve son kez olarak, tek devlet catısı altında toplanmıs, “ Birlesik Turk devletleri” ideali, bu ulu
kisinin doneminde son kez gercek olmustur.
TIN: 1- Can, ruh, oz 2- Soluk, nefes, yel 3- Dinmis, dingin, sakin, bitik 4- Gok, goksel, Tanrısal
TIRGEC: Diri, canlı, dirilik veren
TIRIG: Diri, canlı, guclu
TIRIGLIĞ: Dirlik, yasam, gecim
TIRIL: 1- Can, ruh, yasam 2- Dirilik, canlılık, derlenip toparlanma 3- Derlenme, derlenis
TIRIM: Yasam, gecim, hayat yolu
TIRKIS: Kervan, kafile
TOGA: 1- Doğa, tabiat, hilkat, yaratılıs, huy 2- Kalın, katı, yoğun, doymus 3- Usul, yordam, teamul
TOGAY: 1- Toga 2- Dolunay 3- Koruluk, kucuk orman
TOGU: 1- Doğu, doğus 2- Vurus, darbe
TOĞAC: (tokac) Topuz, camasır yıkarken kullanılan tahta topuz
TOĞAN: 1- Doğan, doğan kusu 2- Canlı, doğmus olan, yasayan
TOĞMA: 1- Dokuma, dokumadan yapılan giysi 2- Yerli, yerli halktan olan kisi
TOĞMAK: (Tokmak)
TOĞMUS: Doğmus, ortaya cıkmıs, canlı, yasayan
TOĞRUL: 1- Tuğrul 2- Doğrulmak, ayağa kalkmak
TOĞRULCA: Doğan kusu, doğan yavrusu
TOĞSIK: Doğus, doğum, ortaya cıkıs
TOĞUL: 1- Doğulu, doğudan 2- Doğum, doğus, ortaya cıkıs
TOĞULGA: Tolga, tulga, savas baslığı, miğfer
TOK: 1- Irilik, katılık, dayanıklılık, yoğunluk 2- Vurus, darbe, dovus, savas 3- Yol, yontem, yordam
TOKA: 1- Tok, sert, katı 2- Usul, yol, yordam, teamul 3- Dovus, vurus, vurusma, 4- Huy, hilkat,yaratılıs
TOKAC: (Togac) Topuz, camasır topuzu
TOKALIG: Tokluk, katılık, sertlik
TOKAY: 1- dolunay 2- Dere kenarlarında yetisen bir cicek, calı
TOKLU: 1- Yol, yordam, bilen, bilge 2- Bir yasını gecmis kuzu 3- Iri, dolgun, besili
TOKMAK: Vurma, ezme, dovme aracı
Kalın, genis, ağactan yapılmıs cekic
TOKOL: Kuma, ikinci hanım
TOKTA: 1- Durma, yasama, direnc, dayanıklılık 2- Tedbir, tedbirlilik
TOKTAK: Tedbir, tedbirli, temkinli
TOKTAMIS: Durucu, kalıcı, direncli, dayanıklı, uzun omurlu, dirayetli
TOKTAR: Dayanıklı, dirayetli, uzun omurlu
TOKU: 1- Doğu 2- Dovus, temas, savas
TOKUM: 1- Doğum, doğus 2- Yasam, direnc, dayanıklılık
TOKUMAK: Tokmak
TOKUR: 1- Gozu pek, cesur 2- Dokur, dokumacı
TOKURGAK: Dokuma aleti, dokuma tezgahı
TOKUS: 1- Dovus, savas, vurusma 2- Doğus, direnc, yasam, dirayet
TOKUZ: 1- Dokuz sayısı (..Turklerin uğurlu ve kutlu saydıkları sayılardan) 2- sıkca ve kalınca
dokunmus bir kumas
TOLAN: Essiz, emsalsiz
TOLAY: Bir tavsan turu
TOLDI: Doldu, dolu, doluluk, butunluk, olgunluk, irilik, bilgelik, erginlik
TOLDIKORGAN: Anıt, lahit, abide
TOLGA: Miğfer, celik baslık
TOLGAN: 1- Dolgun, iri, dolu 2- Acı, uzuntu, inleme
TOLKAN: Dolgun
TOLMIS: Dolmus, dolu, olgun, bilge
TOLU: 1- Dolu, olgun, kamil, yetkin, usta 2- Icki, icki kadehi, icki ile dolu kadeh 3- Seckin, guzide
TOLUHAN: birl. Tolu/Han
Arap isgalleri sırasında, onlara karsı direnis orgutleyen ve cesitli savaslara giren bir bey
TOLUK: 1- Dolu, olgun, yetkin, bilge 2- Tuluk, tulum
TOLUM: 1- Silah, savas aleti 2- Olgun, dolgun
TOLUN: Dolu, tam, butun, eksiksiz, kusursuz, olgunlasmıs
TOMAN: Duman,sis
TOMBAY: Manda, camıs
TOMRIS: (Tomris Hatun) 1-Demir ucu 2- Demir sesi. 3- Demirin ozu, nuvesi.4- Bereket, bolluk,uğur.
T... Turk tarihinin unlu simalarından. Sakalar devletinin katun’u (kralicesi) (Iran – Turan savasları
sırasında, zalimliğiyle unlu, Pers kralı Husrev’in, Turk topraklarını isgal etmesine karsın yapılan savasta
buyuk kahramanlıklar gostererek, onu yenmis, basını kesip kan dolu bir fıcıya atarak, “Hayatın boyunca
kana doymadın, kan dokup kan ictin. Ben de sana yakısanı yapıp, seni bundan mahrum etmeyeceğim.”
diyen ulu kisi.)
TON: Don, giyim, giysi, elbise
TONA: Giyimli, varlıklı, yakısıklı
TONAT: Donat, comert, eli acık, ac doyuran – cıplak giydiren.
TONATMIS: Giydirmis, hayır hasenatta bulunmus, comert ve eli acık.
TONGA: Kaplan, Asya kaplanı.
TONGUZ: Domuz
TONKA: 1- Tunga , kaplan 2- iri,buyuk,gosterisli
TONLU: Giyimli,sık,zengin,varlıklı
TONSUZ: Yoksul
TONYUKUK: (Tanyu/Kok,gok) Sonsuzluk ve genislik,bilgelik ve deneyimlilik.
TOP: Yığın, topluluk, butunluk, erk
TOPAC: 1- Top gibi, toparlak, dolgun 2-Ibrik 3- Sepet, sele
TOPAK: Topluca, toplanmıs, yığın
TOPRAK:.. Yer, yurt, arazi
TOPURGAN: Ayak basıldığında toz cıkaran, yumusak toprak
TOPUZ: Toplanıp, kurutulmus, katılasmıs, topluca ve katıca. Silah, dovme ve ezme aracı
TOR: 1- Mevki, mertebe, seref, sereflilik 2- Tureme, doğma, soy, gelisme, yayılma 3- Ağ, tuzak 4-Giysi
5- Evlat, cocuk, nesil 6- Zayıflık, incelik, hamlık
TORAMAN: 1- Fahri, onursal, serefli 2- Kaba, yetismemis, acemi 3- Iri, dolgun, heybetli
Toran: Turan, duran, yasayan, direncli
TORCUK: Kozalak
TORKU: Ipekli kumas
TORLAK: 1- Eğitilmemis at 2- Cırak, acemi, ham
TORMIS: Durmus, yasayan, yasar, yasam
TORMU: Yasam suresi, yasam
TORU: 1- Durus, yasam 2- Bolluk, bereket, fazlalık 3- Doru, doru renk
TORUG: Doruk, Doru renk
TORUK: 1- Doruk, zirve 2-Ince, zayıf, ham, olmamıs
TORUM: 1- Aygır, aygır yavrusu 2- Kul, kole, muti, bağlı 3- Deve yavrusu
TORUN: 1- Evladın, evladı 2- Sevgili, biricik, cok sevilen 3- Acemi, ham, yetismek uzere olan 4-Genc
boğa
TOSUN: 1- Genc boğa, 2- Tos atan, tos vuran, azgın, azmıs, saldırgan
TOY: 1- Solen, yemekli eğlence, duğun dernek 2- Em, ilac, doyum, doyumluluk 3- Ordu, ordu birliği 4-
Camur bataklık 5- Doğan turu bir avcı kus 6- Genc, genclik, acemilik, cıraklık
TOYAK: 1- Atlara giydirilen savas zırhı 2- Tırnak, at tırnağı
TOYAN: Toy sahibi, toy veren kisi
TOYGA: 1- Toy sahibi, toy veren kisi, 2- Toylarda yapılan corba, ayranlı corba
TOYGAN: 1- Kurultay uyesi 2- Bir kus turu 3- Genc, taze
TOYGAR: Tarla kusu, cayır kusu
TOYGUN: 1- Genc, taze, deneyimsiz 2- Doymus
TOYGUR: Doymus, gozu tok, olmus, olgun
TOYLAK: 1- Toy yeri, toy yapılan yer 2- Karargah, ordunun toplandığı yer.
TOYLUK: Toy yeri, Toy yapılan yer
TOYMADUK: 1- Ozlenen, ozlemi duyulan 2- Hırslı, doyumsuz
TOYMAGUR: Istahlı, obur
TOYTIMUR: Ermis, keramet sahibi, Saman buyuğu, kam, rahip
TOZUN: 1- Tosun 2- Duzen, uyumluluk
TOGI: Comert , eli acık
TOGUN: Cekici, yakısıklı
TOKMEN: Cekici, yakısıklı
TOKU: Eli acık, comert, musrif
TOKUS: Duğus, savas, vurusma
TOLEC: Ucret, yevmiye
TOLEGEN: Olgun, kamil, yetiskin
TOLEK: 1-Ucret, yevmiye 2- Sukunet, sakinlik
TOLIS: Boluk, bolunmus
TOLUK: Tuluk, tulum
TOR: 1- Turemek, coğalmak, yaratılıs 2- Makam, mevki, onur yeri, serefli yer 3- Usul, kural, teamul
TORE: 1- Duzen, gelenek, usul, teamul, geleneksel hukuk 2- Tureyis,yasayıs, coğalma, yaratılıs
TORELI: Toresi olan, toreye bağlı, geleneklerine bağlı
TOREMEN: Gorgulu, toreye bağlı
TOREN: 1- Toreye uygun yapılan, tore gereği yapılan, merasim 2- Soylu, necip, seckin
TORKIN: Kok, mense, dip, soy
TORU: 1- Yasa, devlet duzeni 2- Tureyis, yaratılıs
TORUCE: Toreye ve yasaya uygun
TORUICI: Toreye uygun
TORULUG: Toreye bağlılık, Tore bilgisi, Tore uygulaması
TORUM: 1- Tureyis, yaratılıs 2- Toreye bağlılık
TORUMCU: Toreye bağlı, soyuna bağlı
TORUN: 1- Soylu, soyluluk 2- Toren, merasim, ihtiram
TORUTGEN: Yaratıcı, yaratan, halik
TOSTUK: Dus, ruya
TOZ: Kok, dip, temel, cevher, oz
TOZLUK: Oz, esas, asıl, kok, koklu, ozlu
TOZUN: Soylu, temeli sağlam, koklu
TUNAY: Evlatlık kız cocuğu
TUDUN: (Tutun) 1- Tutunma, bağlılık, sadakat 2- Destek, guvence, tutunulacak nesne
Hazar kağanlığı doneminde kullanılan “ vali “ unvanlarından
TUGAN: Doğan
TUGANA: Ozel ok (Ici oyulmus, icinde evrak gizlenen ok)
TUGAN: 1- Kucuk ırmak, cay, akarsu 2- Togay
TUĞ: Sancağın tepesine takılan at kuyruğu, kıldan yapılan flama, Uğur ve Kut isareti olarak kullanılır
olmasına karsın, bundan daha cok savas isteği, baskaldırı ve isyan sembolu olarak kullanılmıstır. 2-
Tıkac,kapak, bent, set
TUĞANCI: Doğancı, doğan terbiyecisi, doğan eğitmeni, doğan yetistiricisi
TUĞCU: 1- Tuğ tasıyan kisi, alemdar 2- Isyancı, isyankar
TUĞCE: Kucuk tuğ, tuğcuk
TUĞLU: Tuğ sahibi, kutlu, uğurlu
TUĞLUK: Tuğlu, tuğu olan, tuğ tasıyan
TUĞMA: 1- Doğmus, ortaya cıkan, boy gosteren 2- Tuğ kaldıran, isyankar
TUĞRUL: 1- Doğan kusu, bir doğan turu 2- doğru, doğrulmus, dik- ayakta 3- Turk mitolojisinde, adı
gecen, yarı insan, yarı kus.
TUĞSAVUL: birl. Tu/Savul
Eski donemlerde, ordu icinde tuğ tasıyan ve onu koruyup, onde tutmakla gorevi olan kisilere
verilen ad.
TULA: 1- Tolu, dolu, olgun 2- Ayna
TULAN: Dolu, olgun, kamil
TULAY: 1- Talay, taluy, okyanus, deniz 2- Ayna 3- Dolu, dolgun, olgun
TULGA: Tolga, miğfer
TULGAR: 1- Azim, kararlılık, inanc, guvenc 2- Gosteris, heybet, heybetlilik
TULGAY: Tuga, Tolga, miğfer
TULI: 1- Dolu, olgun, kamil 2- Ayna
TULKI: Tilki
TULTAG: Sakin, kendinden emin
TULU: 1- Dolu, ergin, olgun 2- Ayna
TULUK: 1- Dolu, olgun, bilge 2- yayık, comlek
TULUN: 1- Tolun, dolu 2- Cene kemiği
TUMA: Yeğen, kuzen
TUMACI: Erkek kuzen, (Amca, hala, dayı, teyze cocuğu)
TUMACIM: Kız kuzen
TUMAĞAN: 1- Nilufer ciceği 2- Duman, sis
TUMAN: Duman, sis
TUMAY: Sessiz, sakin, kendi halinde
TUMGAN: Tuman, sis
TUMRUL: Dumrul, Demir ucu
TUNA: (Tona) Varlıklı, zengin, gosterisli, ihtisamlı
TUNC: Bronz, Bakır, kalay karısımı
TUNG: Nufus sahibi, kudretli, muktedir
TUNGA: 1- Kaplan, Asya kaplanı 2- Kudret, ihtisam, fevkaladelik
TUNGUC: Cocuk, evlat, evlatlık
TUNGUT: Evlatlık
TUNUC: Tunc
TUR: 1- Durmak, yasam, canlılık 2- Irade, istek, yargı
TURA: 1- Dura, durak, ev, mekan 2- Deriden orulen kamcı 3- Sibirya bolgesinin eski adı
TURAK: 1- Durulan yer, yasanılan yer, mekan 2- Yasam, omur
TURAL: Durma, yasama, omur
TURAM: Olgunluk, kemal
TURAMUN: 1- Evcil, evcimen 2- Onurlu, onuruna duskun
TURAN: Duran, yasayan, omur, omurlu, yasama direnci (Cocukları sık olen ailelerin, uzun omur ve
kalıcılık dileklerini iceren adlardan.
TURCAK: Filiz, fidan
TURCIK: 1- Durucu, kalıcı, uzun omurlu 2- Fidan
TURDU: Durdu, sağ, salim, yasar, yasayan, kalıcı, omurlu
TURGAK: Bekci, muhafız, koruyucu
TURGAN: Duran, omurlu
TURGAY: 1- Tarla kusu, serce 2- Turk/Ay
TURGUT: (Turagut) 1- Omurlu, durucu, uzun yasamlı 2- Belde, mekan mesken, yasanılan yer
TURKAK: Nobetci, bekci
TURKU: Atesli, heyecanlı
TURKUAZ:Rengi mavi ile (Turk mavisi) ozdes olmus bir sus tası
TURMUS: Omur, yasam, uzun omurluluk (cocukları sık olen ailelerin kullandıkları adlardan)
TURNA: Leylek turu, iri ve genis kanatlı bir kus
TURSUN: Dursun, Durdu, duran, durmus vb. yasam, omur, uzun omur
TURSAK : Filiz, surgun
TURU: 1- Duru, saf, arık 2- Duran, yasayan, omurlu 3- Durgun,sakin
TURUM: 1- Yasam, omur 2- Sukunet, durgunluk
TURUMTAY: 1- Turum/Tay 2- Doğan turu, avcı bir kus
TURUSKAN: Dayanıklı, metanetli, direncli, uzun omurlu
TURUT: 1- Yer, yurt, durulan, yasanılan yer 2- Omur, yasam
TUSIT: Goğun otesi
Samanist gelenekte, ulu ruhların gittiği yer. Goğun katlarından
TUSKAN: Akraba, yakın, hısım
TUSGUL: Isaret, iz, nisan
TUT: 1- Yakalayıs, kavrayıs, saklayıs 2- Vurusma, vurus, yenme, ezme, koparma 3- Ordu, ordugah 4-
Kılıc ve benzeri silahların uzerindeki kir, pas
TUTA: Bahsis, armağan
TUTAC: Komsu, yakın, dost
TUTACI: Komsu, yakın
TUTAK: 1- Silah kabzası 2- Saldırı, hucum, taarruz 3- Evlatlık
TUTAM: Demet, buket, deste
TUTAN: Elinde bulunduran, yonetimi altında bulunduran
TUTAR: Tutucu, hukmedici
TUTAS: 1- Kucuk hanım, evin en kucuk kızı 2- Bekar, bakire kız 3- Komsu
TUTGAK: 1- Inilti, inleyis, huzun 2- Geceleri kesfe cıkan savas birliği
TUTGAN: Tutucu, fanatik
TUTGUC: kahvaltı, kusluk vakti yenen yemek
TUTGUN: Tutsak, esir, hapis,tutulu, tutulmus, bağlanmıs
TUTKU: Kapama, ele gecirme, bağlama, bağlanma
TUTGUK: Esir, hapis, tutsak
TUTNAK: Destek, arka
TUTNUK: Tutunulacak nesne, dayak, arka,destek
TUTSU: 1- Vasiyet, oğut, nasihat 2- Bağımlılık
TUTSUK: Oğut, nasihat, vasiyet
TUTU: Esir, tutsak, rehine 2- Cekici, cazip, guzel 3- Tutus, savas, dovus
4- Ağırbaslı,utangac 5- Yiğit, batur, dovuscu 6- Bakan, nazır, vali
TUTUG: Vali, askeri vali
Gokturkler doneminde kullanılan askeri unvanlardan
TUTUK: 1- Dovus, savas, savascı 2- Devlet gorevlisi, devlete bağlı 3- Evlatlık 4- Buyu, sihir
5-Tutsak, esir, tutulmus, rehin
TUTUN: Tutunulacak nesne, destek, arka, guvence
TUTUNC: 1- Evlat, oğul, usak 2- Tutunulacak nesne, guvence
TUTUNGU: Oğut, nasihat, vasiyet
TUTURGAN: Oğut, nasihat, vasiyet
TUTURGU: Oğut, nasihat, akılda tutulan
TUTUS: 1- Dovus, savas 2- Zapt etmek, egemenlik kurmak 3- bağlılık, sadakat 4- Orduyu ve devleti
duzene sokmak
TUTUSUK: Demet, cicek demeti,buket
Cengiz Kaan’ın Uygur kokenli danısmanı, oğullarının eğitmen ve atabeyi bu ulu kisi,
imparatorluğun resmi dilinin “Turkce” olusunda ve Turk kulturunun egemen kılınmasında, onemli etken
olmustur.
TUYAK: 1- Dayak, destek, değnek 2- Duyan, isiten, isitici, dikkatli, uyanık
TUYAN: Duyan, isiten
TUYGU: Duygu, his duyumu
TUYGUN: Doğan turu bir avcı kus
TUYUK: Dayak, destek, arka
TUYUN: Saygın, muteber
TUZGU: Yemek, yoldan gecenlere verilen yemek
TUZAK: Sevgili,sevgili icin soylenen soz
TUZAĞI: Sevgili, asık, masuka
TUZGUN: Armağan, sunu, bahsis
TUBE: 1- Tepe, yuksek yer 2- Siper, sutre
TUBEK: Tube, tepe
TUGUN: 1- Duğun, bağlılık 2- bahsis, hediye
TUGUZ: Duz, tam, eksiksiz, mukemmel
TUKEL: 1- Tuy, sac, kıl 2- Dik, dikili
Turk mitolojisinde, ağactan doğduğuna inanılan kisi
TUKUN: 1- Duğun, dernek, toplantı 2- Bahsis, armağan
TULEK: 1- Zeki, kurnaz, fettan 2- Tuylu, kıllı
TULGU: Alaca, renkli bir karga turu
TULIN: 1- Ayna 2- Ayın cevresindeki ısık halesi
TULU: 1- Rica, yakarıs 2- Dus, ruya
TULUS: Ucret, değer, emeğin karsılığı alınan karsılık
TUMEN: 1- Duman, duman, sis 2- On bin sayısının askeri terminolojideki kullanılısı
TUN: Gece
TUNBAY: birl. Tun/Bay ( Kazak ve Kırgızlarda, yatak, silte)
TUNEK: Gece kalınan yer
TUNG: 1- Gece, gece karanlığı 2- Olağanustuluk, fevkaladelik
TUNKUR: Peri, melek
TUR: Soy, kok, orjin, cesit, kan, damar, doğus, yaratılıs, olus
TURE: 1- Tore 2- Tigin, prens, sehzade
TUREL: Tureli, toreye bağlı, toresel, hukuk, hukuki, hukuka uygun
TURELI: Ture sahibi, toreye bağlı, hukuka bağlı
TUREMEN: Toreye bağlı, toreye gore yasayan
TURENER: Toreye bağlı, tore sahibi
TURETGEN: Yaratıcı, mucit, uretken
TURK: Bu kutlu ad, bircok anlamları icinde barındırır. Tureyis, doğus, guc, erk, soy, dol, coğalma, duzen
vb. ( Bircok dilbilimci, değisik anlatımlar yapıyormus gibi gorunseler de aslında tek bir sey vardır ortada.
O da Toreli, Toreye bağlı, Toreye gore olmus, Tore ile ozdes, iyilik, guzellik, doğruluk ve duzenlilik icinde
yasayan, bunun icin gerektiğinde, mayasından gelen guc ve erkini kullanan kisi ya da kisiler topluluğu,
anlamlarını net bir bicimde icinde barındırıyor olması.)
TURK BILGE KAĞAN: (Orhun anıtlarında, Bilge kağan kendini boyle tanıtır.)
TURKU: Turk dilinde soylenen, melodi
TURU: Durulmus, derli, toplu, duzenli
TURUNG: Aktif, faal, calıskan
TUS: Dus, ruya
TUSTEMIZ: birl. Tus/Temiz
TUTSU: Guzel kokulu ot yakarak ortaya cıkarılan koku
TUTSUK: 1- Tutsu, tuten koku 2- Ofkeli, kinci, oc alıcı
TUTUK: 1- Guzel ve etkileyici koku, duman, tutme kokusu 2- Duduk, savaslarda ve savas talimlerinde
komut vermek icin kullanılan duduk
TUZ: Duz, duzen, kok, esas, kural, butunluk, doğruluk, uyum, uyumluluk
TUZE: 1- Duz, doğru, duzen, kural, uyum, ahenk 2- Idare, yonetim 3- Ulus, topluluk, halk 4- Uyum,
uyumluluk, barıs, uzlası 5- Kusursuzluk
TUZBAYKUC: birl. Tuz/Bay/Guc Butun, hepsi, hepsini icine alan
TUZEN: Duzen, uyum, kurallar butunu
TUZLI: Uyumlu, uygun, duzenli, idareci
TUZLUG: uyum, ahenk, gecim
TUZUK: (Duzuk) 1- Duzen, duzulu, sıralı, duzenleme, duzenlenmis, duzenli, 2- Ozel durumlara gore
bicimlenmis kurallar butunu
TUZUL: 1- Duzulu, sıralı, muntazam, disiplinli, hiyerarsik 2- Anlasmıs,anlasmalı
TUZUM: Duzgunluk, sıra, dizgi
TUZUN: 1- Duzen, kural, teamul, gidisat 2- Oz, kok, soy, soylu, seckin, egemen 3- Uysal, yumusak huylu
ve davranıslı
U harfi ile baslayan isimler
UBUT:Ar, edep, tevazu, alcak gonulluluk
UC: Uc, sınır
UCAS: Iddia, bahis
UCUD: Yeryuzu, dunya
UCUN: Ucta, sınırda, kenarda, ucbeyi
UC: 1- Son, bitim, sınır, kıyı 2- Asırılık, ekstrem 3- Herhangi bir nesnenin sivri kısmı
4- Ordu kanadı, kol, cenah
UCA: 1- Koruma, himaye, arka 2- Uc, sınır, limit 3- Kendini asmıs, yuksek, ulu
UCAR: 1- Haber, havadis 2- Kanıt, delil 3- Goğe yakın, Tanrıya yakın, dindar 4- Ucarı,
vurdumduymaz
UCBEY: birl. Uc/Bey
Sınır karakollarında gorev yapan askeri birlik komutanı
UCGUN: 1- Kam, baksı, kendinden gecmis, transa girmis 2- Kıvılcım
UCKAN: Ucan, ucucu
UCKARA: birl. Uc/Kara ..Sırtı renkli, kanatları kara bir kus turu
UCKUN: Ucuk, kendinden gecmis, atesli, heyecanlı
UCMAĞ: (Ucmak) Cennet
UCSIZ: Sınırsız, genis, buyuk, alabildiğine..
UCUK: Ucmus, kendinden gecen, mest olan kam, baksı
UCUMAK: Ucmak, cennet
UCUR: Devir, donem
UCURAN: Kam
UCURUM: Son, uzak, uzak nokta, uculan, uzaklasılan, yuksek ve derin dağ yamacı, yar
UCUZ: birl. Uc/Uz 1- Alcak gonullu 2- Basit, kolay
UD: (Ut) 1- Arka, geri, ardından gitme, takip 2- karsılasma, catısma, yenme, utku 3- Uyuma, uyku
UDAR: 1- Takipci, pesini bırakmayan, kovalayan 2- Yener, galip gelir
UDU: Uyku
UDUK: Uyanık, diri
UDUM: Art arka, arkası sıra
UDUN: 1- Huner, beceri 2- Sonmus, sonuk
UDUZ: 1- Mursit, yol gosteren, ardından gidilen 2- Yollayan, sevk eden
UGAN: Kaadir, yaratan ve hukmeden, Ali, yuksek, kudretli
Cok eski donemlerden beri, Tanrı ve Tanrı sıfatı olarak kullanılan bu sozcuk, Turklerin ilk
Musluman oldukları donemlerde de, bir sure Tanrı adı olarak kullanılmıstır.
UGIN: Fikir, dusunce
UGIS: Zeka, uretkenlik
UGUZ: Kutlu, mubarek
UĞRAK: 1- basvurulan kisi, bilge ve deneyimli kisi 2- Savasa giderken, Askerlerin, aile ya da
esyalarını topluca bıraktıkları yer 3- Uğranılan yer
UĞRAS: 1- Dusunce, tasarı, is, caba, meslek 2- Mucadele, savasım, savas, Karsılasma, karsı karsıya
gelme
UĞRASI: Meslek, is, caba, savasım, gecim
UĞRUK: Savasa giderken, askerlerin esyalarını bıraktıkları yer
UĞRUN: Yan bakıs, gizlice bakıs
UĞUR: 1- Baht, talih, iyilik, guzellik, kut, bolluk, bereket 2- Sure, zaman
UĞURAL: Uğurlu, kutlu, bahtı acık
UĞURCAL: birl. Uğur/Cal (Surmek, değdirmek)
UĞUS: Akraba, hısım, kan bağıyla birbirine bağlı kisilerden her biri
UKUS: Zeka, akıl, yetenek
UL: 1- Temel, esas, kok, olus, olusum, doğus 2- Isaret, nisan, iz
ULA: Temel, esas, esaslı
ULAC: 1- Ulastıran, bağlayan, bağlayıcı 2- Isabet 3- Tim, takım, mufreze
ULACLI: Ulastıran, ulak
ULAĞ: 1- Soy, nesil 2- Maiyet, butunluk 3- ulak, haberci 4- Bağ, zincir
ULAK: 1- Ulastırıcı, ulastıran, haberci, bağlantı sahibi
ULAKCI: Haberci, ulastırıcı, bağlayıcı, bağlantı
ULAM: 1- Eklenmis, katılmıs, tim, mufreze 2- Dizi, dizili, bağlı, dizgi 3- yetenek, yetenekli
4- Ululama, selamlama, temenna
ULAN: 1- Bağlayan, bağlayıcı, birlestirici, etkileyici 2- Ulu, ululanmıs, saygıdeğer, soz dinleten 3- Taze,
tazelik, genclik, genc, cıvan
ULANBATUR: birl. Ulan/Batur Unlu ve ulu kahraman
ULANDI: Ululandı, kutsandı, kutlu
ULANMIS: Ulu, kutsal, mubarek, saygıdeğer
ULAR: 1- Bağlayan, birlestiren, birlestirici 2- Erkek keklik
ULAS: 1- Ululuk, ululasma, yucelik 2- Olus, temel, kok, soy, soyluluk 3- yetisme, kavusma
Ulasılacak olan, bağlanılacak olan, ulku, ideal 4- uluyus, kurt gibi uluma 5- Savas uranı,
savas narası 6- Kent, kent arazisi 7- Isabet
ULASLU: 1- Amaclı, idealist, ne istediğini bilen 2- Ulasıcı, bağlayıcı, birlestirici
3- Kentli, zengin, varlıklı
ULAT: Bağlayıcı, birlestirici
ULCA: 1- Ezeli, eskiden beri var olan 2- Pay, ganimet, savas ganimeti
ULCAS: 1- Tazim, ululama, buyukleme 2- Bolusum, paylasım, ganimet
ULDIZ: Yıldız
ULIC: Yavru, yaren, sevilen ve korunan
ULICIM: Yavru, yavrucak
ULIG: Uluma, yakınma, sızlanma
ULIS: Uluyus, kurt gibi ulayıs
ULU: (Ulug, Uluğ) Yuce, yuksek, mubarek
ULUCA: 1- Ululuğa yakın, saygıdeğer, hurmetli 2- Ust duzey yonetici, erk sahibi
ULUC: 1- Temel, esas, olus, ulas 2- Bağ, bağlantı, iliski 3- Uluyus, uluma
ULUĞAYGUCI: birl. Ulu/Ayguci
Gokturkler ve ozellikle Uygurlar doneminde basbakan ( sadrazam, bas vezir) unvanı olarak
kullanılmıstır.
ULUĞNOYAN: birl. Ulu/Noyan
Cengiz Kagan doneminde “Baskomutanlık” sıfatı olarak kullanılan bir unvan
ULUKOYUN: birl. Ulu/Koyun
Yakut destanlarında adı gecen “Ates Tanrısı”
ULULA: Yucelt, yukselt, mubarek kıl
ULUM: Debdebe, sasa, gosteris
ULUN: (Ulan, Ilun) Ulu, ululanmıs
ULUNYEGE: birl. Ulun/Yeke Sozu dinlenen, saygı duyulan, bilgi ve deneyimine basvurulan hanım
ULURAK: Ulu, kebir, en buyuk
ULUS: 1- Ul (Temel, kok, esas) dan...Ul/Uz 2- Ulus, bolum, kesim, topluluk...dan boy, halk, millet,budun
(Uygurlarda)
ULUS: Pay, bolum
ULUTOYUN: birl. Ulu/Toyun
Yakut destanlarında, kisiler arasındaki iliskileri duzenleyen Tanrı
UMAK: Irk, soy, kemik
UMAN: Umutlu, bekleyen
UMANC: 1- Umutluluk 2- Intizar
UMAR: Umutlu
UMAY: Koruyucu, sefkatli, iyiliksever
Eski donem, Tanrıcalarından ( Halen, Altay ve tum Kuzey Turkleri arasında cocukları sevip,
koruduğuna inanılır)
UMDI: Arzu, beklenti
UMDU: Umit, umitli
UMUCA: Umutlu bekleyis
UMUC: Rica, yakarıs, beklenti
UMUG: 1- Umit, destek, dayanak 2- Sığınma, iltica
UMUNC: Rica, beklenti
UMUR: Umar, umitli
UMUS: Beklenti
UMUT: Umus, umit, beklenti
UNAT: Doğru, yerinde, uygun, olgun, yeterli
UNGAN: (Ungan) 1- Bağlı, bağımlı 2- Bahtiyar, doğru yolda olan
UR: 1- Uğur, baht, mutluluk 2- Vur, vurmak, darbe
URAGUT: Disi, uretken, tohum, tohumluk
URAK: Orak, doğrayıcı, bicici
URAN: 1- Savas narası, nara 2- Vuran, vurma eyleminde bulunan, doven 3- parola
URAS: 1-Kut, baht, mutluluk 2- Ates bakıslı
URAZ: Uras, kut, baht
URAZLI: Mutlu, bahtiyar
URKU: Uğur, baht, talih
URPAK: (Urpağ) 1- Evlat, usak 2- Kibar, nazik
URUK: 1- Boy, ok, ulus 2- Vuruk, vurgun
URUL: 1- Tur, cins 2- Ors
URULU: Cins, soylu
URUM: 1- Seref, onur, haysiyet 2- Meleke, beceri, yatkınlık
URUMDAY: Panzehir ve tedavi icin kullanılan bir tas
URUN: 1- Orun, seref, itibar 2- Miktar, adet
URUNCA: 1- Serefli, onurlu 2- Emanet, rehin
URUNGU: 1- Seref, onur, haysiyet, onurlu davranıs 2- Eğitim ve talim kılıcı
URUS: 1- Orus, uras, uraz) 2- Urus, kırıs, savas
URUS: Vurus, doğus, kırıs, savas
URUSKAN: Savascı, cengaver
URUT: 1- Asama, merhale 2- Amac, maksat, hedef
URUZ: 1- Uraz, uras 2-Vurus, dovus
US: Oz, toz, yeti, anlayıs gucu, akıl, zeka, uzluk
USAN: Uslu, akıllı, usta, uzman
USBOL: birl. Us/Bol ..Dahi, ustun zekalı
USLU: Akıllı, uzman, ustad
USLUM: Becerikli, mahir
USLUY: Deneyimli, tecrubeli
USUK: Uslu, akıllı, zeki
USUN: 1- Uzun, uzman, derin, engin, deneyimli 2- Gercek, sahih
USAK: Cocuk, genc, taze, ufaklık
UTA: 1- Tedavi, onarım, tamir, iyilestirme 2- Zafer, galibiyet
UTACI: Doktor, eczacı, iyilestirici
UTAMAN: 1- Utkan, galip, muzaffer 2- Eczacı, doktor 3- Edepli, mahcup, sıkılgan
UTAN: 1- Galip, muzaffer 2- Utanma, ar, mahcubiyet
UTANGAN: Utangac, mahcup, kendi kendini sıkan
UTAR: 1- Yener, utkan, galip 2- Iyilestirici 3- Kovalayan, takip eden
UTAS. 1- Yardım, imdat 2- Galibiyet, zafer, utku 3- Takip, kovalamaca
UTGUCU: Galip, muzaffer
UTKU: Zafer, galibiyet, yenme, ustun gelme, gucluklerden sonra ulasılan mutlu son
UTLU: 1- Galip, muzaffer 2- Sıkılgan, mahcup
UTUGLU: Galip, muzaffer
UTUS: Yenme, galibiyet, zafer
UVUT: Utanma duygusu, edep, ar
UYAN: 1- Dikkat, itina, dikkatlilik, tedbir 2- Iman, inanc
UYANIK: Dikkatli, tedbirli
UYAR: Uyumlu, uygun
UYAV: Uyanık, fatin, ferasetli
UYDACI: Mursid, yol gosteren, oğretmen
UYGAN: 1- Uyumlu, gecimli, uysal 2- Bağlı, tabi, muti
UYGAR: (Uygur) cağdas, uyumlu, uygun, uyarlı, medeni
UYGU: Ahenk, uyum
UYGUL: Uyumlu
UYGUN: 1- Yakısıklı, guzel, elverisli 2- Gecimli, dirlikci, imtizaclı
UYGUR: (uygar)
Turk boyları icinde, bu gunku anlamda bir kentlesmeye ilk baslayan Turk boyu. Kağıdı,
akapunkturu, matbaayı, tekstil sanayiini ve daha bircok bulusu gerceklestiren Turk boyu
UYGUT: Uyumlu, ahenkli, uygar
UYGUTALP: birl. Uygut/Alp
UYLAS: 1- Uyum, gecim, dirlik, duzen 2- Fikir, dusunce, tefekkur
UYLASI: Uyum, gecim, barıs
UYSAL: uyumlu, efendi,yumusak baslı, halim, selim
UYTUN: Kutlu, mubarek
UYUM: Uygunluk, denklik, ahenk, armoni
UZ: Us, oz, erk, yetme, beceri, basarı, acılma, uzama, genisleme, acılım, yayılım
UZA: 1- uzay, genislik, uzunluk, yaygınlık 2- Eski, eskiye dayalı, kadim, mazi 3- Gecis, gecit
UZAK. 1- Uzman, usta, sanatkar 2- Guclu, egemen, basarılı
UZAM: Uzmanlasmıs, ustalasmıs, usta
UZAN: Uzman, usta, akıllı, bilgili, sanatcı, pir
UZAY: Feza, gok bosluğu, uzamıs, genislemis, genis
UZDU: Ezeli, cok eski, kadim
UZEL: birl. Uz/El Usta, maharetli, becerikli, sanat erbabı
UZELLI: Usta, maharetli, elinden is gelen
UZLUK: Ihtisas, uzmanlık
UZMA: Kalifiye, uzman, pir
UZMAN: Usta, pir, otorite
UZUG: Uyanık, dikkatli, muteyakkız
UZUN: (Usun) 1- Uzman, pir, becerikli, is bitirici 2- yaygın, genis 3- kalıcı, daimi
ü harfi ile baslayan isimler
UC:Uc sayısı. (Turklerin, dokuz, kırk gibi, uğurlu saydığı sayılardan)
UGE: (Uyge) Unlu, meshur
UGIT: Oğut, nasihat, propaganda, ajitasyon
UĞDUL: Bahsis, ihsan
UKELGE: Armağan, bahsis
ULEGU: Bolum, kısım, pay
ULESUR: Bolusum, paylasım, paylasımcı
ULGEN: 1- Ulu, kebir 2- Iri, buyuk, heybetli, genis
Eski donem Tanrılarından ( Turk mitolojisinde Iyilik Tanrısı)
ULGI: Ornek, numune
ULGUDUR: Ornek, numune
ULGUT: Ornek, numune
ULKE: Bolum, parca, toprak, diyar, memleket, vatan, yurt
ULKEM: Ulke, memleket sevgisi
ULKEN: (Ulgen)
ULKER: 1- yıldızlar topluluğu, yıldız kumesi 2- Yedi kardesler de denen bir yıldız grubu 3-
Kadife,peskir,gibi dokumaların uzerindeki, ince tuy, hav
ULKER CERIĞ: Savas hilesi, savas taktiği
ULKU: 1- Ideal, hedef, olacağına inanılan..”Olan, değil, olması gereken..” 2- Prensip, adet, dustur 10-
Ulesme, bolusme, pay, pay ortaklığı
ULKUCU: Ulku sahibi, olması gerekeni dusunen
ULKUDAS: Aynı ulkuyu benimseyen ve aynı ulkuyu paylasan kimse
ULKUM: Ulku sevgisi
ULUGLU: Talihli, kısmetli,bahtı acık
ULUK: (ulug) Kısmet, nasip, pay
ULUKBULMUS: birl. Uluk/Bulmus
Uygur kağanlarının unvanlarından
ULUS: 1- Bolus, bolum, bolunen, pay 2- Konuk payı, komsu payı, ailenin ihtiyacları dısında, konu-komsu
icin ayrılan ve saklanan pay
UMIT: Umut UN: 1- Ses, seda 2- Sohret, nam
UNAL: 1- Un/Al 2- Inal (Han soyundan gelen, soylu ve imtiyazlı bey)
UNALDI: birl. Un/Aldı Unlu, meshur
UNDEV: Namlı, meshur
UNLU: 1- Meshur, namlı, tanınmıs 2- Gur sesli, sesini duyuran
UREGEN: Bereketli, munbit
UREGIR: Bolluk, bereket, uretkenlik
UREK: Yurek, kalp
UREKLU: Cesur, yiğit
URENTUYUN: birl. Uren/Tuyun
Eski donem, Yakut Tanrı adlarından
URGAN: Kıvılcım, serare
URGUC: Koruk, demirci koruğu
URK: Dehset, korku, cekince
URKMEZ: Cesur, korkusuz
URKUT: Urkutucu, dehset verici
URUK: Suregen, daimi
URUN: Dol, verim, ekin, uremis, uretilmis olan
URUNDUK: Verimli, seckin, guzide
URUNDUL: Seckin, guzide
URUNG: 1- Maneviyat, manevi guc, 2- Temiz, pak
USTE: Galip, faik
USTEK: Ustun, galip, faik
USTUN: Ustte olan, galip, faik, muzaffer
USTUNGU: Ustun gelme, uste cıkma, mertebe atlama, derece
UTGUR: Hızlı, seri, cabuk
UYEN: 1- Ilkeli, ozune bağlı 2- Iyilik sever, temiz yurekli
UYGE: Iyi, yararlı, zararsız
UYGEN: Iyilik dolu, temiz kalpli
UYGENARIK: birl. Uygen/Arık
Altay, Tuva, Sogay destanlarında adı gecen bir Tanrıca
UZBE: Uzgun, kızgın, dargın, darlanmıs, mahzun, sıkıntılı
UZLUNCUĞ: Olağanustu, fevkalade
UZUT: Can, ruh, oz, tin
V harfi ile baslayan isimler
VAR:(Bar) Olus, ortaya cıkıs, doğus
VARAK: Menzil, varılacak yer
VARAN: 1- Varlıklı, zengin 2- Sonuca ulasan, eren
VARGI: 1- Varılan yer, sonuc 2- mal, mulk
VARIM: 1- Servet, mal, mulk 2- Evlilik cağına gelmis kız
VARIMLU: Evlilik cağına girmis kız
VARIS: Menzil, varılacak yer
VARISLI: Menzil
VARLIG: (Varlık) 1- Mevcudiyet, var olma hali 2- Varlık, servet, zenginlik, butunluk 3- Evren, kainat
VAROL: birl. Var/Ol Uzun omur dileği
VERDI: Comert, eli acık, bağıslayıcı, ihsanda bulunan
VERGI: (Bergi, birgu) 1- Huy, tabiat, yaratılıs, aitlik, ozellik 2- Harac, nusum, verilen, odenen nesne
VERIM: Veris, verme, bolluk, bereket
VURGUN: 1- Vurulmus, asık 2- Baskın, ırgalama, yağmalama
VURUS: Savas, doğus, kırıs